‘İlk 10’a girmeniz için know-how gerekli’

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Türkiye'de her sene geleneksel olarak düzenlenmesi planlanan İsviçre Festivali'nin ön tanıtımı İsviçre Başkonsolosu Monika Schmutz Kırgöz'ün ev sahipliğinde Quasar İstanbul'da gerçekleşti.

Viatrans-Meydanbey ortak projesi olarak yaşama geçirilen Quasar İstanbul, eski Ali Sami Yen Stadyumu arazisinin yanında, eski likör fabrikası arazisi üzerinde inşa ediliyor.

Türkiye’deki en değerli İsviçre gayrimenkul yatırımı olan projenin hedefi, Viatrans İcra Kurulu Başkanı Haydar Özkan’ın dediği gibi, “İsviçre mükemmeliyetçiliği ile Türk yakınlığını birleştirmek.”

Tanıtım öncesinde İsviçre Başkonsolosu Monika Schmutz Kırgöz’e İsviçre Festivali’nin hedeflerini ve Türkiye-İsviçre ilişkilerini sorduk.

Monika Schmutz Kırgöz iki yıldır Türkiye’de yaşıyor ve iki ülke arasındaki ilişkilerin son derece olumlu bir şekilde geliştiğini söylüyor.

Schmutz Kırgöz, “14 yıl önce genç bir diplomat olarak Ankara’daydım. O zamanlar Türkiye ve İsviçre arasında bazı sorunlar vardı. Bugün ise gerek ekonomik, gerek siyasi, gerekse kültürel ilişkilerin çok iyi gittiği bir süreç yaşıyoruz” diye ekliyor.

Bugün Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin sayısı 400’e ulaşıyor. İsviçre 3.5 milyar dolarlık yatırım ile Türkiye’deki en büyük üçüncü yatırımcı.

İsviçre dünyanın en inovatif ülkesi

Başkonsolos Monika Schmutz Kırgöz, İsviçre’nin etkili bir halka ilişkiler yürütemediğinden şikayetçi. Bu konuda ise şunları söylüyor: “İsviçre küçük bir ülke, ama Türkiye’deki en büyük üçüncü yabancı yatırımcı konumunda. İsviçre’nin sadece çikolata ve kardan ibaret olmadığını anlatabilmemiz gerekli. İsviçre bugün dünyanın en inovatif ve en rekabetçi ülkesi. Ne yazık ki, halkla ilişkilerimiz yeterli değil. Örneğin, nanoteknoloji, biyoteknoloji alanlarında İsrail’den çok daha iyiyiz. Bunu kimse bilmiyor. Bir başka örnek vermek gerekirse, Nestlé Kahvaltılık Gevrekler, Bursa Karacabey’de 85 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirerek fabrika kurdu.  Bu fabrika Orta Doğu ve Kuzey Afrika başta olmak üzere dünya pazarlarına da ihracat gerçekleştirecek. Bu, İsviçre için çok önemli bir yatırım. Türkiye, İsviçre için stratejik önem taşıyor. Özellikle tıp teknolojisi hızla yükselen sektörlerin başında geliyor. Türkiye, bölgesel sağlık merkezi oluyor. Çevre ülkelerden çok sayıda insan Türkiye’ye geliyor. İsviçre de hastane altyapısı konusunda önemli deneyime sahip. Bunu yanı sıra, Marmaray Projesi’ne destek verdik; üçüncü köprünün inşatında İsviçre önemli bir rol üstleniyor.”

AB üyesi olmayan iki ülke

Türkiye’nin İsviçre’deki yatırımları ise 350 milyon dolar civarında. Başkonsolos Schmutz Kırgöz, bu oranın önümüzdeki senelerde artacağını söylüyor. İşte nedenleri: “Şubat ayında konsolosluk bünyesinde ticaret ofisi açtık. İsviçre ile ilgilenen Türk yatırımcıların sayısı hızla artıyor.

Türkiye hızlı büyüyen bir ekonomi ama, 17. sırada kaldınız. Başbakan’ın hedefi 2020’de en büyük ilk on ekonomi arasına girmek. Ülkedeki inşaat sayısını artırarak en büyük 10 ekonomi arasında giremezsiniz. Ar-Ge, know-how ve inovasyona ihtiyacınız var. İsviçre ile ilgilenen yatırımcıların odak noktası know-how transferi. Türk yatırımcılar İsviçre’deki küçük şirketleri satın alıyorlar. Türkiye’nin hedefi ihracatı çeşitlendirmek, katma değer yaratmak, Güney Kore gibi olmak. Bu yüzden Türkiye bizim için çok önemli bir pazar. Türkiye bugün sadece Avrupa’ya değil tüm dünyaya yöneliyor. Aslında İsviçre ve Türkiye’nin birbirine benzeyen çok tarafı var. Her ikimiz de AB üyesi değiliz. Ama Cumhuriyet Lozan’da kuruldu. Bunu unutmamak ve bu iki ülkenin önemini hatırlatmak lazım.”

İsviçre’nin önemini hatırlatmak

Gelenekselleşmesi planlanan İsviçre Festivali’nin hedefi de, bu ilişkileri hatırlatmak aslında.

“Biz küçük bir başkonsolosluğuz. Saraylarımız, kültür enstitülerimiz yok. Ama Viatrans gibi dev bir İsviçre yatırımı geldi Türkiye’ye. Bu proje, İstanbul’da İsviçre değerlerini yansıtan bir ‘landmark’” yorumlarında bulunan Monika Schmutz Kırgöz, Festival konusunda şunları söylüyor: “Festivali başlatan Viatrans oldu. Önümüzdeki senelerde farklı İsviçre markaları da gelebilir. Bu festivalin her sene düzenlenmesini hedefliyoruz. İsviçre için bir tür ‘yumuşak diplomasi’ aracı olacak bu festival. Bu arada eski Likör Fabrikası’na İsviçre Kültür Merkezi kurulacak. İnşaatın 2015 yılında tamamlanması planlanıyor.”

Tüm yazılarını göster