İhracatta maden bulduk: Altın!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Ocak ayı ihracatının tahminlerin çok üstünde gelmesinin sırrı büyük ölçüde çözüldü. Türkiye, ihracatta deyim yerindeyse adeta "maden buldu". Bu madenin adı altın. Daha önce de gündeme getirdiğimiz 71'inci fasıldan ocak ayında tam 1 milyar 35 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Bu rakam, toplam ihracatın yüzde 13'ten fazlasını oluşturuyor. İhracat belli ki daha çok İsviçre'ye yapıldı. İsviçre de ocak ayında en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkeler arasında, yüzde 10'u aşan payla birinci sıraya oturdu.

Ne olmuştu peki, ihracatta böylesine önemli bir yer tutmaya başlayan bu 71'inci fasıl kapsamında neler satıyorduk?  71'inci fasıl, "inciler, kıymetli taş ve metal mamulleri" diye özetlenebilecek bir içeriğe sahipti. Bizim de satacak öyle milyar dolarlık incimiz, kıymetli taşımız olmadığına ve yeni maden sahaları keşfetmediğimize göre…

Hem ayrıca, Türkiye İstatistik Kurumu kayıtlarında milyar dolar olarak yer alan bu kalem, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin ihracat kayıtlarında görünmüyordu. Bu yüzden, TİM'in rakamları, TÜİK'in rakamlarından daha aşağıda kalmıştı. Bu da ilk bakışta can sıkıyordu; resmi kayıtlarda yer alan ve ihracatın büyük görünmesini sağlayan bir rakam, ihracatçı birliklerinin kayıtlarında yoktu.

Biraz detaya inince, bu rekor ihracatın kaynağı ortaya çıkıverdi. Ocak ayında 71'inci fasıl kapsamında gerçekleştirilen 1 milyar 35 milyon dolarlık ihracatın yaklaşık 900 milyon doları altından oluşuyordu. Bu ihracat da daha çok İsviçre'ye yapılmıştı. Külçe altın biçiminde gerçekleştirilen ihracat, "işlenmemiş değerli maden" sınıfına giriyordu. Bu yüzden de bu ihracat, Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerinde kapsanmıyordu. İşlenmemiş değerli madenlerin yanı sıra yabancı uçak ve gemilere verilen akaryakıt ile yine yabancı uçaklara sağlanan kumanyalar da TİM rakamlarında yer almıyordu. Bunu da bir not olarak aktarmış olalım.

Altın fiyatlarının hızla yükseliyor olması, belli ki ellerindeki altını değerlendirmek isteyen bankaları ve piyasadan topladıkları altını eriterek külçe haline getiren kuyumcu ve benzeri kurumları harekete geçirmiş bulunuyor. Aslında bu durum, bu yıla özgü de değil. Türkiye, altın ihracatını bir anlamda geçen yıl keşfetti. Geçen yılın ocak ayında da hemen hemen tümü altından oluşmak üzere 71'inci fasıldan 1 milyar 92 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Bu ihracat, geçen ocaktaki toplam 10.6 milyar dolarlık ihracatın onda birini oluşturmuştu. Söz konusu fasıldan geçen yılın tümünde gerçekleştirilen ihracat 5 milyar 384 milyon doları bulmuştu. 2007 yılının tümünde bu fasıldan yapılan ihracat da 2 milyar 624 milyon dolardı.

71'inci fasıl kapsamında 2003 yılında 810 milyon, 2004'te 1 milyar 64 milyon, 2005'te 1 milyar 326 milyon, 2006'da 1 milyar 824 milyon dolarlık ihracat yapıldı.

Son iki yılda, yalnızca ocak aylarında gerçekleştirilen ihracat, 2005 öncesinin yıllık ihracatlarını geride bıraktı. Bunda iki etken rol oynuyor kuşkusuz. Birincisi, altın fiyatları baş döndürücü bir artış gösteriyor, ikincisi de bu fiyat artışının etkisiyle ihracat, miktar yönünden de tırmanıyor. Böylece, birim fiyatlardaki artışın körüklediği miktar artışıyla birlikte altındaki toplam ihracat rekor düzeylere ulaşıyor.

Tüm yazılarını göster