İşsizlik oranı herkesi şaşırttı

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Hiç kimse işsizlik oranının ocak ayında yüzde 15.5'e ulaşacağını tahmin etmiyordu. En kötümser sayılanların tahminleri bile daha düşüktü. Hani deyim yerindeyse, "kötümserler bile iyimser" kaldı. 18 Şubat'ta bu köşede "işsiz sayısı aralıkta 3.3 milyon, ocakta 3.5 milyon, şubatta 3.7 milyon dolayına çıkabilir. Buna göre, işsizlik oranı da aralıkta yüzde 13.8, ocakta yüzde 14.8, şubatta yüzde 15.8 gibi bir düzeye fırlayacak demektir" diye yazdığımızda biz de çok kötümser olmakla eleştirilmiştik. Meğer iyimser bir tahminde bulunmuşuz. Ocak ayındaki işsizlik oranı yüzde 15.5 gibi doğrusu inanılmaz bir düzeye fırladı. Aralık-ocak-şubat aylarının ortalamasını gösteren bu oran, ocak-şubat-mart aylarının ortalaması olarak açıklanacak şubat verisinde büyük olasılıkla yüzde 16'yı da aşacak. Ama hemen sonra, mart verisiyle birlikte özellikle tarımda artış gösterecek istihdam sayesinde toplam işsiz sayısı da, doğal olarak işsizlik oranı da yönünü aşağı çevirecek.

Ocak ayı işgücü istatistiklerinin işsizliğin rekor kırması yanında bir başka önemi daha var. Ocak istatistikleriyle birlikte, istihdamı sektörel bazda önceki aylarla kıyaslamalı olarak izleme olanağı sona erdi. Kasım 2007'den geçen yılın aralık ayına kadar olan veriler adrese dayalı nüfus kayıt sistemine (ADNKS) göre düzenleniyordu. Bu yılın ocak ayından itibaren ise nüfus projeksiyonları kullanılmaya başlandı. Kıyaslama olanağı sağlanabilmesi için 2008 yılının ocak ayı verileri de nüfus projeksiyonuna göre revize edildi.

Krizin etkileri görülemez oldu

Küresel krizin, mevsimsel etkilere açık olmayan sanayi ve hizmetler sektörüne olan etkisini izlemenin en iyi yolu, bir önceki aya göre istihdamın nasıl seyrettiğine bakmaktı. Ancak, 2008 yılı verilerinin ADNKS'ye göre, 2009 verilerinin nüfus projeksiyonuna göre oluşturulması, kıyaslama yapma olanağını yok etti. Örneğin sanayideki istihdam, geçen yıl ağustos-aralık döneminde 303 bin kişi azalmıştı. Ocak ayında ise 27 bin kişilik bir artış görülüyor. Ancak, ocak ayıyla aralık ayını karşılaştırmak anlamını yitirdiği için bu 27 bin hiçbir anlam taşımıyor. Hem, sanayide istihdamın artmadığı da bilinen bir gerçek.

Kıyaslama yapılabilen 2008 ve 2009 yıllarının ocak aylarındaki değişime gelince… İstihdam edilenlerin sayısı ocak ayında geçen yıla göre 75 bin kişi arttı. Bu artışın 259 bini tarım, 170 bini hizmetler sektöründen kaynaklandı. Sanayideki istihdam tam 316 bin kişi azaldı, inşaatta da 39 bin kişilik azalma oldu.

1 milyon kişi işini kaybetmedi

Geçen yıl ocakta 2 milyon 591 bin olan işsiz sayısı, bu yıl 3 milyon 650 bine çıktı, yani işsiz sayısında 1 milyon 56 bin kişilik bir artış var. Bu rakamı doğru okumak gerekiyor. 1 milyon 56 bin, "işsiz sayısındaki artışı" gösteriyor. Bu rakamı, "1 milyon 56 bin kişi işsiz kaldı" diye okumak ise tümüyle yanlış. Çünkü bu kişilerin bir kısmı son bir yılda işgücü piyasasına girdi, yani geçen yıl ocak ayında herhangi bir nedenle; ya henüz çalışma yaşında olmadıkları için, ya iş aramadıkları için işsiz sayılmıyorlardı.

Son bir yılda 15 ve yukarı yaştaki nüfus 888 bin kişi artarken, işgücü 1 milyon 135 bin kişi artış gösterdi. Doğal olarak işgücüne dahil olmayan nüfus 247 bin kişi azaldı.

Bu 247 bin kişiyi oluşturanlar arasında ev işleriyle meşgul olanlar diye tanımlanan ev kadınları başı çekiyor. Ev kadınlarının sayısı bir yılda 384 bin kişi azalmış görünüyor. Türkiye'de ev kadınlarının sayısı azalmayacağına göre, bu kesim ya iş aramaya başlıyor ya da daha önce "ev işleriyle meşgul olduğunu" söylemekle yetinirken, bu kez bir ölçüde "iş aramadığını, ancak çalışmaya hazır olduğunu" dile getiriyor. Bunun etkisiyle, "iş aramayıp, çalışmaya hazır olanların" sayısı 497 bin kişilik artış göstermiş bulunuyor.

Mevsimlik çalışan 284 bin kişi de işgücüne dahil olmayan nüfus kapsamından çıkmış durumda. Bir diğer ilginç gösterge de emekli sayısının 97 bin kişi azalması. Emekli sayısının azalması da söz konusu olamayacağına göre, bu kişiler de çalışmak için işgücü piyasasına giriyor. 

Büyüme-istihdam ilişkisi

Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren tarafından önceki gün açıklanan 2008 yılı katılım öncesi ekonomik programında yer alan verilere göre 2008 yılının ortalamasında işsizlik oranı yüzde 10.6 olarak tahmin ediliyor. Yine aynı programda yer alan 2009 yılı hedefi yüzde 13.5 düzeyinde. 2010 ve 2011'in işsizlik hedefleri ise yüzde 13.9.

Rakamlar biraz çelişkili. Eğer 2008 yılının ortalama işsizlik oranı yüzde 10.6 olursa, 2009'un yıllık ortalama işsizlik oranı da yüzde 13.5 düzeyine çıkacaksa, ekonomi çok daha yüksek oranda küçülecek demektir. Ünlü Amerikalı İktisatçı Arthur Okun'un, "Okun Kuralı" olarak bilinen kuralı, ekonominin yüzde 2.66 büyümesi halinde işsizliğin yüzde 1 küçüleceğini söylüyor. Aslında sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için 2008 yılının ortalama rakamını bilmek gerekiyor. O rakam ise 25 Haziran'da açıklanacak.

Yine Ekren'in açıklamasına göre, 2010'da yüzde 3.3, 2011'de 4.5 büyüme öngörülüyor. Ama ilginçtir, ekonominin bu hızlarda büyümesi öngörülen yıllarda işsizlik oranının yüzde 13.9'da sabit kalacağı varsayılıyor.

Demek ki ya büyüme hızları bu düzeyde gerçekleşmeyecek, ya işsizlik oranı daha farklı düzeyde oluşacak ya da Okun Kuralı yanlış!

Tüm yazılarını göster