İstanbul uluslararası finans merkezi stratejisi ve vergi sisteminde yap

Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK VERGİNİN GÜNDEMİ akif.akarca@alfaymm.com

Dr. Mehmet ŞAFAK

İstanbul Uluslar Arası Finans Merkezi Strateji Belgesi'nin kabulüne ilişkin Yüksek Planlama Kurulu Kararı 02.10.2009 tarih ve 27364 sayılı Resmi Gazete'de yayınlandı. Belge, İstanbul'un önemli bir uluslararası finans merkezi olmasını hedef alarak stratejileri belirlemiş ve nelerin nasıl yapılacağını ayrıntılı olarak düzenlemiştir. Ana amaç kısaca şöyle özetlenebilir. 

Türkiye dünyanın 17. büyük ekonomisidir. 2008 yılı sonunda GSYH'si 741,8 milyar dolara ulaşmıştır.Yapılan çeşitli uluslararası araştırmalara göre önümüzdeki 40 yıllık süreç içerisinde Türkiye dünyanın en büyük ilk on ekonomisi içerisinde yer alacaktır. İlk on ülke arasında yer almamızda finans sektöründeki gelişmelerinde önemli  bir rolü olacaktır.

Kaynakların toplanması ve etkin bir şekilde dağıtılmasını sağlayan, küresel piyasalarla entegre ve bünyesinde çeşitli alt sektörleri bulunduran, katma değeri yüksek ürün/hizmet üretme kapasitesine sahip olan finans sektörü, önümüzdeki dönemde ekonomideki büyümenin itici gücü olacaktır.

Bilindiği gibi, Türkiye'de finansal hizmetler sektöründe bankalar ve sigorta şirketleri dışında, faktoring şirketleri, finansal kiralama şirketleri, emeklilik şirketleri, menkul kıymet aracı kurumları, kıymetli maden aracı kurumları, yatırım fonları, yatırım ortaklıkları gibi banka dışı finansal kuruluşlar yer almaktadır.

Finansal hizmetler sektörünün bütün alanlarında, Türkiye'nin oldukça önemli bir büyüme potansiyeli bulunmaktadır. Finans sektörünce sunulan ürün ve hizmetler, mevcut fırsatların ve yerel potansiyelin değerlendirilmesiyle gelişecektir.

İstanbul'un bölgesel ve küresel finans merkezi olması, ülkemizde istihdamın ve uluslararası fon girişinin artmasına yardımcı olacak ve ekonomik büyümeye kayda değer bir katkı sağlayacaktır.

Yayınlanan belgeye göre İstanbul'un önemli bir finans merkezi olabilmesi için, başlıca aşağıdaki tedbirlerin alınması gerekli görülmektedir.

· Uluslararası standartlarda işleyen bir hukuk altyapısının oluşturulması,

· Finansal ürün ve hizmet çeşitliliğinin artırılması,

· Vergi sisteminin basitleştirilmesi ve etkinleştirilmesi,

· Düzenleyici ve denetleyici çerçevenin geliştirilmesi,

· Fiziksel ve teknolojik altyapının güçlendirilmesi,

· Nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılayacak bir eğitim altyapısının sağlanması,

· Dünya ölçeğinde tanıtım ve izleme yapacak bir organizasyon yapısının oluşturulması.

Vergisel önlemler

Vergi sisteminin yapısı ve işleyişi ile ilgili olarak aşağıdaki tedbirlerin alınması gerekli görülmektedir.

· Gelir Vergisi Kanunu'nun yeniden yazılması,

· Vergi Usul Kanunu'nun tümüyle gözden geçirilmesi,

· BSMV başta olmak üzere aracılık maliyetlerinin kademeli olarak düşürülmesi,

· Özel sektör borçlanma araçları ve faizsiz finansman araçları başta olmak üzere, bazı finansal ürün ve faaliyetlerde BSMV'nin kaldırılması,

· Özelge sisteminin iyileştirilmesi,

· Borsada şirketlerin halka açılmalarının ve halka açıklık oranlarının artırılmasını teşvik edecek vergi kolaylıklarının sağlanma.

Basit ve etkin bir vergilendirme sisteminin oluşturulması

Ülkemizde kurumlar vergisi oranı yüzde 20 olarak uygulanmakta olup diğer ülke uygulamaları da incelendiğinde bu vergi oranının makul seviyede olduğu söylenebilir.

