İş adamları ve politika

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

İktidardaki politikacılar kendilerinin iş çevrelerince desteklenmesinden pek hoşlanırlar.

İktidardaki politikacıları destekleyen işadamları bunun ödülünü manevi veya maddi olarak alırlar.

İktidar sahibi politikacılar kendilerini destekleyen işadamlarından ne kadar hoşlanırlar ise rakip politikacılardan yana olanlara ve ya kendilerini eleştirenlere de o ölçüde tepki gösterirler.

Bu nedenle iktidarda hangi parti olur ise olsun, iş çevreleri  iktidardaki politikacıların hoşuna gitmeyecek davranışlardan sakınmak zorundadır.

Bazı durumlarda da iktidardaki politikacılar "gözdağı vermek" için olsa gerek, doğru-yanlış iş çevrelerinden "kurban" seçerek, kurbanı hırpalarlar.

Bu seçim öncesi her nasıl seçildi ise "kurban" seçilen İnan Kıraç oldu.

Eşinin rahatsızlığı, eşi ve kendi adına kurduğu müzeler ve de kendi başlattığı ve giderek büyüyen bir otomotiv üretim tesisi nedeniyle ortalıkta görülmeyen, kendi yaşamını sürdüren İnan Kıraç her neden ise bazı medya kuruluşları tarafından fazlaca politika gündemine taşındı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan TRT'nin konuğu oldu. TRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Böken'in moderatörlüğünde, TRT Türk Genel Yayın Yönetmeni Ümit Sezgin, gazeteciler Ekrem Dumanlı ve Ergun Babahan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sorular yöneltti.

Ekrem Dumanlı, Başbakan Erdoğan'a "Onlarca anketten genellikle Ak Parti birinci parti olarak çıkıyor. Böyle bir hava içerisindeyken İnan Kıraç gazetecilerle iddiaya girmiş. Bu iddia gerçekten bilimsel bir araştırmaya mı bağlı yoksa sürpriz mi bekleniyor? Siz nasıl bakıyorsunuz. Gerçekten rahat giden seçim kampanyalarından son günlerde gerginlik olmaya başladı. Böyle bir şeyi duyduğunuzda nasıl karşıladınız?" sorusunu yöneltti.

Başbakan Erdoğan, bu soru üzerine, "Ben doğrusu İnan Kıraç'ı bu işlerin içinde görmek istemem. Bu işlere bulaştığını duymak da istemem. Beni rahatsız eder.Yakıştıramam da. Ama hakikaten bu yazılanlar doğruysa bu tabi geleceğe yönelik kendisi de bazı riskleri üstlenmiş demektir. Bir işadamı ülkede bir güce sahip böyle bir şeyin içine girmesi adım atması kendisi açısından da ciddi bir risktir. Hiç bir işadamı böyle bir işe girmez. Girenleri de tebrik ederim. Dobra dobra. Fakat onu teyit eden bir şey yaptı mı? Ben de bir iki gazetede okudum. Tekzip eden ya da doğrulayan bir açıklama olmadı" cevabını verdi.

Başbakan açık bir ifade ile "iktidar partisi" nin hoşuna gitmeyecek bir bayanı değil bir tahmini bile iş adamının geleceği açısından "ciddi bir risk" olarak değerlendiriyor.

İktidardaki politikacı memurun,askerin,üniversite hocalarının,medyadaki köşe yazarlarının,medya patronlarının iktidar partisinin hoşuna gitmeyecek sözler söylemesini, görüş belirtmesini, eleştiri yapmasını istemiyor.

Ama ülkede demokrasi var. Söz ve yazı hürriyeti var (Ama evde de evlad-ü ayal var…). Başbakan açık açık bu tür davranışlarda bulunanlar için "ciddi risk"den söz ediyor.

Hatırlatma: Vehbi Koç, Hayat Hikayem isimli  kitapta (3.üncü baskı sayfa 142) 1957 yılında seçim propagandası konuşmasında Menderes'in adını geçirerek dolaylı eleştirilerde bulunduğunu, kendisine DP'ye geçmesi için yapılan baskıları uzun uzun anlatır.

Tüm yazılarını göster