İnegöl mobilyacılarını izlemeliyiz…

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

İnegöl Mobilyacılar Derneği “danışma toplantıları” yapıyor. Üyeler kendi aralarında örtük bilgilerini açık bilgiye dönüştürüyor; birikimlerini birbirlerine aktararak sinerjik kümelenmenin ilk adımını atıyorlar. Danışma toplantısının diğer önemli özelliği, dışardan çağrılan uzman kişiler, kuruluş ve kurum temsilcilerin bilgilerini paylaşması… İzlediğim toplantıda “yazılım protokollerinin” iş yapmaya etkileri ve “iş süreçlerini yeniden yapılandırılmanın” yarattığı “verim artışları” da tartışıldı.

İngöl’de mobilya üretiminin sorunlarını sürekli ilgi menzilimizde tutmalıyız. Geleneksel üretim alanlarında ciddi ihracat artışı yapabileceğimiz üretim alanlarından birinin de mobilya sektörü olması ilgiyi hak ettiriyor.

İnegöl mobilyasını dışa ve dünyaya açmanın sağlıklı yolu, öncelikle “övgüye kabız, sövgüye amel tavrın” tuzağına düşmeden ilerlemektir. Başarının yarattığı motivasyonu ihmal etmemeliyiz. İhmal etmemeliyiz ama eksiklerini göremeyen, işini amansız biçimde eleştirel aklın süzgecinden geçirmeyen bir mobilya sektörününde uzun dönemli geleceğini güven altına alamayacağını bir an bile unutmamalıyız.

İnegöl’de mobilya üreticilerinin gerçek dostu isek, aşağıda çerçevesini çizmeye çalıştığımız sorunları önyargısız tartışmalıyız :

• İnegöl mobilyacılarının “bakış açılarını” sorgulayarak günün koşullarına uyumlu hale getirmeleri gerekiyor. Üreterek dış pazarlara satabiliyorsak, dışa açık bir gelişmede ilk adımı atmış oluruz. Başka kültürleri algılayarak, o kültürlere uygun ürün tasavvuru ve tasarımı yapabiliyorsak, o zaman dünyaya açık gelişmenin de kapılarını aralarız. İnegöl mobilyacısı yereli küresele, geleneği geleceğe taşımanın kritik eşikte bulunduğunu iyice içine sindirmeli.

• İnegöl mobilyacıları çok sayıda “çok küçük işyerinde” faaliyetlerini sürdürüyor.Eğer kayıtlar doğru ise 900’un üzerinde işyeri var ama, aktif olanların sayısı 500’ü ancak bulabiliyor. Mesleki örgütlerde yer alan ve aktif olarak katılanların sayısı ise daha az. Mesleki bağlamda etkin bir “paylaşım ağı” yaratmadan da gelecek yaratılamayacağı çok açık ve net.

• İnegöl mobilya işletmelerinin küçük ölçekli olması “ tasfiye ya da odak değiştirme” sürecini hızlandırıyor. Etkin biçimde çalışan işyeri sayısı hızla azalıyor. Bu bir yönüyle “sağlıklı konsolidasyon” olarak değerlendirilebilir. Sağlıklı konsolidasyondan söz edebilmemiz için piyasa yapıcısı büyük bir kuruluş çevresinde “ana sanayi-yan sanayi ilişkilerinin” gelişmiş olması gerekir. Eğer böyle bir gelişme yoksa “ vahşi konsolidasyon” geçerli hale gelir ki, “kurunun yanında yaşın da yandığı” ve kaynak israfının kaçınılmaz olduğu bir durumla yüzleşiriz.

Sektörle ilgisi olan herkes biliyor ki, temel görev, diğer üretim alanları gibi mobilya sektöründe de rekabet edebilir ölçeklere erişme, rekabet edebilir teknolojilerle donanma ve rekabet edebilir yönetim anlayışına ulaşmadır.

İnegöl mobilyacılarının gündemindeki diğer önemli sorunları 16 Ocak 2014 Perşembe günü tartışacağız.

Tüm yazılarını göster