Gelir Vergileri Kanunu finansal işlemlerin ulaştığı karmaşık yapıyı ve yeni ürünleri kavramakta yetersiz kalmakta, verginin kanuniliği ilkesine aykırı sonuçlar yaratabilmektedir.

Gelişmiş birçok ülke uygulamaları incelendiğinde BSMV benzeri bir verginin uygulanmadığı, genel olarak finansal işlemlerin KDV'den de istisna tutulduğu görülmektedir.

Ülkemizde ağır olan vergi yükünün azaltılması, vergilendirmeye ilişkin karmaşık düzenlemelerin sadeleştirilmesi, uygulamaların basitleştirilmesi ve vergilemede öngörülebilirliğin artırılması gerekir. Basitleştirilmiş ve etkin uygulanabilen bir vergi sistemi oluşturulmasına yönelik olarak aşağıdaki tedbirlere ihtiyaç vardır.

Vergide öngörülebilirliğin artırılması,

Vergi oranlarının düşürülmesi,

Rekabet gücünün artırılması,

Geniş tabanlı bir vergi sisteminin oluşturulması

İşlemler üzerindeki vergilerin kademeli olarak kaldırılması

Aracılık maliyetleri üzerindeki vergi yüklerinin kademeli olarak düşürülmesi,

Finansal kurumların benzer işlemlerine uygulanan farklı vergisel yüklerin eşitlenmesi,

Uzun vadeli vergi politikalarının oluşturulması.

Yayınlanan Strateji ve Eylem Planı'na göre yukarıdaki hususlar esas alınarak aşağıdaki temel hedeflere ulaşılmaya çalışılacaktır. Söz konusu temel hedefler;

Finansal işlemlerin Türkiye içinde yapılmasının teşviki,

Makro ekonomik koşullara uygun sürdürülebilir ve istikrarlı bir vergi rejimi,

Hukuki güvenlik sağlamak için idareye geniş yorum yetkisi bırakmayacak kapasitede yasal düzenleme,

Vergi gelirlerinde dolaylı verginin payının daha az olması,

Finansal sektörün kayıtdışılık nedeniyle haksız rekabete maruz olmaması,

Etkinleştirilmiş özelge sistemi olarak belirlenmiştir.

Ayrıca başta vergi idaresi olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlarca finansal piyasaların işleyişi ve bu alanla ilgili vergi sisteminin tanıtımına önem verilecek, uygulama sonuçları izlenerek analize tabi tutulacaktır. Bu çerçevede eylemler dört ana başlıkta toplanabilir.

Vergi kanunları ve ikincil mevzuat basit, anlaşılır, öngörülebilir ve sürdürülebilir hale getirilecektir.

Gelir Vergisi Kanunu yukarıda yer alan temel hedef  ve ilkeler çerçevesinde yeniden yazılacaktır.

Vergi Usul Kanunu tümüyle gözden geçirilerek vergi cezalarının caydırıcılığının artırılması başta olmak üzere, mükellef hakları, uyuşmazlıkların çözümü ve değerleme hükümleri modern vergi sistemleriyle paralel hale getirilecektir.

Vergilendirme alanında yapılacak düzenlemelerle, ülkemizin rekabet gücü artırılarak finansal işlemlerin Türkiye'de yapılması sağlanacaktır.

BSMV başta olmak üzere finansal kurumlarının aracılık faaliyetleri üzerindeki kamu kaynaklı mali yükler hem finans kurumları hem de müşteriler açısından fon maliyetlerini arttırmaktadır. Finansal araçların fiyatları faiz cinsinden ifade edildiği için, bu tür vergiler faize yansımaktadır. Bu durum, kredi kullanımını pahalılaştırmakta ve uzun vadede ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemektedir. Ayrıca, bu tür mali yükümlülükler aracılık işlevinin etkili bir şekilde yerine getirilmesine etkide bulunarak kaynak tahsisinin etkinliğini bozmakta, sistemden kaçışı teşvik etmekte ve yurtdışında yerleşik finansal kuruluşlar lehine haksız rekabet yaratmaktadır.Bu nedenlerle, kamu kaynaklı mali yükler, kamu dengeleri ve ekonomik gelişmeler göz önüne alınarak uygun zamanlamayla kademeli olarak düşürülecektir.

Ayrıca dar mükellefiyete tabi olanların ülkemizde işlem yapmalarını engelleyici vergisel uygulamalardan kaçınılacaktır.

Uluslararası fonların Türkiye merkezli işlem yapmaları konusunda vergisel alanda uygulamadaki belirsizlikler giderilecektir.

