İşsizlik oranı arttı, ancak...

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye'de işsizlik oranının mevsimsel etkenlere bağlı çanak şeklinde bir grafiği var. Ocak ve şubat aylarında yılın diğer aylarına göre tepe noktasına ulaşan işsizlik oranı, daha sonra gerilemeye başlar; haziran ve temmuzda yılın en düşük oranları gerçekleştikten sonra yeniden bir artış eğilimi ortaya çıkar. Mevsimsel etkenler ortadan kalkmıştır, işsizlik oranı da bu yüzden yükselmektedir; yılın son aylarıyla bir sonraki yılın ilk ayları işsizlik oranının en yüksek gerçekleştiği aylardır. Bu eğri, yıllardan beri devam etmektedir.

Bu yıl tablonun biraz değiştiğini ve temmuz aylarında genellikle düşük olan işsizlik oranının bu yıl görece daha yüksek gerçekleştiğini görüyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından dün açıklanan verilere göre, temmuz ayındaki işsizlik oranı yüzde 9.4 oldu. Grafikte de görüleceği gibi Türkiye'de çok daha yüksek işsizlik oranlarının gerçekleştiği aylar tabii ki var. Ancak, bu yılın temmuz ayında kaydedilen yüzde 9.4, temmuz ayları itibariyle oluşan en yüksek oran. Geçen yılın yüzde 8.8 olan işsizlik oranıyla olan fark da çok açılmış durumda.

Her yıl temmuzdan sonra işsizlik oranının yükseldiğini belirttik. Bu yıl, yükselmeyi daha da körükleyecek çok önemli bir etken var. Küresel finans krizi ve bunun reel sektöre yansımasıyla istihdam artışının hız kesmesi, hatta gerilemesi hiç sürpriz olmayacak. Bu, yalnızca Türkiye'ye özgü bir durum değil kuşkusuz.

Ancak, temmuzda dikkat çeken yalnızca işsizlik oranındaki artış değil. Tamam, işsiz sayısı geçen yıla göre 202 bin kişi artmış, işsizlik oranı yüzde 8.8'den yüzde 9.4'e çıkmış; ama istihdamda da kayda değer bir artış gerçekleşmiş. İstihdamda 373 bin kişilik bir artış var; hem istihdam, hem işsiz sayısının artmasıyla işgücünde 575 bin kişilik bir artış olmuş; işgücüne katılma oranı da yüzde 49.5'ten yüzde 49.9'a yükselmiş. Bir başka ifadeyle, çalışmak isteyenlerin sayısı artmış ve bu, işgücüne katılım oranının yükselmesi biçiminde kendini göstermiş.

İstihdamda geçen yıla göre kaydedilen 373 bin kişilik artışın sektörlere göre dağılımına gelince... Tarım sektöründe çalışanların sayısında 78 bin kişilik bir azalma var. Bu, normal ve bir anlamda arzu edilen bir azalma. Ancak, inşaat sektöründe de 25 bin kişilik bir azalma dikkati çekiyor. İnşaattaki bu azalma, sektörün içinde bulunduğu sıkıntıları ortaya koyması açısından önemli bir gösterge. Temmuz ayları itibariyle sanayide çalışanların sayısında 211 bin, hizmetler sektöründe çalışanların sayısında ise 265 bin kişilik bir artış gerçekleşmiş durumda. Bu arada, hizmetlerdeki 265 bin kişilik istihdam artışının 179 bininin kadın istihdamındaki artıştan kaynaklandığı dikkati çekiyor.

Türkiye, son bir yılda tarım dışında 451 bin kişilik bir istihdam yarattı. Sanayideki 25 bin kişilik düşüş de dikkate alınırsa, sanayi ve hizmetlerde yaratılan istihdam 476 bin kişiye ulaşıyor. Bu, hiç de küçümsenecek bir rakam değil. Ancak, bundan sonraki süreç önemli. Krizin etkisine bağlı olarak istihdamdaki artış, yerini daralmaya bırakabilir. Temmuzda dikkati çeken işgücüne katılma isteğindeki, yani çalışma isteğindeki artış ise işsizlik oranını daha da yukarılara çeker.

Tüm yazılarını göster