İnovasyon işyeri ölçeğinde hayat bulur…

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Neo-klasik iktisada göre yenilik talep fonksiyonlarını yaratır ve değiştirir; ayanı etkiyi, maliyet fonksiyonları üzerinde de yapar . Farklı bir bakışa göre de yeni fikirlerin ortaya çıkabilmesi için insanların çevrelerinden bilinçli bir şekilde etkilenmeleri gerekir."Fraktal Darwincilik" adı verilen yaratıcı-yenilikçi bakışa göre, canlıların ve fikirlerin arasındaki sinerji yada işbirliği fraktal sayesinde ilişkilendirilebilir. Bu anlatımı netleştirebilmek için bilim alanında temel eğilimlerden birini anımsamalıyız: Yirminci yüzyılın öncesinde bilim insanları sorunlar ele alınırken analiz kolaylığı olsun diye kuşatılabilir parçalara bölerlerdi. Parçalara ayırma yöntemi ' tek ölçülü düşünce" diye adlandırılır. Benoit Mandelbot ve Kenneth Wilson'un öncülüğünde "çok ölçülü düşünce" gündeme geldi. Ayrıntılar istendiği kadar büyütülünce birbirini tekrarlayan yapı örnekleri gözlemleniyordu. Mandelbolt'un saptamasına göre bu tekrarlama sadece yapılarda değil, süreçlerde de gözleniyordu. Süreçler de kendine benzerlik özelliği taşıyordu. Süreçlerin parçaları da belli ölçü düzeyinde belli yapılar halinde kendini tekrar ediyordu. Yaratıcılık da kendine benzerlik özelliği taşıyan bir süreçti. Küçük plandaki değişiklikler, toplanıp büyük plandaki değişikliği oluşturuyordu. Büyük planda gerçekleşen değişiklikler tekrar dönüp küçük plana etki ediyordu .

Bugün, bilim ve teknolojide tekil bileşimler küreselleşmeyi yaratan eğilimleri besliyor; eğilimler de işyeri ölçeğinde alınacak önlemlerin kaynaklarını ve değerlerini değiştiriyor.
 

Bilgi Toplumu aşamasında birikim sisteminde küçük değişmelerin yarattığı "genel eğilimler " ve genel eğilimlerin etkilediği "mikro-ölçekli gelişmeler" sanayileşme sürecinde güç kazanan emek-sermaye eksenli işleyişini, yenilikçi-yaratıcı girişimcilik eksenine kaydırıyor. Karşılaşılan yeni olgu inovasyon ve yaratıcılığı rekabet gücü yaratmanın odağına yerleştiriyor.

Daha önce " yenilikçilik ve yaratıcılık" kavramlarının farklı iki anlam içerdiği paylaşıldı. Yaratıcılığın kişisel ve sübjektif olduğu, tekrar edilemeyeceği, kimi zaman da ne anlama geldiğini bile söylemenin mümkün olmadığı; inovasyonun ise objektif, tanımlanabilir ve tekrar edilebilir toplumsal süreç   olduğu anlatıldı.
 

Yaratıcı kesimi oluşturanlar, bir şeyin nasıl yapılacağını ya da var olan bir şeyin nasıl daha iyi ve farklı yapılabileceğini buluyor. Özellikle Batı'nın kalkınmış ülkelerde büyümenin sürdürülebilirliğine en büyük katkıyı yapan yaratıcı kesim. Küresel sürecin yarattığı yeni karşılıklı-bağımlılık ilişkilerinde gelişmiş ülkelerin "parça başı maliyet-odaklı rekabette" ayakta kalma şansları giderek azalıyor. Gelişmiş ülkelerin çıkış yolu, eğitim güçlerini sermayeye dönüştürme için harekete geçirebilme yeteneğine   bağlı.

İşyerleri ve işletmeler, inovasyon yapılarının içine hayat doldurulan yerlerdir. İşyerleri, belli amaçları gerçekleştirmek için oluşturulan yapılar olduğu gibi, içine hayat katan işlevleri ve davranışları yönlendiren kültürleri ile de yaşamı derinden etkiler.
 

Günümüz dünyasında çok yoğun biçimde tartışılan, yeni yapılara kavuşturulan, yeni işlevleri yerine getiren ve farklı bir kültür oluşturan " İnovasyon kavramı ve ürünü, onun potansiyel pazar ve şirketin yetenekleri ve rekabet hakkında bir dizi soruya dayandırılmış basit fakat güçlü bir araçtır. Bu başlamak/başlamamak kararını almak için bir algoritma olmaktan çok, hatalı varsayımları, bilgi boşluklarını ve potansiyel risk kaynaklarını ortaya çıkarmak ve ilerleme için her yolun araştırıldığından emin olmak için ürün geliştirmenin birden çok aşamasında kullanılabilen disiplinli bir süreçtir .Daha farklı açıdan bakıldığında "İnovasyon, fikirlerin yeni ürünler, hizmetler, süreçler, sistem ve sosyal etkileşimlere uygulamalı dönüşümüdür. Paydaları tatmin edici ve sürdürülebilir büyümeyi harekete geçiren yeni değer akımları yaratır. İş alanları yaratır, yaşam kalitesini artırır ve sürdürülebilir toplumu destekler. İnovasyon sadece 'ileri teknoloji' ile sınırlı değildir. Ekonominin ve toplumun bütün boyutları ile gelişir  "
 

İnovasyon, bir şirketin, işyerinin ya da ekonominin en küçük teknik birimi olan iletmelerin, ekonomik ve sosyal etkinliklerinde bilinçli değişim yaratma çabasıdır. Yöneticiler, değişimi yaratabilmek için inovasyonun başlangıç noktasının "iyi fikirler"  olduğunu bilir. İyi fikir öncelikle örgütün iç birimlerinden gelen kıvılcımların birleşmesiyle güç kazanır. Birimler arasında işbirliği yapılan ve beyin fırtınalarına açık şirketler fikirlere kaynaklık eder. İyi fikir, kirlilikten arındırılmış yeterli bilgi de gerektirir. Bilgi de yetmez, sezgileri de katarak bilgileri "anlamaya" dönüştürmeyi de… Bir sonraki adım, "bilginin fırsat alanlarını" yakalayarak, onları bir değere ve yarara dönüştürmedir.
 