Özellikle Ortadoğu ülkelerindeki sermayenin daha etkin şekilde ülkemize çekilebilmesini teminen  geliştirilecek finansal ürünlerin vergileme karşısındaki durumları benzer nitelik taşıyan finansal ürün ve işlemlere göre düzenlenecektir.

Finansal kurum ve yatırımcılar için belirsizliği giderici ve uygulamada uzmanlaşmayı sağlayıcı tedbirler alınacaktır.

Verginin, yatırım kararlarında belirsizlik yaratan değişken bir faktör olmaktan çıkarılmasına yönelik mekanizmaların, vergi sistemi içerisinde yer alması gerekmektedir. Bu amaçla kurulacak vergileme sistematiği yatırımcı kararlarını herhangi bir yatırım aracı lehine veya aleyhine yöneltmemelidir. Yatırımcı vergisel avantajı veya dezavantajı nedeniyle değil, her bir yatırım aracının kendi özelliklerine dayanarak alternatif yatırım araçları arasında tercihini yapabilmelidir.

Ülkemizdeki finansal piyasaların gelişmekte olan piyasalar olduğu dikkate alınarak basit bir vergileme sistemi oluşturulacak, benzer nitelikteki para ve sermaye piyasalarının vergilendirme esaslarının da benzer şekilde olması sağlanacaktır. Mevcut vergi sistematiğindeki karmaşık ve dağınık halde bulunan hükümler bir araya getirilmek ve sadeleştirilmek suretiyle anlaşılır, basit ve kalıcı bir mevzuat oluşturulacaktır.

Finansal kurum ve yatırımcılar bazında vergi düzenlemeleri kapsamında oluşabilecek tereddütlerin çözülebilmesi ve kalıcı çözümler sağlanabilmesi için, özelge (mukteza)  sisteminin diğer ülke uygulamaları da gözetilerek, güvence veren bir yapıya kavuşturulması sağlanacaktır.

Vergi uygulamaları açısından idare bünyesinde finansal sektör konusunda uzmanlaşmış bir birimin kurulması ve bu alandaki uygulamaların bu hizmet birimi tarafından koordine edilmesi mümkün hale getirilecektir.

Halka açık olmayan şirketlerin sermaye piyasasına açılması ve sermayenin tabana yayılması teşvik edilecektir.

Halka açık şirketlere tanınan vergi avantajları neticesinde, herhangi bir vergi kaybı yaşanıp yaşanmadığını belirlemek üzere yapılan çalışma sonucu, vergi teşvikleri ile halka arzların özendirilmesinin vergi gelirlerinin azalmasına değil, tam tersine önemli ölçüde artmasına neden olduğu görülmüştür. Şirketlerin halka açılmalarının ve halka açıklık oranlarının artırılmasının kuvvetle teşvik edilmesi amacıyla vergi de dahil olmak üzere her türlü önlem alınacaktır.

Eylem planı ve sorumlu kuruluşlar

Vergi kanunları ve vergi uygulamaları ile ilgili değişiklik ve düzenlemelerin sağlanmasında Başbakanlık, Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, TCMB, SPK, İMKB başta olmak üzere çok sayıda kuruluş sorumlu veya işbirliği yapılacak kuruluşlar olarak belirtilmiştir. Plana göre çalışmalar 2010, 2011 yıllarında büyük ölçüde tamamlanacaktır.

Gelir Vergisi Kanunu, Vergi Usul Kanunu başta olmak üzere bazı kanunlarla ilgili olarak Vergi Konseyi ve Gelir İdaresi Başkanlığı çalışmalarını ileri bir safhaya getirmiş durumdadırlar.

Bu çalışmalarda yukarıda belirtilen ilke ve esaslara uyuma özen gösterildiği bilinmektedir. Belirtmek gerekirse ayrıca, kanunların yeniden yazımında;

- Basitlik, açıklık, sadelik, tutarlılık,

- Öngörülebilirlik, sürdürülebilirlik, uygulanabilirlik,

- Hukukilik ve adalet,

- Gelişmelere uyum esnekliği,

- Bilgi ve şeffaflık için muhasebe ilke ve esaslarına uyuma özen gösterilmektedir.

Çalışmalarda uluslararası muhasebe standartları ile mükellef hakları konusunda Dünyadaki gelişmelerinde göz önünde tutulduğu anlaşılmaktadır.

Tüm yazılarını göster