Hükümetlerin büyüme hızı karnesi

İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI ismetozkul@gmail.com

Cumhuriyet’in 92. kuruluş yıl dönümü bu hafta kutlanacak. 92 yıl içinde Türkiye 2. Dünya Savaşı, Ortadoğu ve Körfez savaşları gibi bölgeyi ve dünyayı sarsan savaşlara şahit oldu. 1929 bunalımı, petrol şokları, Asya krizi, 2008-9 global krizi gibi büyük ekonomik çalkantılardan etkilendi. Avrupa Birliği başta olmak üzere dünyada büyük ticari ve siyasi yapıların gelişmesi de, Sovyet blokunun dağılması da ülkeyi etkiledi. 

Kapalı ekonomiyi de, devletçiliğin başlıca model olduğu dönemi de, planlı ekonomiyi de, konvertibiliteye geçilmesi ve sıcak paraya kapıların ardına kadar açıldığı dönemleri de yaşadı. Enfl asyon, cari açık, döviz krizi, bankacılık krizi gibi dertleri de yaşadı. Ekonominin dümeninin IMF’ye teslim edildiği dönemler de. 

92 yıllık süre içinde tek parti dönemin ardından gelen çok partili dönemde farklı siyasal iktidarlar ekonominin rotasını belirledi. Uzun tek parti iktidarları da yaşandı, kısa süren tek parti iktidarları da. Nispeten uzun ömürlü koalisyonlar da oldu, kısa ömürlü olanlar da. Parlamenter sistemin askıya alındığı askeri yönetimler, ara rejimler, sıkı yönetimler, olağanüstü haller de oldu. 

Ekonomi de hem uluslararası gelişmelerden hem de işbaşındaki hükümetlerin politikalarından etkilenerek gelişti. Sayfadaki tabloda cumhuriyet dönemindeki yıllık büyümeyi belirleyecek kadar iş başında kalmış olan hükümetlerin, büyüme hızlarında etkili oldukları iktidar dönemlerine göre gerçekleştirdikleri ortalama yıllık büyüme hızları görülüyor. Yan sütunda da kişi başına gelirdeki yıllık ortalama reel artış oranları bulunuyor. Bu sonuçların ortaya çıkmasında hükümet politikaları, dünya konjonktürü, kendinden önceki hükümetten devraldıkları miras etkili oldu. 92 yıllık bir geçmişe bakınca elbette teknoloji, bilim, ulaşım ve iletişimdeki devasa gelişmelerin de ekonomi performanslarını ciddi ölçüde etkilediğini vurgulamak gerekiyor. Aynı şekilde dünya ekonomisindeki finansallaşma boyutunun ulaştığı, uluslararası dev fonların dünya ve tek tek ülke ekonomilerini olumlu ve olumsuz yönde sarsabildiği bir dünyaya geçmiş olmamız da sonuçları değiştiriyor. 

Bu arada milli gelirin hesaplama yöntemlerinde yapılan değişikliklerin de uzun yılları kapsayan bir karşılaştırma açısından saptırıcı sonuçları olabileceğini de unutmamak gerekiyor. Örneğin bizde milli gelir hesaplamasında 2007’de yapılan değişiklik gelir düzeyini önceki yıllara göre sırf hesaplama değişikliğinden ötürü ciddi ölçüde artırdı. Bu da 2007 sonrası verilerle öncesi arasındaki karşılaştırmada, 2007 sonrasının daha parlak görünmesini sağladı. 

Bu faktörleri göz önüne alarak bu tabloya baktığımızda farklı siyasal duruşları olan partilerin zamana göre farklı ekonomik sonuçlar aldıklarını görebiliyoruz. 

Birincisi partilerin istikrarlı net bir ekonomi karnesi yok. Her partinin ve mevcut partilerin mirasını devraldıklarını söyleyen partilerin büyüme hızı performansları yüksek de olabiliyor, düşük de olabiliyor. Örneğin AKP’nin ekonomiye tam hakim olduğu 2007 sonrası performansı Cumhuriyet dönemi ortalamasının altında kalmasına rağmen, ekonomiyi IMF güdümünde yönettiği dönemdeki performansı daha yüksek. 

İkincisi koalisyon dönemlerinde ekonominin kötü yönetildiği iddiası, gerçekle tam uyum göstermiyor. Büyüme performansı tek parti iktidarlarının çok üstünde olan koalisyonlar da var, çok kötü büyüme performansı gösteren koalisyonlar da var.

Tüm yazılarını göster