IMF Dünya Bankası Toplantıları'nda kur, kota artırımı ve sandalye k

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Her yıl yapılan IMF ve Dünya Bankası toplantılarına iktisatçılar ve finans çevreleri büyük ilgi gösterir.

Bu toplantılar bir ölçüde finans panayırına dönüşür.

İktisatçılar,finansçılar,devlet adamları bürokratlar toplantılar vesilesiyle bir hafta süre ile birbirlerini görür,ortak konuları tartışır.

Bu yılki toplantılara Türkiye'den gene çok sayıda katılım oldu ama toplantı haberleri Türkiye'de kamu oyuna fazla yansımadı.

Anlaşıldığı kadarı ile IMF'de kota reformu yapılması ve gelişmekte olan piyasa ekonomilerine IMF yönetimi masasından iki sandalye verilmesi konusu, bu yılki IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları'na damgasını vurdu.

Fakat toplantılardan "iyi niyet" beyanı dışında somut bir karar çıkmadı.

IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, gelecek ay Seul'da yapılacak G-20 zirvesi ve gelecekteki IMF toplantılarında daha fazla ilerleme sağlanmasının zemininin hazırlandığını söylüyor.

Medyaya yansıyan haberlere göre IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları çerçevesinde düzenlenen Uluslararası Para ve Finans Komitesi'nin (IMFC) toplantısında ise , zengin ülkelerin ekonomi politikalarının daha sıkı gözetimden geçirilmesi konusu üzerinde duruldu.

Toplantılarda Türkiye'yi temsil Devlet Bakanı Ali Babacan "kota reformu" konusu üzerinde duruldu. Türkiye, kota reformu ile IMF'deki kotasını yükseltmek ve yönetimde bir sandalye sahibi olmak arayışında

Toplantılara katılan Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı, IMF'nin İcra Direktörleri Kurulu'nda yükselen piyasa ekonomilerine iki sandalye verilmesi konusunda müzakerelerin devam ettiğini en güçlü adayın Türkiye olduğunu söylüyor.

Çanakcı, kurulda 9 sandalyeye sahip AB'nin, kendisinden alınacak 2 sandalyenin sahip 2 ülkeye tahsis edilmesi yerine ülkeler arasında rotasyon ile kullanılmasını savunduğunu belirtiyor.

Türkiye'nin bekleyişi ise bu 2 sandalyeden birine sahip olmak.

IMF-Dünya Bankası toplantılarında ülkeler arasın "kur savaşları" konusunda da tavsiye kararları alınması bekleniyordu. Bu konuda da bir karar alınamadı.

CNBC-E'den Servet Yıldırım karar alınamaması sonucu herkesin kendi başına bırakıldığını anlatıyor. Ve de örnek veriyor." Tayland yabancıların devlet tahvili alımına stopaj getiriyor. Çin altı büyük banka için munzam karşılık oranını yarım puan artırıyor. Japonya "her an müdahale edebilirim" diyor. Güney Kore ise çözüm bulunmazsa "ciddi sorunlar çıkar" uyarısında bulunuyor.

Servet Yıldırım'a göre "bütün yük 11 Kasımda Seul'de yapılacak G-20 liderler zirvesine kaldı. Bunun öncesinde 22 Ekimde G-20 maliye bakanları ve merkez bankası başkanları yine Güney Kore'de bir araya gelerek liderler zirvesinin altyapısını hazırlayacaklar. Küresel ekonomiyi bir kenara koyun, bizim açımızdan son yıllarda yapılan G-20 zirvelerinin en önemlisi bu olacak. Cari açık endişelerinin arttığı dönemde G-20'den de somut bir çıkmazsa Tayland ve Brezilya gibi örnekleri hızla izlemek zorunda kalabiliriz."

Tüm yazılarını göster