İşsizlik oranı tek haneye doğru

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Mart ayındaki işsizlik oranı yüzde 10.8 oldu. Bu oranı, 2010 ve 2009'un mart ayı ile kıyaslamak pek anlamlı değil. İşsizlik oranı mevsimsel etkenlere çok bağlı olduğu için önceki aylarla yapılan kıyaslamaların da pek önemi yok. Örneğin bu yılın ocak ve şubat aylarına göre kaydedilen gerilemeyi fazla önemsemek yanıltıcı olur. Türkiye'de tarım ve turizm sektörleri önemli bir istihdam barındırdığı için mevsimsel geçişler büyük dalgalanmalar yaratıyor. Dolayısıyla sağlıklı bir değerlendirme için bakılması gereken önceki yılların aynı dönemleri. Ancak biraz önce belirttik; önceki yıllar içinde olağandışı yılları elemekte yarar var. Küresel krizin zirve yaptığı 2009 ve etkilerinin sürdüğü 2010'un mart ayını değerlendirme için ölçü almamak gerek…

O yüzden daha önceki yılların mart aylarındaki tabloya bakmakta yarar var. Bu yılın mart ayı verisi olarak açıklanan şubat, mart ve nisan ayları ortalamasında işsizliğin yüzde 10.8 olduğunu belirttik. Bilgi için önceki iki yılın mart ayı oranını da verelim. İşsizlik mart itibariyle 2009'da yüzde 15.8, geçen yıl ise yüzde 13.7 olmuştu.

Asıl dikkate alınması gereken 2008 ve öncesine gelince… Yeni seri olarak hesaplama yapılan 2005'ten bu yana mart ayı işsizlik oranı yüzde 11 dolayında seyretti. 2005 ve 2006'da yüzde 11.2 ve yüzde 11.3 olan işsizlik oranı, 2007'de yüzde 10.7'ye indi, 2008'de yeniden yüzde 11 oldu. Bu yılki oran da bir kez daha belirtelim yüzde 10.8.

Yani şunu söylemek pek yanlış olmasa gerek; işsizlik oranı anlamında kriz öncesi yıllara dönülmüş durumda. En azından resmi rakamlar bunu söylüyor. Yalnızca TÜİK'in işgücü istatistikleriyle ortaya koyduğu rakamlar da değil. 12 Haziran seçiminin sonuçları da aynı şeyi söylemedi mi… İşsizlik, toplumu ileri sürüldüğü gibi yakıp yıkıyor olsaydı, şimdiye kadar görülmedik ölçüde bir işsizlik yaşanıyor olsaydı, 12 Haziran'da herhalde daha farklı bir sonuç çıkardı…

Bu durumun başka bir açıklamaları da var tabii ki. İşsizlik sorun olmaya sorun; ama, seçmen AKP dışındaki partilerin bu konudaki vaatlerini pek de inandırıcı bulmadı anlaşılan. Sandıkta, ekonomi dışındaki diğer etkenler bir yana, "hiç olmazsa bildiğimiz, gördüğümüz politikalar sürsün" noktasından hareketle karar verildi.

Tek hane yakın

Geçmiş yıl verilerinin açıkça gösterdiği bir gerçek var. Mevsimsel etkenlerle nisan, mayıs ve haziran aylarında, kimi yıllar bu aylara ek olarak ağustos ve eylül aylarında da işsizlik oranı tek haneli seyreder. 2008'in son dönemi ile 2009 ve 2010 yıllarında bu eğilim küresel kriz etkisiyle bozuldu. Ama bu yıl, istihdam verilerinde kriz öncesine dönülmüş olmasının etkisiyle nisanda ya da en geç mayısta işsizlik oranında yeniden tek haneyi görebileceğiz.

Aslında tek haneli işsizlik oranı biraz sembolik bir değer ifade ediyor. Şimdiye kadar hiçbir ay yüzde 9'un altına inebilmiş değiliz. Yüzde 9.2-9.3 dolayında kemikleşmiş bir işsizlik oranı söz konusu. Önümüzdeki süreçte de bu oranı aşağı yönde kırıp, yüzde 8'li düzeylerde işsizlik görme şansımız ne yazık ki hiç yok.

Arındırılmış oran tek hane

Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı ise mart ayında tek haneye indi ve yüzde 9.9 oldu. Söz konusu işsizlik oranı, daha önce son olarak tek haneye 2007 yılının mart ayında inmişti. Bir başka ifadeyle, dört yıl aradan sonra mevsim etkilerinden arındırılmış endekste tek hane yakalanmış durumda.

İşsizliğin görünmeyen yüzü

TÜİK'in açıkladığı veriler, iş arayanları, bunlardan çalışabilenleri ve işsizleri ortaya koyan resmi veriler. Bir de, hiç iş aramıyor görünen, ama geçici de olsa işe ihtiyaç duyan, para kazanmaya çalışan bir kesim var.

Birkaç gün öncesi… Ankara'da bir meslektaşla bir kafeteryada oturuyoruz. İçeri giren iki genç kız, garsonlara eleman aranıp aranmadığını soruyor. Garsonlar yetkiliden bilgi aldıktan sonra eleman ihtiyacı olmadığı bilgisini iletiyorlar. Bu kez garsonlara ben soruyorum, gelen kızlar üniversite öğrencisi miydi, diye. Tahmin ettiğim gibi genç kızlar üniversite öğrencisi ve belli ki yaz tatilinde çalışıp harçlık biriktirmek amacındalar.

Bu satırları yazarken daha genç bir delikanlı geliyor; elinde diş macunu ve diş fırçası, anket yapmak istediğini söylüyor; görünürde anket yapıyor, ama macun ve fırçayı satabileceğini de ekliyor. Zaten gerçek amacı da satış yapabilmek… Lise son sınıfa geçmiş bir öğrenci olduğunu öğreniyorum.

Evet işsizlik düşüyor düşmesine ama, işsizliğin istatistiklere hiç yansımayan bir de bu yüzü var. Bu gençler henüz iş arıyor görünmüyor ki… 

Mart aylarındaki durum (Bin kişi)
  İstihdam İşsiz İşgücü İş.Or.(%)
2005 19.290 2.442 21.732 11,2
2006 19.524 2.477 22.001 11,3
2007 20.189 2.427 22.616 10,7
2008 20.389 2.532 22.921 11,0
2009 20.148 3.776 23.924 15,8
2010 21.741 3.438 25.179 13,7
2011 23.286 2.816 26.102 10,8
İşsizlikte son dört yılın en iyi mart ayı (Yüzde)
  2011 2010 2009 2008 2007 2006 2005
Ocak 11,9 14,5 15,5 11,6 11,3 12,1 11,8
Şubat 11,5 14,4 16,1 11,9 11,7 12,2 11,9
Mart 10,8 13,7 15,8 11,0 10,7 11,3 11,2
Nisan   12,0 14,9 9,9 10,1 10,3 10,4
Mayıs   11,0 13,6 9,2 9,2 9,2 9,6
Haziran   10,5 13,0 9,4 9,2 9,2 9,6
Temmuz   10,6 12,8 9,9 9,3 9,3 9,6
Ağustos   11,4 13,4 10,2 9,7 9,6 9,9
Eylül   11,3 13,4 10,7 9,9 9,5 10,1
Ekim   11,2 13,0 11,2 10,2 9,6 10,4
Kasım   11,0 13,1 12,6 10,5 10,0 11,0
Aralık   11,4 13,5 14,0 10,9 10,9 11,5
Tüm yazılarını göster