İnek ithal eden Türkiye nasıl ihracatçı oldu?

Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN aey@dunya.com

İnek ithal eden Türkiye, ilk kez damızlık inek (düve) ihraç etti. İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’nin İzmir Tire’deki düve yetiştirme çiftliğinden Türkmenistan’a ilk inekler yola çıktı.

İnek ihracatı için Tire’de tören düzenlendi. Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Cemalettin Özden ve İzmir Birliği yöneticileri, çiftlikten inekleri alarak ihraç eden Sarp Hayvancılık’ ın Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Özgümüş, Bakanlık ve hayvancılık sektörü temsilcileri katıldı.

Bakan Mehdi Eker, duygu yüklü konuşmasında “Rabbim bana bu günü gösterdi. Sürekli ithalat yapan bir ülkeden ihracat yapan bir ülke olmak çok önemli” dedi.

İnek ithal eden Türkiye, nasıl oldu da inek ihraç eden ülke oldu?

Öncelikle Mehdi Bey’in de söylediği gibi ihracatın başlaması gerçekten çok önemli. Bu başarıda emeği olan herkesi kutlarız.

Bu başarının arkasında hayvan ıslah çalışmaları var. Bunu görebilmek için 1999’ a gitmek gerekir. Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından 1999’dan “Ulusal Islah Programı” başlatıldı.

2001 yılında çıkarılan 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanunu ile ıslah çalışmalarına yasal zemin hazırlandı. Dönemin Tarım ve Köyişleri Bakanı Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp’in bu çalışmaları, “Türk tipi inek” denilerek ti’ye alındı. Oysa yapılan çalışmalar çok önemliydi.

AKP Hükümeti’nin ilk tarım bakanı Prof. Dr. Sami Güçlü döneminde de bu program devam etti ve olumlu sonuçlar alındı.  Her iki bakan da baskılara rağmen canlı hayvan  ve et ithalatına izin vermedi.

Sonra Bakan değişti. Mehdi Eker bakanlık koltuğuna oturduktan sonra hayvancılık politikasını kökten değiştirdi. Kendi partisinden olan Sami Güçlü’ nün “Hayvancılık Strateji Belgesi”ni rafa kaldırdı. Islah çalışmaları ağır aksak yürüdü. Proje kapsamındaki hayvanlarda tüberküloz hastalığı görüldüğü için proje bir süre askıya alındı.

 “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” ile 24 maddeden oluşan 4631 sayılı Hayvan Islah Kanunu yürürlükten kaldırıldı. Yeni kanunda hayvan ıslahı sadece bir madde olarak yer aldı. O maddeyi de Danıştay 10.Dairesi’nin başvurusu ile Anayasa Mahkemesi bu yılın başlarında iptal etti. Şu anda hayvan ıslahı ve ıslahı yapacak damızlık birlikleri ile ilgili yeni bir düzenleme yapılmazsa yasal boşluk nedeniyle çalışmalar bitecek. Birliklerin kapanması tehlikesi bile var.

Bu dönemde ıslah çalışmalarına verilmeyen önem ve destek ithalata fazlasıyla verildi. Önce damızlık ithalatına kapılar sonuna kadar açıldı. 2010 yılından itibaren kasaplık ve besilik canlı hayvan ve karkas et ithalatına da izin verildi. Cumhuriyet tarihinde ilk kez kurbanlık hayvan bile ithal edildi. Yetmedi. Cumhuriyet tarihinde ilk kez saman ithal edildi. İthalata 3 yılda 3 milyar dolar ödendi.

Sayın Mehdi Eker ihracata başlamanın da heyecanı ile,”Rabbim bu günleri gösterdi, hayvan ithal ederken ihracatçı olduk” diyor.

Bu sözlere duyanlar zannedecek ki, artık hayvan ithal etmiyoruz, sadece ihraç ediyoruz.

Oysa gerçek öyle değil.

Hükümetin açıkladığı 2014 Programında yer aldı. Türkiye’nin 2010 yılından bu yana yaptığı damızlık düve (inek) ithalatı 174 bin 501 baş.

Hükümet Programına göre ithalat sayıları şöyle; “2010 yılında 25 bin 301 baş olan damızlık gebe düve ithalatı 2011 yılında 78 bin 565 başa ulaşmış ve bu miktar 2012 yılında 48 bin 702 baş olarak gerçekleşmiştir. 2013 yılı Ağustos ayı sonu itibarıyla 21 bin 933 baş damızlık ithalatı yapılmış durumdadır.”

Hükümet Programı’ndaki bu çarpıcı rakamlardan yani ithalattan ayrıca övgüyle bahsediliyor. Deniliyor ki:”Suni tohumlama uygulamalarındaki olumlu gelişmeler ve damızlık hayvan ithalatının sürdürülmesi Türkiye’nin sütçü ırk sığır varlığı kompozisyonunda da iyileşmeyi beraberinde getirmekte olup toplam sığır varlığı içerisindeki kültür ve kültür melezi hayvan oranı yüzde 82,5 seviyesine çıkmıştır. Bu durum özellikle süt üretiminde önemli artışlara neden olmaktadır.”

İthalatın yararı anlatılıyor.

Türkiye 2010’dan bu yana 174 bin 501 damızlık hayvan ithal ederken bu yılın ilk 8 ayında 21 bin 933 baş damızlık hayvan ithal etmiş. Bu yılın sonuna kadar ihraç edilmesi düşünülen damızlık inek sayısı sadece 250. Dolayısıyla “damızlık ithal eden ülkeyken ihracatçı ülke olduk” deyimi gerçeği yansıtmıyor.

Ancak bu sembolik ihracattan çıkarılacak önemli dersler var.

1- Türkiye’de hayvan ıslahı ve bu ıslahı yapacak birlikler, üreticiler  desteklendiğinde gerçekten de hayvan ithal eden değil ihraç eden ülke olabilir.Yapılan ihracat bunun kanıtıdır.

2-”Damızlık bulamıyoruz” diyerek ithalata yönlendirenler, yerli üretici desteklenirse iç piyasadan damızlık ihtiyacı karşılanabilir.

3- İthalatçı politikadan vazgeçilerek yerli üretim, ırk ıslah çalışmaları planlı bir  şekilde sürdürülürse Türkiye’nin milyonlarca doları dışarıya gitmemiş olur.

4- İhracatın önü açılırsa süt inekleri kesimden kurtulur. İhracatla birlikte damızlık fiyatı yükselirse üretici buradan para kazanabilir.

Özetle Türkiye’nin tarihinde ilk kez damızlık inek ihraç etmesi gurur duyulacak bir gelişmedir. Fakat, “inek ithal eden Türkiye ihraç eden ülke oldu” gibi abartılı bir durum yok. Ayrıca, Türkiye canlı hayvan ihracatına yabancı bir ülke değil. 1980 öncesini hatırlayanlar bilir. Türkiye Ortadoğu’nun et ve canlı hayvan ihtiyacını karşılardı. Van’da 35-40 firma ihracat yapardı. Bugün bir tek ihracatçı yok. Umarız tekrar ihracatçı olduğumuz o günleri de görürüz. Türkiye’nin bu potansiyeli fazlasıyla var.

Tüm yazılarını göster