Bu köşenin adı ‘Yeni Dönemde Yönetim’. Biliyorsunuz, içinde bulunduğumuz dönemde oyunun tüm kuralları yeniden yazılıyor.
Biz bunu günlük olarak veya içinde bulunduğumuz coğrafya bakımından yoğun şekilde hissetmiyor olabiliriz ama dünyada muazzam gelişmeler oluyor.
Yapay zekâ ve sürdürülebilirlik konuları iş dünyasını baştan aşağı yeniden şekillendiriyor. Artık on, hatta beş sene öncesinin dünyası dahi yok.
Strateji, rekabet, pazarlar, düzenlemeler, teknoloji, hepsi büyük bir değişimden geçiyor. Bunun birkaç sene içinde ülkemize ve şirketlerimize yansımaya başladığını göreceğiz. Mesele bu değişimle gerçekleştikten sonra yüzleşmek değil, değişim sürecinde fark edip, kendimizi adapte etmek.
Nasıl hazır oluruz?
Gelecek on senenin strateji ve yönetim açısından en önemli iki gelişmesi yapay zekâ ve sürdürülebilirlik demiştim.
Dünyada işin motoru, bu iki konu haline geliyor. O halde, bu iki konu üzerine eğilmek ve bazı çalışmalar yapmak zorundayız. Daha iyisi, iş stratejileriniz ve inovasyon süreçlerinizle bu iki konuyu entegre etmek.
Artık yeni ürün ve hizmetleriniz, iş süreçleriniz, iş modeliniz, yönetim sistemleriniz ve temel yetenekleriniz bu iki konu ekseninde şekillenmeli. Bu da bir yeniden yapılanma anlamına geliyor.
Dijitalleşme, akıllı otomasyonlar, yapay zekâ
Şirketinizin bu üç konuda somut adımlar atması çok önemli. Bu adımların ilki süreçler ve iş akışlarınız.
Tüm şirket operasyonları ve buna bağlı iş akışları dijitalleşme gözüyle yeniden analiz edilmeli ve süreçler mümkün olduğu kadar dijitalleşmeli. Manuel veya excel’lerde tutulan tüm veriler, veri tabanlarına alınmalı. Veri; yapay zekânın en önemli girdisi. O sebeple süreçler ve veri yönetimi dijitalleştirilmeli.
Buna nereden başlarız?
İlk adım şirketinizin tüm temel, destek ve yönetsel süreçlerini analiz etmektir.
Bu süreçler ve iş akışlarınızı analiz edin, iyileştirin, dijitalleşme olanaklarını ortaya koyun, süreçleri sağlıklı veri üretir hale getirin ve süreçlerde yapay zekâdan ve akıllı otomasyonlardan nasıl faydalanırız bunu etraflıca düşünün. Bu bir-iki sene sürebilecek bir projedir. İşinize yapacağınız en büyük yatırım budur.
Sürdürülebilirlik ve ESG
Bugün dünyada, aktiflerin üçte biri yeşil finansman ile finanse ediliyor.
Bu ne demek? Sürdürülebilirlik artık şirketlerin finansman ihtiyaçlarının karşılanması için oldukça kritik bir konu haline geliyor. İşin özü şu, birkaç sene içinde kredi bulmak, tahvil ihraç etmek ya da halka açılmak için sürdürülebilirlik ve ESG konularında ciddi yatırımlar yapmış, bu meseleleri yönetim sisteminize entegre etmiş olmalısınız.
Derecelendirilecek ve buna göre değerlendirileceksiniz. İşe bir sürdürülebilirlik komitesi kurmak ve mevcut durum değerlendirmesi ile başlamayı öneriyorum. ESG kapsamında şirketlerin neler yapmaları gerektiği esasen, GRI Standartları gibi standartlar ile çerçevelenmiştir.
Şirketinizi değerlendirmek, yol haritası oluşturmak ve konuyu raporlamaya götürmek için somut adımlar atmadıysanız, lütfen hızlanın.
Stratejiniz ile entegre edin
Bu konuları şirket stratejinizin parçası olarak görün. Bunlar artık operasyonel meseleler değil, stratejik konular. Şirket yönetimi artık yeni bir yaklaşım gerektiriyor.
Özellikle aile şirketlerinde yönetimi devralmış veya devralmak üzere olan yeni kuşaktan liderler, bu işin önemini biliyorlar. Bu konuları yönetim kurulu gündemine taşımanız gerekiyor.
Yönetim kurulları, operasyon veya mali konular üzerinden kafalarını kaldırıp, biraz da bu meseleleri konuşmalı kanaatindeyim. Yeni dönemde yönetim kurullarında strateji ve mali konular kadar sürdürülebilirlik ve yapay zekâ alanlarında da uzman ve bilgi sahibi bağımsız üyelere yer verilmesini öneriyorum.