İnşaattaki sıkıntı nihayet görüldü!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Bilmem kaçıncı yazışımız; inşaat sektöründe sıkıntı var, diye… Bu sıkıntı giderek artacak, fiyatlar yerinde sayacak, diye… Büyük kentleri çepeçevre saran kendi çapında gökdelenlerle arz-talep dengesi bozuluyor, giderek daha da bozulacak, diye…

Bu görüşümüz yalnızca gözleme dayanmıyordu elbette. Resmi rakamlar da bizi doğruluyordu. Belediyelerin verdiği yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgeleri, arz fazlalığının giderek daha belirgin hale geleceğini ve sıkıntı yaratacak boyuta ulaşacağını gösteriyordu. Rakamlara biraz bakan biri için tabloyu görmek zaten hiç de zor değildi; ama tabii ki görülmek isteniyorsa…

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2011 bütçe gerçekleşmesini açıkladığı önceki günkü basın toplantısında ekonominin bu yıl 2011'e göre yavaşlayacağına işaret ettikten sonra inşaat sektöründe istihdam yaratma kapasitesinde bir miktar zayıflama ortaya çıkacağını söyledi.

Herhangi bir sektörde istihdam yaratma kapasitesi neden zayıflar ki? Ya o sektörde birden yeni teknolojik keşifler olmuştur ve işgücüne fazla ihtiyaç kalmamıştır ya da sektörde işler kötü gidiyordur, yani üretim azalacaktır. İnşaat sektöründe istihdamın azalması sonucunu doğuracak teknolojik keşifler öyle bir anda söz konusu olamayacağına göre…

Arz-talep dengesi daha da bozulacak

Konut sayısı bazında ele aldığımız inşaat sektöründe arz-talep dengesinin bozuk olduğu ortada. Aksi durumda konut fiyatlarının neredeyse sabit kalması mümkün olmazdı. Oysa şimdi çok lüks inşa edilenler dışında konut fiyatları artmıyor. Hele hele eski olanların fiyatları neredeyse bir-iki yıldır sabit, yani reel olarak bir gerileme söz konusu.

Belediyeler tarafından verilen yapı kullanma ve izin belgeleri, şimdi bile bozuk olan arz-talep dengesinin daha da bozulacağının işaretlerini taşıyor. Ruhsata bağlanan bir konutun ortalama bir yıl içinde tamamlanıp kullanıma hazır hale getirilebildiği ve izin belgesine bağlandığı varsayılırsa arz her geçen gün daha da artacak.

Dokuz aylık dönemler itibariyle 2009 yılında kullanım izni verilen konut sayısı 349 bindi. 2010 yılında bir daralma yaşandı ve kullanılabilir duruma getirilen konut sayısı 285 bine geriledi. Yani yeni konut arzı azaldı; ama buna rağmen 2010 yılında da konut fiyatları artmadı. Çünkü kullanım izni verilen konut sayısı azalmıştı; ama bir de stok vardı.

2011 yılında arz artışı yaşandı. Kullanım izni verilen konut sayısı geçen yılın ilk üç çeyreği toplamında, 2010'a göre yüzde 32'ye yakın artışla 374 bine ulaştı. Arz tırmanıyordu, talep azdı ve konut fiyatları da, istisnalar dışında, yerinde sayıyordu.

Peki yeni yapı ruhsatlarında durum nasıl, bir de ona bakalım. Çünkü bugünün yapı ruhsatı, yarının bitmiş konutu demek.

Yapı ruhsatları ile izin belgelerine konu konut sayısındaki değişim arasında çapraz bir paralellik var. Yani, örneğin yapı ruhsatları kapsamındaki konut sayısı 2010'un ilk üç çeyreğinde 2009'a göre yüzde 30 arttı; izin belgesi verilen konut sayısı da 2011'de 2010'a göre yüzde 32 arttı. Bu da inşaatların çoğunun yaklaşık bir yıl sonra tamamlandığını gösteriyor.

Geçen yılın ilk üç çeyreğindeki yapı ruhsatına konu konut sayısı, 2010'un yüzde 8 altında kaldı. Bir yavaşlama var. Bu yavaşlama, yapı kullanma izin belgelerine 2012'de yansıyacak ve bu yıl tamamlanmış konut sayısı geçen altında kalacak. Ama bu yavaşlama, arz-talep dengesinin kurulması için yeterli mi; kesinlikle değil. Konutta hatırı sayılır bir stok söz konusu ve bu stoku eritmek öyle pek kolay görünmüyor. Hele hele ekonomik büyümenin genel olarak yavaşlayacağı, sıkıntıların artacağı bir yılda…

Konut sayısına göre ruhsat ve izin belgeleri 
     

Yapı

Yapı

kullanma

ruhsatı

izin belgesi

Ocak-Eylül

2011

429.397

374.192

 

2010

467.384

284.643

 

2009

358.340

349.135

Önceki yıla göre

2011

-8,1

31,5

değişim (Yüzde)

2010

30,4

-18,5

Tüm yazılarını göster