İhracatçının kur ve faiz çıkmazı  

Diyelim ki ihracatçı olarak üretim yapı­yorsunuz. Ağustos ayında 33,57 lira kur üzerinden 1 milyon dolarlık mal sattınız. Eli­nize geçen para 33 milyon 570 lira.

İbrahim KAHVECİ Rakamlarla ibrahim.kahveci@dunya.com

Diyelim ki ihracatçı olarak üretim yapı­yorsunuz. Ağustos ayında 33,57 lira kur üzerinden 1 milyon dolarlık mal sattınız. Eli­nize geçen para 33 milyon 570 lira.

Şimdi yeni bir ürün üretmeye başlıyorsunuz. Aradan geçen 3 ayda yurti­çi fiyatlar yüzde 5,9 arttı. Lakin satacağınız ürün dolar bazında aynı kalıyorsa sizdeki fi­yat artışı sadece yüzde 2,0.

Çünkü üç ay içerisinde dolar 33,57 liradan 34,24 liraya yüzde 2,0 yükseldi.

Bu örneği genişletebilirsiniz.

Mesela yılbaşından bu yana dolar kuru sa­dece yüzde 15 artıyor. Bu artış ihracatçı için TL bazında getiri oranıdır.

Lakin siz yurtiçinden mal alıyorsanız gir­di fiyatlarınız 10 ayda yüzde 40 artış gösteri­yor. Ama bu alımları bir de TL kredisi kulla­narak yapıyorsanız hepten yandınız… Çünkü TL kredi faiziniz yüzde 60’ları çoktan geçti.

Kabaca ihracatçının maliyeti yüzde 50 ci­varında artarken getirisi sadece yüzde 15 ar­tışta kalıyor. Bu örneğimiz klasik ihracat­çı için geçerli. Ülkede TL ile çalışıp dışarıda dolar ile iş yapıyorsa bu günler onlar açısın­dan tam bir felaket. Nasıl ki, 2022-23 yılla­rında sanal bir cennet yaşamışlarsa şimdi de tam bir cehennem yaşıyorlar. Cennette iken cehennemi hiç düşünmeden yaşanılan bir dönemden sonra elbette şimdi sesleri de çok ağır çıkıyor. Laf arasında “Ülke batıyor” de­meleri de aslında bir gerçek…

Yollarımız ayrı mı?

Türkiye ekonomisinde çok ciddi bir yol ay­rımı yaşanıyor. Yaklaşık olarak 1,5 yıldır sa­nayi üretimi artmayı bırakın, tersine düşüş­ler yaşıyor. Aslında bu tablo ihracatçı için ana gösterge niteliğinde.

Üretim açısından sorun yaşayan ülkemiz ters bir tablo ile tüketimde hala istenen noktaya gelebilmiş değil.

Ekim ayı itibari ile tüketim malı ithalatı re­kor kırarken araba ithalatında da benzer du­rum yaşanıyor.

Yerli üretim otomobil satışı düşerken özel­likle kalite sınıfta ithal araba tüketimi artma­ya devam ediyor.

Kısaca tüketim açısından dezenflasyon programı etkisini gösteremezken üretim açı­sından tam bir yol ayrımında.

Bu nedenledir ki, finansçılar faiz indirimi için ileriki ayları işaret ederken ihracatçı­lardan “dayanamıyoruz” feryadı geliyor.

Ama ihracat artıyor

İhracatçı açısından durum kayıp olarak görülse de ihracat trendi artışa devam ediyor. Geçen yıl yıllık ihracat eylül ayında 252,9 milyar dolarken bu yıl eylül ayında 261,5 milyar dolara yükseldi. Altın ve enerji ihracatı düşüldüğünde de net ihracat 225,5 milyar dolardan 229,6 milyar dolara yükselmiş oldu.

Makro verilere bakarak karar verile­cek olursa sanırım iş işten geçmiş ola­cak. Çünkü dış ticarette yaşanan iyileş­me maalesef büyük oranda dezenflasyon programından kaynaklanmıyor. İyileşme altın ithalatının kısılmasından ve enerji ithalatının azalmasından geliyor. Önlem alınması ve bakılması gereken durum henüz çok değişmedi. Sanal duruma aldanmamak gerekiyor. Aksi halde ülke batmaz ama istihdamda ciddi kayıplar yaşanabilir.

Tüm yazılarını göster