Siyasi partilerin hedefi iktidar olmaktır. Hükümet kurmak veya hükümete ortak olmaktır.
Bu seçimde halkın oylarını toplayan 4 parti tek başına hükümet kuracak milletvekiline sahip olamadığına göre koalisyon hükümeti kurulacak.
Bu durumda partilerin koalisyon hükümetine katılmam, başka partilerle koalisyon yapmam diyerek görev ve sorumluluktan kaçma şansları yok.
Tabii ki 4 partinin de görüşleri ve hedefleri farklı. Görüş ve hedefleri farklı olduğundan seçmenleri onlara oy veriyor.
Koalisyon, Türkiye’de daha önceleri denenen bir hükümet şekli. Dünyanın başka ülkelerinde de farklı görüş ve hedefi olan partiler hükümet ortaklığı yapıyor.
Bizde de olacak. Başka çare yok.
Önemli olan gecikmemek. Çünkü ekonomi zaten yavaşlamış durumda. Yavaşlayan ekonominin çözüm bekleyen sorunları var.
Ekonominin uzun süre sahipsiz kalmaması gerekiyor.
Normal olarak seçim riski yılbaşından bu yana döviz kuruna yansıtılıyordu. Bundan sonra da doların yurtdışında değer kazanması dolar fiyatını tabii olarak artırır. Fakat ülke riski, politik risk primi pek yüksek olmaz.
Ancak, partiler koalisyon kurma işini ciddiye almazlar ve koalisyon kurulması zaman alırsa, koalisyon konusunda anlaşmazlıklar büyür ise bu durumda dolar fiyatını dizginlemek zorlaşır.
Ülkede enflasyon yüzde 8.10 oranında iken, Merkez Bankası yüzde 7.50 faiz ile para satmaya devam edemez. Ekonominin bugünkü durumunda ve seçim sonu koalisyon bekleyişinde Merkez Bankası’nın gelecek toplantıyı beklemeden faizi artırması olasılığı büyük.
Merkez Bankası'nın faizi artırması döviz piyasasında ve borsada tansiyonu düşürerek, mevcut şartlarda denge oluşmasına imkan verir.
Cari açığın finansmanı için her ay doğrudan yabancı sermaye + portföy yatırımı + kredi olarak en az 3 milyar dolar net sermaye girişine ihtiyaç var.
Koalisyon tartışmaları ve oluşacak hükümetin ekonomi politikalarındaki belirsizlik nedeniyle normal sermaye hareketleri ile döviz girişi yeterli ölçüde olamayacaktır.
Bu nedenle bankaların yurtdışından döviz ile borçlanmalarına ihtiyaç var.
İç talebin seçim sonu canlanması bekleniyordu. Bir yanda gelir yetersizliği, öte yanda gelecek hakkındaki belirsizlik nedeniyle halkın, yatırımcıların ve üreticilerin harcamalarında beklenen artış gerçekleşmeyebilir. Bu ise durgunluğun devam etmesi anlamına gelir.
Durgunluk demek yatırım ve üretimin artmaması, büyümenin düşük çıkması, işsizlik sorununun ciddileşmesi demektir. İşte bu nedenle koalisyon hükümetinin bir an önce kurulması önem taşıyor.
Koalisyon hükümeti bir an önce kurulmalı ki, ekonomide kötüye gidiş yerine iyiye gidiş başlasın.