İşsizlik sorununa bu da işçi kesimi bakışı

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com
 
Bu köşede 18 Şubat'ta yer alan yazımızda "Üniversite mezunu olmayan kadınlar iş aramıyor, arayan da zaten bulamıyor" başlıklı bir değerlendirmeye yer verdik. Bu yazımız üzerine konuyu kendi pencerelerinden değerlendiren işadamları oldu. Bu görüşlerden biri 26 Şubat'ta köşemizde yer aldı. İş çevrelerinin bazı değerlendirmelerine işçi kesiminden itiraz geldi. İşçi örgütleri, işverenlerin bazı değerlendirmelerine katılıyor, ancak bazılarına şiddetle karşı çıkıyorlardı.
 
Bugün de köşemizi Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Murat İnanç'tan gelen mektuba ayırdık.
 
İnanç, işverenlerin 26 Şubat'ta yer verdiğimiz mektupta işçiler ve sendikaları suçladıkları görüşünde. Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı İnanç mektubuna şöyle devam ediyor:
 
"İşverenlerin, istihdam üzerindeki fazla yükün istihdam kaçışına sebep olduğu ve meslek okullarının yetersizliğinin istihdamı azalttığı yolundaki görüşleri doğrudur. Ancak bu durum yeni ortaya çıkmamıştır ve kronik sorunlarımızdan biridir.
 
Ama 'İşçi haklarını korumak için hazırlanmış, ama işveren hukukuna pek yanaşmayan iş yasaları" gerekçesi hem yanlış, hem de her sorunu işçisinde ve sendikada gören bir anlayışın düşünmeden ortaya attığı kötü bir ezberdir. Ayrıca aynı yasa işçi haklarını tam olarak koruyamıyor, iş sağlığı ve güvenliği anlamında ciddi eksiklikler içeriyor.
 
Doğrusu biz İş Kanunu'nun işçi haklarını koruyan, işveren haklarını vermeye yanaşmayan bir niteliğe haiz olduğunu bir işverenden de olsa ilk defa duyuyoruz ve bu külliyen yanlıştır. Sadece sendikalaşma oranı bu görüşü yerle bir etmeye yeter. 
 
Türkiye'de 10 milyon 881 bin sigortalı işçinin sadece 1 milyonu sendikalıdır. Bunların yaklaşık 700 bini toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmektedir. Toplu iş sözleşmesinden yararlananların yaklaşık 370 bini de kamu işçisidir. Özel sektörde çalışan yaklaşık 10 milyon 500 bin işçiden 370 bininin toplu iş sözleşmesinden yani sendikalı olmaktan yararlanabildiği bir ülkenin mevzuatının işçiden yana olduğunu söylemek en hafif tabirle şaşırtıcıdır.
 
Ayrıca Türkiye'de işçiler yasaların tanıdığı bir çok haklarını kullanamamaktadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre, işten çıkarılan ve emekli olanlardan, yasaların tanıdığı bir hak olan kıdem tazminatını alabilen işçilerin oranı yüzde 6'dır. Bu yüzde 6'nın da yine yarısı kamu işçisi, geri kalanların büyük çoğunluğu ise işveren vekili statüsünde istihdam edilen yönetim kademesinde çalışanlardır."
 
İşsizliğin nedenleri
 
Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Murat İnanç, işsizliğin nedenlerine ilişkin görüşlerini açıklarken, kaçak ve göçmen işçilerin büyük sorun oluşturmaya başladığına dikkat çekti. İnanç, "Trakya'da Yunan ve Bulgar, Batı'da Gürcü ve Romen, Gaziantep'te Arap, İstanbul'da Afrika ve Balkan ülkelerinden gelen kaçak işçi ve göçmenler yasal istihdamın düşmesine yol açmaktadır. Yabancı ucuz ve kaçak işçilik, ülkemizde işgücü sahibi gençlerin işsiz kalmasına sebep olmaktadır" dedi. İnanç mektubunu şöyle tamamladı:
 
"Taşeronlaşma kalıcı ve güvenli istihdamı baltalamaktadır ve ilgili mevzuat gözden geçirilerek sakıncaları giderilmelidir. Ayrıca, istihdam öncelikli kalkınma politikalarına geçilmemesi, 'kalkınmaya rağmen işsizliğin düşmemesi' gibi bir sonuç doğurmaktadır.
 
İstihdam teşvikleri tek başına bu devasa sorunu azaltmak için yeterli olmayacaktır. Bir an önce istihdam ağırlıklı ve öncelikli kalkınma modelleri uygulamaya konulmalıdır."
Tüm yazılarını göster