İşsizlik tırmanıyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

İçinde bulunduğumuz krizin en büyük ve en dramatik tortusunun işsizliğin tırmanması olacağı hep söylendi. Resmi oranlardan önce zaten piyasadaki gelişmeler işsizlik sorununun giderek büyüdüğünü gösteriyordu. TÜİK tarafından dün açıklanan ekim ayı verileri, ki bu veriler eylül, ekim ve kasım aylarının ortalamasını gösteriyor, işsizlik oranının bu dönem itibariyle yeni bir rekor kırdığını ortaya koydu. 2006 yılının ekim ayında yüzde 9.3, 2007'de yüzde 9.7 olan işsizlik oranı, geçen yıl yüzde 10.9'a ulaştı. İşsizlik oranı geçen yıl mayıstan sonra önceki yılların üstünde seyretmeye başlamıştı, farkın kriz süreciyle birlikte daha da açıldığı dikkati çekti.

İşsizlik oranı yükseliyor yükselmesine ama, acaba bunun nedeni ne? Son dönemde sıkça duyduğumuz işten çıkarmalar mı buna yol açıyor, yoksa başka etkenler mi var? Ekim ayı verisi olarak açıklanan rakamların; eylül, ekim ve kasım ortalaması olduğunu bir kez daha anımsamakta yarar var. Krizin üretime ve istihdama yoğun olarak etki etmeye başladığı ay kasımdı. Ekim verisinde ise kasım ancak üçte bir oranında etkili. Dolayısıyla, ekim verisinde işten çıkarmaların öyle çok büyük etkisi yok. Bu durum zaten TÜİK'in rakamlarında da kendini gösteriyor. Ekim ayı itibariyle istihdam edilenlerin sayısında 2007 ekimine göre bir azalma yok, tersine artış söz konusu. 2007 ekiminde 21 milyon 310 bin kişi olan çalışan sayısı, geçen ekimde 21 milyon 945 bine çıktı. Tarım sektöründe istihdam edilenlerin sayısında 384 bin, tarım dışı sektörlerde istihdam edilenlerin sayısında 251 bin kişi artış oldu. İstihdam, tarım dışı sektörlerden hizmetlerde 230 bin, sanayide 24 bin arttı, inşaatta ise 2 bin kişilik azalma yaşandı.

İstihdamın sektörel dağılımında en çok dikkat çeken kuşkusuz tarımdaki artış. Türk tarımı son dönemde şaha kalkmadığına ve mevsimsel olarak da bu sektörün öne çıkacağı bir dönem yaşanmadığına göre, tarımdaki bu istihdam artışı, klasik deyimle "köye dönenlerin sayısındaki artışa" bağlanıyor. Kentteki istihdam olanaklarının giderek daralıyor olması yüzünden böyle bir dönüş başladığı görüşü dile getiriliyor. 

Peki, istihdam edilenlerin sayısı 635 bin kişi artarken, nasıl oldu da işsizlik oranı yüzde 9.7'den yüzde 10.9'a çıktı? Bu sorunun yanıtı, işgücüne katılma oranındaki artışta gizli. 2007 yılının ekim ayında 15 ve yukarı yaştaki nüfus 49 milyon 454 bin kişiydi ve bu nüfusun yüzde 47.7 oranındaki 23 milyon 612 bini işgücüne katılmak, yani çalışmak istiyordu. Geçen yıl ekimde ise 15 ve yukarı yaştaki nüfus 50 milyon 217 bin kişiye çıktı ve bu nüfusun yüzde 49.1 oranındaki 24 milyon 632 bini işgücüne katıldı. Yani, çalışmak isteyen nüfus bir yılda tam 1 milyon 20 bin kişi arttı. Bu 1 milyon 20 bin kişinin 635 binine iş bulunabildi, 385 bini ise işsizler ordusuna katılmak zorunda kaldı.

Hanehalkından işsiz kalanlar olması, hanehalkı gelirinin düşmesi ya da mevcut gelirin yetersizliği, daha önce çalışmayı düşünmeyenlerin de işgücü piyasasına girmesine yol açıyor. Tüm kriz dönemlerinde olduğu gibi yine bu gerçekle karşı karşıyayız. İşsiz sayısında ortaya çıkan 385 bin kişilik artışın tümü, çalışanların işini kaybetmesinden değil, büyük ölçüde çalışmak isteyenlerdeki hızlı büyümeden kaynaklandı. Çünkü daha önce de vurguladık, ekim verilerinde henüz yoğun işten çıkarmaların etkisini görmüyoruz.

Tüm yazılarını göster