İşçi-işveren arasındaki iş akdinin haklı nedenle feshinde eşit işlem bor

Ali YÜKSEL YARGITAY KARARLARI aliyuksel@aliyuksel-hilmiozalp.av.tr

Cihan AVCI

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 27.11.2006 gün ve 2006/31538 E. sayılı kararı ile işçinin doğruluk ve bağlılığa uymayacak tarzda işlem ve eylemlerinin işverenin haklı nedenle iş akdini feshetmesini hangi şart ve durumlarda mümkün kılacağını göstermektedir. Bahse konu dava davacı işçinin hayali akaryakıt gider faturaları ibraz ederek haksız kazanç sağlaması şeklinde gerçekleşen suiistimaline ilişkindir. Karar; işçinin güven sarsıcı ve suiistimal teşkil eden davranışlarının hangi şartlar altında işveren için haklı fesih sebebi oluşturacağı ve bu suiistimalin ne şekilde ispatlanabileceği noktasında son derece önemli ifadeler içermektedir. Karar aynı zamanda iş akdinin haklı nedenle feshinde işverenin eşit işlem borcu olup olmadığını da irdelemektedir. Karara konu olayda davacı işçi; iş akdinin geçerli bir sebep olmadan işverence feshedildiğini, bundan dolayı feshin geçersizliği ile işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı işveren ise, şoför olarak çalışan davacı işçinin hayali akaryakıt faturaları ibraz ederek bedelini tahsil ettiğini, aradaki güvenin sarsılması nedeni ile iş sözleşmesinin İş Kanunu'nun 25/II-e maddesi uyarınca feshedildiğini belirtmiştir. Yerel mahkeme davacı işçinin hayali akaryakıt faturası ibraz ederek haksız kazanç sağladığını tespit ve kabul etmesine rağmen davayı kabul etmiş ve davacının işe iadesine karar vermiştir. Yerel mahkeme gerekçesinde işyerinde genel bir denetimsizlik olmasına, verilen zararın az olmasına, şoförlerin zaman zaman trafik cezalarının işverence karşılanmamasından dolayı ceplerinden ödemek zorunda kalmaları nedeni ile bu yola başvurmalarına dayanmıştır. Ayrıca yerel mahkeme işverenin işçinin iş akdini feshetmeye varmadan önce zararı ödettirmenin tercih edilmesi gerektiğini belirtmiş ve aynı eylemden dolayı tazminatları verilerek işten çıkartılan işçilerin varlığı karşısında davacı işçinin iş akdinin tazminatsız feshedilmesinin eşitlik ilkesine aykırı olacağını belirtmiştir. Yüksek mahkeme Yargıtay ise yerel mahkemenin kararını bozmuştur. Yargıtay davacı işçinin suiistimalinin 4857 sayılı yasanın 25/ıı-e maddesi anlamında haklı neden teşkil edecek mahiyette olduğunu vurgulamıştır. Dolayısı ile Yargıtay aynı durumdaki diğer işçilerin tazminatları verilerek işten çıkartılmaları karşısında, davacı işçinin tazminatı ödenmeden iş akdine son verilmesini eşitlik borcuna aykırı bulmamıştır. Karardan çıkartılması gereken sonuç; özellikle iki noktada toplanmaktadır. Öncelikle işverenler bu şekilde bir suiistimal şüphesi ile karşı karşıya kaldıklarında meseleyi objektif ve tutarlı şekilde yürütecekleri bir işyeri içi soruşturma ile aydınlatmalıdırlar. Suiistimal aynı zamanda suç teşkil ediyorsa failin tespiti için ve soruşturma yapılması için savcılığa başvuruda bulunmalıdırlar. Önemle belirtmek gerekir ki iş akdinin davacının güven ve bağlılığa uymayan tarzda davranışlarından ötürü feshinde sorun bu tarz davranışların haklı fesih sebebi olup olmamasında değil, bu davranışın ispatında yatmaktadır. İspatı sağlamak için de yapılması gereken şey somut, bariz deliller ve dayanakların bulunmasını sağlamaktır. İkinci sonuç ise iş akdinin haklı nedenle feshinde işverenin eşit işlem borcunun mutlak olmadığıdır.

Tüm yazılarını göster