İhracatı parite batırsa, altın kurtarıyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

İhracat ve ithalatın geçen yıla göre olan değişiminde ters yönlü bir hareket var. İhracat, geçen yılın aynı aylarına göre ilk üç ayda sırasıyla yüzde 0.7, yüzde 6.2 ve yüzde 14.4 azaldı. Yani gerileme eğilimi giderek belirginleşiyor. İthalatta ise durum tam tersi. İthalat, geçen yıla göre ocakta yüzde 13.7, şubatta yüzde 7.2, martta yüzde 6.1 gerilemiş durumda. Bu veriler, TÜİK’e ait. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin verilerine göre ihracatın nisanda yüzde 10’a yakın gerilediğini de hatırlatalım. 

İlk üç ay toplamında ihracat geçen yılın yüzde 7.5, ithalat yüzde 9 altında. Ticaret açığı da yüzde 12.5 azalmış. 

İhracattaki bu gerilemenin nedeni olarak ağırlıkla parite etkisi gösteriliyor. Bu görüş büyük ölçüde doğru; doğru, ama eksik bir değerlendirme. 

Euronun ihracattaki payı yüzde 40-45 dolayında değişiyor. Kesin oranlar verilememesi pariteden kaynaklanıyor. Dış ticaret verileri dolar cinsinden izlendiği için paritenin hızla dalgalandığı dönemlerde euro cinsi ihracatın toplamdaki payı da değişiyor. Örneğin bu yılın ilk çeyreğindeki euro cinsi ihracatın toplamdaki payı yüzde 41 düzeyinde. Ama euro/dolarda geçen yılki parite dikkate alınarak dolara dönüşüm söz konusu olsaydı, bu pay yüzde 46’ya yaklaşacaktı. 

Euro/dolar paritesinde bu yıl geçen yıla göre dolar lehine olan sert değişim, yalnızca ihracatı aşağı çekmiyor. İthalatın da yaklaşık üçte biri euro cinsinden gerçekleştiriliyor. İthalat mutlak değer olarak daha büyük olduğu için, üçte birlik euro cinsi tutarın etkisi ihracatta ortaya çıkan etki kadar oluyor. 

Ticaret açığı aynı 

İlk çeyrek verilerine göre ihracat ve ithalatın yüzde 92’si dolar ve eurodan oluşuyor. Yani diğer dövizlerin payı yüzde 10’u bile bulmuyor. Dolar için bir parite etkisi elbette söz konusu değil. Biz de, euro için parite etkisini sıfırlayan bir varsayımla dış ticaret gerçekleşmesini yeniden hesapladık. Bu hesaplamayı yaparken, ilk üç ayın ortalama paritesini değil, her ay için geçen yıl ve bu yıl oluşan pariteleri dikkate aldık. 
TÜİK’in 37.1 milyar dolar olarak açıkladığı üç aylık ihracat, euro dolar karşısında geçen yılki değerinde kalmış olsaydı, 40.3 milyar dolar düzeyinde gerçekleşecekti. Yani, açıklanan rakama göre yüzde 7.5 gerileyen ihracat, yüzde 0.4 artış göstermiş olacaktı. 

Ama benzer bir durum ithalat için de geçerli. TÜİK’in 52.3 milyar dolar olarak açıkladığı ithalat, parite etkisi sıfırlandığında 55.6 milyar dolara yükseliyor. İthalattaki gerileme bu hesaplamaya göre yalnızca yüzde 3.2. 

Euro/dolar paritesinin etkisi sıfırlandığında bunun ihracata yansıması 3.2 milyar dolar, ithalata yansıması ise 3.3 milyar dolar. Biraz önce de belirttik; euronun ithalattaki payı düşük olmakla birlikte, ithalat daha büyük bir veri olduğu için yansıma aynı düzeyde. Bunun sonucunda da, açıklanan veri bazında 15.2 milyar dolar olan ticaret açığı, parite etkisi yok edildiğinde neredeyse hiç değişmiyor ve 15.3 milyar dolar oluyor. 

Yani parite ihracatı artıya geçiriyor ama, ithalatı da yukarı çektiği için kağıt üstünde değişen bir şey olmuyor. İki rakam da büyüyor, ticaret açığı aynı düzeyde kalıyor. 

Ya altın, ya altın! 

Euronun dolara karşı değer yitirmiş olması ihracatı aşağı çekiyor, bu tartışılmayacak bir gerçek. Her ne kadar bu durum ithalatın da küçük görünmesi sonucunu doğuruyorsa da, bizim konumuz aslında ihracat. 

Parite etkisiyle ilk üç ayda yaklaşık 3.2 milyar dolar düşük görünen ihracatı kurtaran bir kalem var neyse ki; altın. 

Gelin şöyle düşünelim; ya altın ihracatı olmasaydı, halimiz ne olurdu acaba? 

TÜİK’in 37.1 milyar dolar olarak açıkladığı ilk çeyrekteki ihracat, altın hariç 33.1 milyar dolara inerdi. Yani ilk çeyrekte tam 4 milyar dolarlık bir altın ihracatı söz konusu. İthalat ise 52.3 milyar dolardan 51.7 milyar dolara gerilerdi. Bir başka ifadeyle bu yıl ilk çeyrekteki altın ithalatı yalnızca 597 milyon dolar düzeyinde. Yani ilk çeyrekteki net altın ihracatımız 3.4 milyar dolar. 

Geçen yıl ilk çeyrekte ise altın ihracatı 2.5, ithalatı 1.6 milyar dolar olmuş, net ihracat yalnızca 900 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. 

Yani, altını hariç tutarak bir dış ticaret özeti oluşturduğumuzda karşımıza çıkan tablo şu: Toplam ihracat ilk çeyrekte geçen yılın yüzde 12, ithalat yüzde 8.7 altında, buna göre ticaret açığındaki azalma da yüzde 2.2 düzeyinde. 

Dedik ya, parite batırıyorsa da, altın kurtarıyor sonunda. Gerçi bu altın ihracatı bizim ihracatçımız için bir şey ifade etmiyormuş, ne gam! Ülkeye döviz geliyor ya, siz ona bakın. Bu altın, ihracatımızı hacıyatmaz misali ayakta tutmuyor mu sonuçta, önemli olan o! Altın ihracatında katma değer yok gibiymiş, bizim üretimimiz değilmiş, falan filan... O kadarcık kusur kadı kızında da olur.

Tüm yazılarını göster