IMF için papatya falı!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Bizde piyasaların, piyasa denilince aklımıza ilk gelen yer olan İMKB'nin hareketleri çok önemli ya… Bu yüzden iktidar, muhalefeti zaman zaman "piyasaları dalgalandıracak söylemlerde bulunmakla" eleştirir ya… Şimdi piyasaları dalgalandıran öyle görünüyor ki bizzat hükümet. Muhalefetin, neredeyse hiçbir söylemi piyasalar üstünde etki yapacak güçte değil, bu söylemlere öyle bir önem atfedilmiyor zaten. Piyasayı etkileme gücü bir ölçüde hükümette. Bir ölçüde, çünkü temel etkileme gücü yurtdışı kaynaklı açıklamalardan ve verilerden geliyor.

Yurtiçinde en önemli beklenti ya da hayal kırıklığı yıllar yılı IMF ile ilişkiler oldu. Ama doğrusu hiç son dönemdeki kadar papatya falı açmadık IMF konusunda. Türkiye, neredeyse iki yıldır IMF'siz devam etti yoluna. Bunun iyi bir tercih mi olduğu, yoksa yanlış mı yapıldığı ayrı bir tartışma konusu. Ancak özellikle son dönemlerde IMF anlaşması konusunda yapılan açıklamalar, dile getirilen görüşler şaşırtıcı boyutlara vardı.

Bu nasıl bir anlaşma müzakeresidir ki, elektronik ortamdaki "sohbet platformu" boyutunda sürdürülür hale geldi. Acaba bizde bürokratlar sabah işe geldiklerinde bilgisayarlarını açıp ekran üstünde konuşarak mı çözmeye çalışıyorlar teknik detayları.

Başbakan Yardımcısı Babacan, kaç kez açıklama yaptı IMF anlaşması konusunda. Sonunda piyasalar, "Başbakan bir açıklama yapmadan artık IMF konusundaki diğer açıklamaları önemsememe" noktasına geldi. Başbakan Erdoğan konuşacak, anlaşmaya ilişkin somut durum da ortaya çıkacaktı.

Konuştu Başbakan; IMF anlaşması için "Olay, gün hafta bu şekildedir" dedi. Bu açıklama, anlaşmasının imzalanmasına günler, en fazla bir-iki hafta kaldığı biçiminde algılandı. Ama, bu algı doğru değildi, Erdoğan görüşmelerin sonuna gelindiğini söylemiş, anlaşma imzalanacak dememişti ki. Nitekim Başbakan daha sonra bu ifadesini düzeltmek durumunda kaldı:

"Hafta içi ifadem biraz yanlış anlaşılmış olabilir veya ben yanlış ifade etmiş olabilirim. Olay, gün hafta bu şekildedir. Arkadaşlarım kesin görüşmeleri yapıyorlar. İşin sonuna geldik diyebilirim, ama her zaman söylediğim bir şey var; olursa olur, olmazsa olmaz."

Başbakan Erdoğan'ın ilk sözlerini "anlaşma imzalanıyor" diye algılayan piyasalar klasik "ilk" tepkiyi verdi, sonra her şey eskiye döndü. Aslında Başbakan'ın ilk sözlerini anlaşma imzalanıyor, diye algılamak doğru muydu? Piyasanın psikolojik durumunu yansıtıyordu bu algı, anlaşma imzalanmalıydı, böyle bir beklenti hakim kılındığı için de Başbakan'ın sözlerinden "anlaşmaya günler kaldı" yorumu çıkarıldı.

Diyelim önümüzdeki günlerde IMF ile anlaşma gerçekten imzalandı, papatya falı açma dönemi sona erdi. Piyasalarda nasıl bir tepki oluşacak? Piyasalar için çok bilinen bir söylem vardır; "beklentiler alınır, gerçekler satılır" diye. Türkiye IMF ile anlaşma imzaladığı takdirde önümüzdeki uzun bir dönem boyunca beklenti kalmayacağı için neler yaşanacağını tahmin etmek zor değil.

Ama bu beklentileri canlı tutmak da mümkün. Olur ya, IMF ile görüşmeler herhangi bir nedenle bitmez, önümüzdeki aylara da sarkabilir.

Bu arada, notu artırılmış bir ülke olarak IMF ile anlaşma yapmak istememizin yadırgandığı görülüyor. Daha dün, derecelendirme kuruluşlarını yerden yere vurur ve not verme ölçütlerini eleştirirken, şimdi notumuz artırıldı diye bu kuruluşların kararlarını çok kıymete bindirmiş olmamız, biraz çelişki olmuyor mu…

Tüm yazılarını göster