IMF'nin küçülme tahmini artık gerçekçi

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

IMF'nin tüm dünya için başlıca büyüklükleri revize ettiği raporunu değerlendirmek niyetiyle klavyeye uzandığımızda Başkan Strauss-Kahn'a konuşma yaptığı sırada bir öğrencinin ayakkabı fırlattığı haberi geldi. Haber "son dakika"ydı, "flaş"tı. Irak'ta Bush'a ayakkabı fırlatılması hala zihinlerde canlılığını korurken, benzer bir tablo İstanbul'da yaşanıyordu… 

Birincisi; IMF Başkanı'na ayakkabı fırlatmanın yaratıcı hiçbir yanı yoktur. Dedik ya, bu eylemin benzeri çok önce, üstelik ABD Başkanı'na yapılmıştır.

İkincisi; IMF politikalarını sevin ya da sevmeyin, bu toplantılar Türkiye'nin yoğun çaba göstererek üstlendiği toplantılardır, yani Kahn, "bize rağmen" burada değildir.

Üçüncüsü; toplantılar boyunca sık sık duyacağımız "IMF defol" gibi sloganların pek bir anlamı yoktur. IMF, Türkiye'ye "Aman anlaşma yapalım" diye ısrarcı olmak durumunda değildir, hiçbir zaman olmamıştır; yalnız Türkiye için değil, bütün ülkeler için anlaşma isteği IMF'den değil, ülkelerden gelir.

Dördüncüsü; IMF'ye bir şekilde karşı olunabilir, ama Dünya Bankası'nı IMF ile aynı kefeye koymanın kabul edilebilir yanı kesinlikle yoktur.

Ve beşincisi; elbette IMF de, Dünya Bankası da eleştirilebilir, protesto edilebilir; ancak ne protestolar züccaciyeci dükkanına girmiş fil gibi yapılmalıdır, ne de protestoculara karşı ölçü kaçırılmalıdır.

* * *

IMF, Türkiye'nin 2009 yılı küçülme tahminini nisan ayında yüzde 5.1'e revize ettiğinde bu rakam çok olumsuz bulunmuş, hatta IMF fazla karamsar olmakla eleştirilmişti. Oysa IMF bırakınız karamsar olmayı, o tarihte bile aslında iyimser bir tahmin yapmıştı. Çünkü görünen, Türkiye'nin çok daha büyük oranlı bir küçülmeye doğru gittiğiydi. Büyümeye ilişkin tahminlerin oluşumunda öncü gösterge niteliğindeki kapasite kullanımı ve sanayi üretimi verileri, geçen yılın sonundan beri çok olumsuz bir seyir izliyordu ve gidişatın öyle çok kısa sürede değişmesi ve olumluya dönmesi de söz konusu olamayacaktı. Dolayısıyla, yalnızca sanayiye ilişkin bu verilerden yola çıkılarak IMF'nin yaptığı tahmine yakın tahminlerde bulunmak mümkündü.

Nitekim, IMF'nin bu tahmininin açıklanmasından önce, gazeteniz Dünya'nın 1 Nisan tarihli sayısında Türkiye ekonomisinin ilk çeyrekte yüzde 12-13 daralmasının beklendiği yolunda bir değerlendirme yer almıştı. Dünya'da 20 Nisan'da yayımlanan değerlendirmede ise yıllık küçülmenin yüzde 6-7'ye doğru gittiği vurgulanmıştı.

IMF, nisan ayında yüzde 5.1 ile başlattığı küçülme tahminlerinde yüzde 6.5'e gelmiş bulunuyor. IMF'nin son tahmini, Türkiye'nin bu yıl yüzde 6.5 küçüldükten sonra, gelecek yıl yüzde 3.7 oranında büyüyeceği yönünde.

Türkiye yılın ikinci yarısında küçülmese bile ilk altı aydaki gerçekleşmenin tortusu olarak yılın tümünü yüzde 5.2'lik bir küçülmeyle kapatacakken, halen yüzde 5 dolayında bir küçülme tahmini yapılması kimse için inandırıcı olamazdı zaten. Nitekim hükümet de, 2009 yılı küçülme tahminini bir süre önce yüzde 6 olarak revize etmişti.

Artık 2009 küçülmesinde yüzde 6'dan daha düşük bir beklenti yok. Hükümet yüzde 6, IMF yüzde 6.5 bekliyor, yüzde 7'ye kadar gidilebileceği de ortada. Ama bu yılın yüksek oranlı küçülmesi, gelecek yıl için baz etkisi sayesinde yüksek sayılabilecek bir büyümenin işaretini veriyor, bu durum da psikolojik olarak gelecek yılla birlikte bir rahatlama yaratacak.

IMF'nin enflasyon tahminini ise biraz yüksek bulduğumuzu belirtelim. Eylül rakamlarını bugün göreceğimiz enflasyonda hükümetin yıllık öngörüsü yüzde 5.9, IMF ise yüzde 6.2'lik bir tahmin yapıyor. Eylül dahil dört ayda fiyatlar her ay yüzde 0.5 artarsa yıllık TÜFE yüzde 3.83'te kalacak. Aylık artış yüzde 0.75 olursa yıllık oran yüzde 4.86 düzeyinde gerçekleşecek. Eylül-aralık döneminde fiyatlar her ay yüzde 1 artarsa, 2009 sonundaki oran yüzde 5.91 olacak.

Belli ki Merkez Bankası, aylık ortalama yüzde 1 dolayında, IMF ise yüzde 1'in biraz üstünde fiyat artışı bekliyor. Ama bize göre gidişat, 2009 enflasyonunun yüzde 5'in altında kalacağı yönünde.

Tüm yazılarını göster