İspanya finallere abone

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Avrupa Şampiyonası yarı finalinde İspanya ile Portekiz'in kozlarını paylaştığı önemli randevunun ilk yarısı bittiğinde topa sahip olma oranında Del Bosque'nin talebeleri %56'lık bir oranla üstünlük kurmuşlardı. Elbette ki, bu istatistiğin bir İspanya klasiği olarak değerlendirilmesi gerekiyor ancak bu noktada en çok dikkat çeken olgu, "topa sahip olmak" ile "oyun hâkimiyeti kurmak" arasındaki kavramsal ayrımdı. İspanya aşina olduğumuz biçimde topu ikinci bölgede sıkça dolaştırıyordu ama Portekiz kalesini tehdit edecek dikine ve etkili pasları bir türlü gerçekleştirmiyordu. Her iki takımın da hedef santrforlu 4-3-3 sistemini benimsemesinden başka, bu hedef santrforları gerektiği gibi kullanamama konusunda da benzerlikleri var. İspanya adına Negredo zaman zaman pas trafiği içine girse de Portekiz Almeida'dan yararlanmayı hiç denemedi. Cristiano Ronaldo ve Nani gibi topla oynamayı seven kanat forvetleriyle Almeida'nın "yalnızları oynamasına" şaşmamak lazım. Buna rağmen Portekiz'in takım savunmasını elden geldiğince sağlamlaştırmaya çalıştığı da dikkatlerden kaçmadı. Daha önce İspanya'yı analiz ettiğimiz yazımızda Barcelona'nın topu geri kazanma konusunda sergilediği dinamizmin Del Bosque'nin takımında olmadığından bahsetmiştik. Portekiz gibi teknik becerisi yüksek bir takıma karşı İspanya'nın bu handikabı bir kez daha su yüzüne çıktı. Üstelik zaman zaman Nani ve Cristiano Ronaldo'nun da dahil olduğu etkili pres karşısında bocaladılar. Bu anlamda İniesta ve Silva kanat görevlerini bir yana bırakıp içe kat ederek oynamaya çalıştılar ama bu kez de Negredo, Pepe-Bruno Alves ikilisinin kucağında kaldı. İkinci 45 dakika benzer bir görüntüyle başlamasına karşın, teknik adamların soyunma odasında santrforları kullanma konusunda tabiri caizse kafa patlattıkları açıktı. Portekiz Almeida'ya top indirme konusunda daha istekli görünürken, İspanya'da Del Bosque dakikalar 54'ü gösterirken terk ettiği "A planına" geri dönerek Negredo-Fabregas değişikliğine gitti. Bu değişikliğin temel amacı yukarıda değindiğimiz topa hâkim olma avantajını oyuna da hâkim olarak silaha dönüştürmekti. Keza gecenin etkisiz isimlerinden David Silva'nın yerini Jesus Navas'a bırakması da bu kapsamda değerlendirilebilir. Del Bosque'nin iki değişiklik hakkını 60'ta kullanmış olması İspanya'nın maçın uzatmalara gitmesinden pek de hoşnut olmayacağını gösterdi. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı ve maça hâkim olma konusunda dengeyi bulan İspanya, kendisine finali getirecek golü bulamayarak uzatmalara razı oldu. Her iki uzatma devresinde de karşılıklı ataklar izleme fırsatı bulduk. İspanya'nın bu bölümde daha tehlikeli akınlar geliştirmesi 4-6-0 diyebileceğimiz anlayışa dönmesinin eseriydi. Bu anlamda Del Bosque'nin hamlelerini başarılı bulmakla birlikte, bir türlü golün gelmeyişiyle kaderin biraz da şansa dayalı penaltılarla çizilecek olması İspanya'dan beklenen değildi. Sonuç itibariyle turnuvanın en büyük favorileri arasında gösterilen İspanya çok da iyi oynamadığı bir turnuvada finale çıkma hünerini gösterdi. 120 dakika boyunca gözümüzü kırpmadan izlediğimiz Cüneyt Çakır ise genel anlamda başarılıydı. Sonuca etki etmeyen basit hatalar yapsa da hatalarının bir kısmı "göze batan" cinstendi. Bu nedenle ilgili kurulların kendisi hakkındaki tasarruflarını da merak etmekteyim.

Dünya liglerinden haberler


- Tottenham Hotspur'un yıldız oyuncusu Gareth Bale, kulüple sözleşmesini 2016 yılına dek uzatarak takımdan ayrılacağı yönündeki dedikodulara son noktayı koymuş oldu. 2007 yılında transfer olduğu Tottenham formasıyla geçtiğimiz sezon 47 maça çıkan Gareth Bale, toplam 15 gole imzasını attı.
- Barcelona, Manchester City'nin genç oyuncusu Joan Angel Roman'ı kadrosuna kattığını açıkladı. Tito Vilano'nın ilk transferi olan ve Barcelona B takımında forma giymesi için transfer edilen 19 yaşındaki oyuncunun sözleşmesinde 12 milyon euro karşılığında serbest kalma maddesi bulunuyor.
- Geçtiğimiz sezon Feyenoord forması altında iyi bir sezon geçiren ve transfer döneminde ilgi çeken genç oyuncu John Guidetti, yeni sezonda bonservisini elinde tutan Manchester City'ye dönmek istemediğini söyledi. Menajeri, Guidetti'nin Manchester City'ye giderse rezerv takımda oynama gibi bir riski olduğunun altını çizerken, Lazio ile görüştüklerini de doğruladı.
 

Türkiye liglerinden haberler
 

- Benfica'nın golcü oyuncusu Alan Kardec için transfer girişimlerinde bulunan Beşiktaş'ın bonservis bedelinin fazla olması nedeniyle oyuncuyu transfer etmekten vazgeçtiği iddia edildi. Portekiz basını Benfica'nın 6 milyon euro istediğini ancak Beşiktaş'ın bu bedeli çok yüksek bularak görüşmeden çekildiği yazdı.
- Kulüpler Birliği Başkanvekili Hasan Akıncıoğlu önümüzdeki sezon play-off sisteminin oynanmayacağını ve alternatif bazı sistemler üzerinde durulduğunu söyledi. Akıncıoğlu, "Önümüze gelen bir taslak var ancak bu taslak hakkında nihai bir karar yok." şeklinde konuştu.
- Fenerbahçe ikinci başkanı Abdullah Kığılı, Beşiktaş'ın stat meselesi ile ilgili açıklamalarda bulunurken olası bir teklifi değerlendirecekleri söyledi. Fenerbahçe'de bir önceki dönem yöneticilik yapan Başkanvekili Nihat Özdemir ise daha önce Beşiktaş'a stat konusunda yeşil ışık yakmış ve siyah beyazlı ekibi Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda ağırlamaktan mutluluk duyacaklarını belirtmişti.

Tüm yazılarını göster