İngiltere AB'den çıkıyor, aman ne güzel, aman ne güzel!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Aslında Britanya diye nitelemek gerekir ama biz yaygın kullanımla İngiltere demeye devam edelim. Geçen perşembe günü yapılan oylamada İngiltere AB'den ayrılmaya karar verdi ya, bizde bazı kesimlerde bir sevinç, bir sevinç ki sormayın gitsin. 

"İşte AB dağılıyor... Bizi almaz mısınız siz, görün gününüzü... Olacağı buydu... Zaten biz de girip girmemeyi düşünmeliyiz..." 

Daha neler neler... Sanki birileri, kaç zamandır böyle bir karar bekliyormuş da haberimiz yokmuş.  

Bir bakkal dükkanınız var, yanda da manav, onun yanında iyi iş yapan bir esnaf lokantası. Hatta lokantaya sosyete bile gelip yemek yiyor. Bakkalınızı lokanta kapanana kadar açık tutup iyi kötü satış yapıyorsunuz, manava gelenler de size uğruyor. İşlerinizin iyi gitmesi biraz da manava ve lokantaya bağlı. Şimdi siz, içten içe "Şu manavın işleri bozulsa, lokantaya gelenler de bir azalsa, kilit vursalar kapılarına şunlar" diye düşünür müsünüz, yoksa tam tersini yapar, "Aman işleri daha da iyi olsun" mu dersiniz. Üstelik manav ve lokantaya gelenler sizden alışveriş yaptığı gibi, oralarda çalışanların uğrak yeri de sizsiniz; siz de eve giderken domatesinizi manavdan alıyor, öğle yemeğinizi dükkanınızı kapatmadan hemen yanı başınızdaki lokantadan yiyorsunuz. 

Sizin için böylesine önemli olan manav ve lokanta için "Keşke işleri bozulsa, keşke hatta tümden kapatsalar" der misiniz?

Biz AB konusunda diyoruz ama değil mi... Sanki İngiltere çıkınca zayıflayacak AB bizim daha çok işimize gelecek. Sanki zayıflayacak AB ile daha çok ticaret yapacağız. 

AB ekonomik yönden ne kadar güçlü olursa, AB halkının alım gücü ne kadar iyi olursa yanı başındaki ülkelerden biri konumundaki Türkiye'den alımı da o kadar yüksek olmaz mı oysa. 

Biz bakkalız, onlar manav ve lokanta... Onların işleri bozulursa bizim de bozulacak. "Saf Anadolu çocuğu" gibi davranıp bunu algılamıyor gibi yapıyoruz. Gibi mi yapıyoruz, yoksa gerçekten algılamıyor muyuz, orası da karışık biraz ya.

AB'nin ekonomimizdeki yeri 

AB ülkelerinde ekonomi zayıfladıkça bunun bizi nasıl etkilediğini son dönemde pek sık yaşamış olsak da öyle anlaşılıyor ki bundan ders çıkaramıyor ve İngiltere'nin Birlik'ten ayrılma kararını "Beter olsunlar" diye yorumlamanın ötesine ne yazık ki pek geçemiyoruz. Oysa AB, Türkiye'nin en büyük ortağı; hem ticarette, hem turizmde.

Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 48'ini AB ülkelerine yapıyor. İthalatımızdaki AB payı ise yüzde 43 dolayında.

Türkiye'ye gelen turistlerin yüzde 55-56 kadarı AB ülkelerinin vatandaşı. İngiliz turistlerin payı da yüzde 5-6 dolayında seyrediyor.

Kuşkusuz İngiltere perşembe günü aldığı bu karardan dolayı yarın AB dışında kalacak değil. Kuşkusuz öyle olsa bile İngiltere ile hiç ticaret yapmayacak değiliz. Kuşkusuz AB dışında kalacak İngiltere'den turist gelmeye yine devam edecek. 

Ama tılsım bozulacak. İngiltere'nin ayrılmış olması bazı ayrılma isteklerini de tetikleyecek, ki tetikledi bile, bunun sonucunda "Hele bir duralım bakalım, harcama için, tatil için hele bir bekleyelim bakalım" görüşü ağır basacak. Üstelik zaten bu yıl turist sayısı açısından zor günler yaşıyoruz, bu zorluk daha da artacak. 

Ve bizde bazı kesimler, "Aman ne güzel, işte çatırdamaya başladı, AB dağılıyor" diye neredeyse zil takıp oynayacak.

Döviz girişi ne olur? 

Brexit oylamasının sonucu belli olur olmaz tüm dünya piyasalarında ciddi bir dalgalanma yaşandı. Bizim paramız da bundan nasibini aldı. En büyük dalganın boyu bile zamanla azalır. İster yerli yatırımcıdan döviz satışı geldiği için olsun, ister başka nedenlerle, dolardaki hızlı artış yavaşladı. 

Ama ilk günlerdeki dalga boyu kadar bundan sonrasına ilişkin algının bozulması da önemli. Bundan sonraki eğilimi kestirmek daha da zorlaşacak. Hep vurguladığımız bir gerçek var; yabancı yatırımcı portföy yatırımı yaparken bir yandan faize bakar bakmasına ama en az faiz kadar kurda yaşanabilecek oynaklığı da kestirmeye çalışır. 

Oylama haftasında yalnızca bir gün, yani geçen cuma günü sonuç belliydi ve o haftanın ilk dört günü muhtemelen yabancı alımlarıyla geçilmişti. Dolayısıyla yabancıların hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi alımlarıyla ilgili olarak perşembe günü göreceğimiz geçen haftanın verileri, yine net alıma işaret ediyor olabilir. Eğer cuma günkü işlemler, ilk dört güne baskın çıkıp net rakam satışa dönmemişse. 

Oylama sonrasındaki haftanın, yani bu haftanın rakamlarını ise Bayram tatili dolayısıyla biraz gecikmeli görebileceğiz.

Aslında birkaç haftalık hareketler önemli değil. İngiliz halkının verdiği bu karar, bize "az döviz girişi" ya da "daha önce gelmiş dövizin gitmesi" olarak dönebilir. Bunun bile pek farkında olduğumuzu sanmıyoruz. 

Döviz gelmez, turizmden dolayı daha az döviz kazancı söz konusu olursa, bu durum kur hareketlerini daha kaygan bir zemine taşırsa ve bu da enflasyona kadar uzanan bir olumsuzluk doğurursa, birçok kazanım bir anda yok olmuş sayılmaz mı?

Hala mı sevinmeliyiz İngilizlerin verdiği AB'den çıkma kararına acaba... Ya da sevinenler bir izah etseler bizim ne yönlerden lehimizedir bu karar, bir öğrenebilsek...  

Tüm yazılarını göster