İbranemelerin geçerliliği

Ali YÜKSEL YARGITAY KARARLARI aliyuksel@aliyuksel-hilmiozalp.av.tr

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/ 22215 E. Ve 2008/15537 K. sayılı 13.06.2008 tarihli kararında işçiye imzalatılan ibranamelerin geçerliliği ile ibranameleri hukuken geçersiz kılacak halleri ifade etmiştir. Karar uygulamada sıkça rastlanan ibranamelerin hukuken geçerliliğini ortaya koyma açısından emsal teşkil etmektedir. Bu yönüyle karar işçilerine ibraname imzalatmak isteyen işverenler açısından da aydınlatıcıdır

İncelememize konu olayda, davacı davalı işyerinde 01.04.2000-05.02.2005 tarihleri arasında ustabaşı olarak görev yaptığını, iş akdine işverence haksız son verildiğini ve alacaklarının ödenmediğini belirtmiştir. Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.

Yargıtay öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlığın düzenlenen ibranamenin geçerli olup olmadığı noktasında odaklandığını ifade etmiştir. İbraname bir ödeme yönünde bir anlaşma değil, borcun kısmen ya da tamamen tatmin edilemeyen sona erme şekillerindendir

İş Hukuku'nda ibra sözleşmesi ibraname adıyla yaygın bir uygulama alanı bulmaktadır. Yargıtay işçinin emeği karşılığında aldığı ücret ve diğer parasal hakları ile kendisinin ve ailesinin geçimini temin etmekte olduğunu,  bu açıdan bakıldığında bir işçinin nedensiz yere işvereni ibra etmesinin hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceğini belirtmiştir.  Yargıtay, bu sebeple, iş Hukuku'nda ibra sözleşmeleri dar yorumlanması gerektiğini ve borcun asıl sona erme nedeninin ifa olması gerektiğini vurgulamıştır. 

Yeni Borçlar Kanunu Tasarısı'nda bu konuya değinilmiş ve 419. maddesinde işçi ve işveren ilişkileri açısından ibra sözleşmesine dair bazı kurallara yer verilmiştir. Bahsi geçen düzenleme de, işçilik alacaklarını sona erdiren ibra sözleşmelerinin sınırlı biçimde ele alınması gerektiğini göstermektedir. Bu itibarla Borçlar Kanunu'nda düzenlenen düzenlenmiş olan irade fesadı hallerinin İş Hukuku'nda ibra sözleşmeleri bakımından çok daha titizlikle ele alınması gerekir. İbra sözleşmesi yapılırken taraflardan birinin esaslı hataya düşmesi, diğer tarafın ya da üçüncü şahsın hile ya da korkutmasıyla karşılaşması halinde ibra iradesine değer verilemez.

İş ilişkisinin devamı sırasında düzenlenen ibra sözleşmeleri geçerli değildir. İşçi bu dönemde tamamen işverene bağlı durumdadır ve iş güvencesi hükümlerine rağmen iş ilişkisinin devamını sağlamak ya da bir kısım işçilik alacaklarına bir an önce kavuşabilmek için iradesi dışında ibra sözleşmesi imzalamaya yönelmiş sayılmalıdır. İşveren tarafından işçinin hak kazanamadığı ileri sürülen bir borcun ibraya konu olması düşünülemez. Savunma ile ve işverenin diğer kayıtları ile çelişen ibra sözleşmelerin geçersiz olduğu kabul edilmelidir.

Tüm yazılarını göster