Bundan önceki 25 sene gibi, bugün de kayıtdışını konuşuyoruz.
Ekonomiyi kemiren bu ince hastalıkla uğraşırken, yanlış tedavi yöntemleri uyguluyoruz.
Mikrobun bağışıklığını artırıyoruz.
Kangrenli yeri kesip atmayı beceremiyor, tüm vücuda yayılmasını seyrediyoruz.
* * *
Dün işsizlik rakamları geldi.
Haziran ayında yüzde 0.2 puan artarak yüzde 9'a çıkmış.
Kayıtdışı ekonomiyi teşvik için SSK primlerinde 5 puanlık indirime hazırlanan hükümet ve ikinci bir 5 puanlık indirim bekleyen iş dünyası, yılbaşından bu yana kayıtdışı istihdamdaki 5 puanlık artışa ne diyecek? Merak konusu...
* * *
Genel seçimler öncesinde siyasi partilerin ekonomi kurmaylarıyla yaptığım söyleşiler sonucunda ortaya çıkan fotoğraf, 'işsizlikle mücadele' konusunun, partilerin tamamının ekonomi politikalarının temelini oluşturduğunu gösteriyordu.
Makro ve mikro hedeflere ulaşmanın yanı sıra terör, göç, eğitim gibi siyasi ve sosyal sorunların çözümünde de, 'istihdam politikaları' başrolü üstlenmişti.
* * *
'Kaynak sorunu' ise yatırım ve dolayısıyla istihdamın önündeki en büyük engel olarak duruyordu.
Yüksek faiz, dengesiz kur gibi yatırım ve istihdam düşmanı parametrelerin de kaynağı olarak gösteriliyordu, 'sermaye yetersizliği'.
* * *
Kaynak sorununun iç ve dış borçlanmaya gidilmeden çözümü için ciddi önerilerle doluydu parti programları.
'Kaynak sorunu' potansiyeli değerlendirememek, tasarruf sağlayamamak, verimliliği artıramamak gibi nedenlere dayandırılıyordu.
* * *
Sınırlardan, denizden, havadan yapılan kaçakçılığın önlenip tüm bu ürünlerin kayda alınması; enerjide kayıp-kaçak oranının azaltılması; Türkiye'ye giren petrol ve petrol türevi ürünlerin tamamının kayda alınması gibi önlemler parti programlarında kaynak yaratabilmenin ilk adresiydi...
Rant gelirlerinin ayrı ayrı belediyelere değil de genel bütçeye aktarılması durumunda, sadece İstanbul'daki Hazine arazilerinden sağlanacak gelirin, Türkiye'nin iç ve dış borçlarını kapatabileceği ve yatırım için gerekli kaynağın bu yolla sağlanabileceği düşüncesi farklı bir alternatifti...
Türkiye'de ve yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarının, 300-350 milyar doları bulduğu iddia edilen yabancı bankalardaki birikimlerinin Türkiye'ye kaydırılması için yapılacak girişimler ise diğer bir alternatif.
Yabancı sermayeye doğrudan yatırım konusunda sağlanacak avantajlar ise dördüncü adres.
Yeraltı zenginliklerinin ekonomiye kazandırılması; tarım, turizm ve sanayide verimliliği artıracak çalışmalar yapılması; taşımacılıkta deniz ve demiryolunun etkin kullanılması beşinci adres.
Güneş, rüzgar, su gibi enerji kaynaklarından faydalanmayı sağlayacak yatırımların başlatılması ve bu sayede sağlanacak tasarrufun yaratacağı kaynak diğer bir adresti.
* * *
Programlarda yer alan "kaynak için adres bolluğu", Türkiye'nin kaynaklarının bilinenin aksine kıt olmadığını kanıtlıyordu.
Meydan, siyasetçinin bilinenin aksine davranarak bu kaynakları ekonomiye kazandıracak beceriyi gösterebilmesine ve işdünyasının özverisine kalıyordu!