İlk Mübadele Müzesi

Faruk ŞÜYÜN ODAK kitap@dunya.com

Sevgili Şadan Öymen'den gelen şu elektronik postayı bir solukta okudum ve "tabii ki geliyorum," dedim...

"Lozan Antlaşması'yla, Yunanistan'daki Müslüman Türk nüfusla Anadolu'da yaşayan Rum Ortodoks nüfusun zorunlu yer değiştirmesi  anlamına gelen ‘Mübadele' konusunda Türkiye'de ilk müze açılıyor.

Lozan Mübadilleri Vakfı ve Çatalca Belediyesi öncülüğünde, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti desteğiyle Çatalca'da kurulan müze, Yunanistan'dan göç eden Türklerin, göçten önceki ve sonraki yaşam biçimlerini şimdiki kuşaklara tanıtmayı amaçlıyor."

Şadan, 20 Aralık'taki resmi açılış öncesi müzeyi gezmeye çağırıyordu. Mübadele, ilgimi çeken, araştırdığım konulardan birisiydi. Tabii ki koşa koşa gidecektim...

Ama hayat!

Erteleyemeyeceğim bir toplantı, müze ziyaretimi bir başka güne bıraktı...

Şadan Öymen'den müze ile ilgili bilgiler istedim, kısa bir süre sonra elektronik postama düşen yazıları, toplantıya giderken ipad'imden okumaya başlamıştım bile:

Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 50'si göç kökenli. Böyle olmakla birlikte Türkiye'de bugüne kadar bir göç müzesi kurulmamış. Mübadele Müzesi bu anlamda bir ilk olacak.

Avrupa Kültür Başkenti Mübadele Müzesi için mübadil aileler, aile büyüklerinin fotoğraflarını, giysilerini, mutfak gereçlerini, mektuplarını, yazılı belgelerini, ev eşyalarını ve her türlü anıyı müze koleksiyonuna bağışlamış.

Müze, aynı zamanda mübadele tarihiyle ilgili bir arşiv ve dokümantasyon merkezi de olacakmış.

Çatalca Kaleiçi Mahallesinde Ölçer Ailesi'nin müze kurulması amacıyla bağışladığı bina, 1913 yılında inşa edilmiş. Mübadeleye kadar taverna olarak işletilmiş Cumhuriyet sonrasında ise Ziraat Bankası şubesi olarak kullanılmış. Yaklaşık beş ayda müze işlevine uygun olarak restore edilen binanın yanısıra mübadele meydanı ve sokağı da bu amaçla yeniden düzenlenmiş.

Şadan Öymen'den gelen notlarda mübadillerden anılar, müzedeki objelerle ilgili ayrıntılı bilgiler de yer alıyordu. Bunlardan birisi, Lucien Arkas'ın koleksiyonundan müzeye bağışladığı Gülcemal gemisi maketinden yola çıkarak kaleme alınmıştı...

1874'te denize indirilen Gülcemal'in ilk adı ile Germanic'miş, 1899 yılında New York limanında aşırı kar ve buz nedeniyle batmış, ama sonra yeniden yüzdürülmüş. 1902'de adı Ottowa olarak değiştirilmiş. Yeni sahipleri Avrupalı göçmenleri Amerika'ya bu gemi ile taşımışlar.

Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi adına 1910 yılında satın alınmış. Gemiye dönemin padişahı olan V. Mehmet Reşad'ın annesinin adı verilerek Gülcemal denilmiş. Birinci Dünya Savaşı'nda asker taşımada kullanılmaya başlanmış, hatta bir ara hastane gemisi olarak da hizmet vermiş.

1915'te bir İngiliz denizaltısı, İstanbul'dan Çanakkale'ye asker taşımakta olan Gülcemal'i İmralı önlerinde torpillemiş. Yeniden hizmete girebilmesi için yaklaşık iki yıllık bir onarım görmesi gerekmiş.

Gülcemal mütareke yıllarında Yunanistan ve Mısır'daki esir kamplarında tutulmakta olan Alman askerlerini Wilhelmhaven ve Hamburg limanlarına taşımış.

1920 yılında, Amerika seferi yapan ilk Türk yolcu gemisi olarak New York limanına yanaşmış.

1924 yılında Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan Mübadele Sözleşmesi gereğince Yunanistan'dan Türkiye'ye gelecek mübadilleri Selanik'ten İstanbul ve İzmir'e taşımış.

İsmet Paşa başkanlığındaki Lozan heyeti de bu yıllarda Gülcemal ile yolculuk yapmışlar. Uzun yıllar İstanbul ile Karadeniz illeri arasında yolcu, yük ve posta taşımacılığı seferlerinde bulunmuş. Atatürk'ün de birkaç kez bindiği gemi, 1937 yılında hizmet dışı bırakılmış. İkinci Dünya Savaşı'nı Haliç'te bağlı olarak geçiren Gülcemal, sökülmek üzere Messina limanına vardığında, takvimler 1950 yılını gösteriyormuş.

Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun İstanbul Destanı şiirinde de geçmiş Gülcemal:

"İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir, / Anadolu'da, toprak damlı bir evde, / Gülcemal üstüne türküler söylenir. / Süt akar cümle musluklarından,

direklerinde güller tomurcuklanır. / Anadolu'da, toprak damlı bir evde çocukluğum, / Gülcemal'le gider İstanbul'a, / Gülcemal'le gelir."

İşte böyle anıların bir müzesi var artık Çatalca'da... Gitmemek olur mu? İlk fırsatta oradayım...

Tüm yazılarını göster