İnovasyon hem kavramsal hem de algılamayla ilgilidir; bu nedenle toplumun içinde yaşararak algılandığı zaman gerekli sonuçları yaratılması mümkün olur. Başarılı inovasyon liderleri, rakamlara baktıkları kadar inanlara da bakar .Sosyal bir süreç olan inovasyon, insanların tercihlerini nasıl oluşturduklarına bağımlı etkinliklerden biridir. Toplum ne kadar net bilgi sahibi olursa, tercihleri o kadar az sapar; kaynaklar ve değerler o kadar iyi koordine edilerek yaratılmak istenen sonuca ulaşılır.
 

İnovasyon, yeni kavramlara dayanması nedeniyle şirket içinde algılanması, içselleştirilmesi, bir kültür, yani davranış haline gelmesi şirketi bütün insan kaynağı tarafından benimsenmiş olmasını gerektirir; kuruluşun içinde bir heyecan oluşturması durumunda rekabetin itici gücü haline gelir. Bu nedenle, fikir aşamasında zayıf halkalar ile güçlü halkalar arasında koordinasyon gerektirir. Etkin bir koordinasyon sağlandığında fizik kaynaklar, insan ve teknoloji arasında dengeleri kurmak mümkün olur. Koordinasyon, bereket üretmeli, daha somut anlatımı ile "para kazandıran yenilik"   yaratılmalıdır ki, uzun dönemli gelecek güven altına alınabilsin.
 

İnovasyon çabaları doğası gereği muğlaktır. Muğlaklığı aşmanın yolu iş yaşamında varsayımları verimli şekilde test ederek hızlı öğrenme, rakamları tutturmadan daha önemlidir .Piyasaların yeni iş modelleri, yeni ürünler yaratması, müşteriye kazandırdığımız değerin arttırılması, yaratıcı insan kaynaklarını geliştirmesine  bağlıdır.


İnovasyonun doğası gereği karışıktır; doğrusal değildir ve yinelenmelidir. İnovasyon yalın ve olmayı gerektirir. Küçük adımlarla ilerler. Yetenek, bilgi ve hünere dayanır; dehadan çok çalışmayla ilgilidir .
 

İnovasyon, deha kıvılcımından da kaynaklanabilir. Çok az sayıdaki inovasyon, var olan fırsatlara yönelik bilinçli ve amaçlı arayışın sonucudur . İşyerlerinin önünde şu dört önemli fırsat alanı vardır: Beklenmedik olaylar, bağdaşmazlıklar, süreç gerekleri, sektör ve pazar değişiklikleri. Diğer üç fırsat kaynağı da, demografik değişmeler, algı değişmeleri ve yeni bilgidir; şirketin sosyal ve entelektüel çevresinde var olan etkenlerdir.
 

Son çözümlemede inovasyon olgusu yaşamımızı derinden etkileyen araçlardan biridir. Öncelikle, yeni pazarlara erişmeden ve yenilik yaratmadan ürünlerimizi satabilme olanağımız giderek daralmaktadır. Yenilik yaratmayı sürekli kılan pazar ihtiyaçları, iş yapma tarzımızı da köklü biçimde değiştirir. Bu süreç yeni yaşam biçimleri ve yeni yaşam tarzları ile işyeri yönetimlerini alışkanlıklardan arındırmayı da gerektirir. İnsanlar alışkanlıklarını "kolay" sandıkları için kolay vazgeçmek istemez. Alışkanlıkla yönetim algısını analizle yönetime taşıma, işyerinde inovasyon aracını güçlü kullanmanın etkin yollarından bir diğeridir.
 

İkincisi, inovasyon ağırlıklı olarak adım adım değişmeden kaynaklanır ama bu köklü ve radikal değişmelerden etkilenmediği anlamına gelmez… Her iki kaynaktan beslenen bir eğilim olarak çağımıza yön veren eğimlerden biri konumuna gelmiştir.


Üçüncüsü, hiper bağımlılık koşullarının geçerli hale geldiği günümüzde, müşteriye mal ve hizmet sunumu alabildiğine kolaylaşıyor. Ayrıca, teknolojinin yarattığı kalite homojenliği çok özel mallar dışında ürün menşeini önemsiz hale getiriyor. Ürünlerin satılabilmesi "marka ve imaja" bağımlı hale geliyor; tanıtım ihtiyacı artıyor. Tanıtım için ürünün albenisini artıracak "sürekli farklılık yaratma" ihtiyacı da büyüyor.
 

İnovasyon işyeri ölçeğinde hayat bulur. Hayatımızın bu gerçeği, hepimizin inovasyon konusunu iyi öğrenmesini, net algılamasını, iyi tanımlamayı ve etkin uygulamalar yapmasını gerektiriyor.

Tüm yazılarını göster