İşsizlik düştü; ama...

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Kastettiğimiz gerileme, geçen yıla göre olan değişim. Şubat ayındaki işsizlik oranı yüzde 10.4 olarak açıklandı ve ocak ayındaki yüzde 10.2'ye göre bir miktar arttı. Bu artışı mevsimsel etkenlere bağlayıp normal mi karşılamamız gerekiyor? Kıyaslamayı, hangi döneme bakarak yaptığımıza bağlı. İşsizlik oranı genel olarak ocaktan şubata geçişte artar. Bu yıl da öyle oldu. Ama bu bir kural değil! İşsizlik oranı 2010 ve 2011 yıllarında ocaktan şubata geçişte artmadı, aksine azaldı. 2010 yılının ocak ayında yüzde 14.5 olan işsizlik oranı şubatta yüzde 14.4'e, 2011'in ocak ayında yüzde 11.9 olan işsizlik oranı da şubatta yüzde 11.5'e inmişti. Dolayısıyla bu yılki artış, önceki iki yılda oluşan eğilimin tersine döndüğünün bir göstergesi. Bu, iyi bir işaret değil. Bir kere bu saptamayı yapalım.

Başlıkta işsizliğin düştüğünü belirttik. Bu düşüş, geçen yılın şubatına göre. Geçen yıl şubatta yüzde 11.5 olan işsizlik oranı, bir yıl sonra bu şubatta yüzde 10.4'e inmiş durumda. Bundan iyisi can sağlığı, öyle değil miÖ Ama şeytan ayrıntıda gizli!

İşsizlik oranının azalmasını sağlayan birkaç etken var. Bunların başında, istihdamı artırmak geliyor. En kestirme sonuç verecek ve en çok tercih edilen işsizliği azaltıcı etken de bu zaten. Çalışan sayısı ne kadar artarsa, işsizlik oranı da o ölçüde düşer.

İşsizliği aşağı çeken ya da artmasını önleyen bir başka etken de çalışmak isteyenlerin sayısının durumu. Geçen yılın şubat ayında 53.2 milyon olan 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 1.2 milyon artarak bu yıl 54.4 milyona çıktı. Geçen yılki 53.2 milyon nüfusun yüzde 48.5 oranındaki 25.8 milyonu işgücü piyasasına girmişti, yani çalışmak istiyordu. Bu yıl ise 54.4 milyonun yüzde 47.9 oranında 26.1 milyonu işgücü piyasasına girdi. Yani çalışmak isteyenlerin oranı düştü.

15 ve yukarı yaştaki nüfus bir yılda 1.2 milyon artarken, çalışmak isteyenlerin sayısında yalnızca 292 bin kişilik bir artış oldu. Çalışmak isteyenlerin nüfusa oranı da, biraz önce de belirttik, yüzde 48.5'ten yüzde 47.9'a geriledi.

Şöyle bir varsayımda bulunalım. Bu yıl çalışmak isteyenlerin oranı yüzde 47.9'a inmemiş ve geçen yılki yüzde 48.5 düzeyinde kalmış olsaydı, işgücü 26.1 milyona gerilemeyecek ve 26.4 milyon düzeyinde oluşacaktı. Bu durumda da, istihdamın sabit kaldığı varsayımına göre, işsiz sayısı 2.7 milyon değil 3 milyon olacak, işsizlik oranı da geçen yılla aynı düzeyde yüzde 11.5 düzeyinde oluşacaktı.

Yani özetle; bu yıl işsizlik oranı geçen yıla göre geriledi gerilemesine ama bu gerileme, çalışabilir çağdaki nüfus 1.2 milyon kişi artarken, çalışmak isteyenlerin sayısındaki artışın 292 binde kalmasından kaynaklandı.

Ve özetin özeti; işsizliğin hem ocaktan şubata geçişte önceki iki yılın aksine arttığı, hem de geçen yıla göre olan gerilemenin aslında çalışmak isteyenlerin sayısındaki görece düşük artıştan kaynaklandığı dikkate alınırsa, gidişatın iyi olduğunu söylemek hiç de mümkün görünmüyor.

Bütçe nasıl fazla verdi?

 

Merkezi yönetim bütçesinde de ilk bakışta çok iyi bir tablo var. Geçen yılın nisan ayında 1.1 milyar lira olan bütçe fazlası, bu yıl 1.4 milyara yükseldi.

Rakamlar gayet iyi. Ama biraz irdeleyince, bu rakamların nasıl oluştuğuna bakınca tablo değişiyor.

Bütçe fazlası nisanda geçen yılın üstünde. Ama ilginçtir, vergi gelirlerindeki artış, diğer gelirlerdeki artışın altında kalmış. Örneğin nisanda vergi gelirleri yalnızca yüzde 3.5 artarken, vergi dışı gelirlerde tam yüzde 117 artış olmuş. Bu rekor artışın etkisiyle de gelirler toplamda yüzde 23.8 artış göstermiş.

Bu tablonun nedeni ne? Biraz detaya inelim. KİT’ler ve Merkez Bankası da dahil kamu bankalarının karından bütçeye aktarılan tutar geçen yılın nisan ayında 1.2 milyar liraydı. Bu yıl söz konusu tutar tam 5.8 milyar liraya ulaştı.

Yani bütçenin nisan ayında fazla vermesinin altında yatan etken, yalnızca nisana özgü bir durum. KİT’ler ve kamu bankalarının karından aktarılan tutar geçen yılki kadar, yani bu yılkinden 4.6 milyar lira daha az olsaydı, nisan ayı bütçesi 1.4 milyar lira fazla vermeyecek, aksine 3.2 milyar liralık bir açık ortaya çıkacaktı.

Tüm yazılarını göster