Hollanda Türkiye gerilimi kime yarayacak?

Özcan KADIOĞLU RAKAMLARIN DİLİ ozcankadioglu@hotmail.com

Her seçim döneminde olduğu gibi yine iç siyasetimizi dış politikamızla karıştırdık. Son yıllarda sürekli her yıl bir veya birden fazla ülke ile gerilim halindeyiz. Bu gerilimler ülke ekonomisini ve turizmini adeta baltalıyor. Yurt dışında ve içinde yatırım yapan iş yapan firmaları zor durumda bırakıyor.

Acaba bu kadar gerilim politikasına neden ihtiyaç duyuyoruz. Bu hastalık uzun süredir ülke politikasında kullanılıyor. 1955 yılında 6-7 Eylül Olayları ile başlayan süreç ülkemizde Hollanda gerilimi ile son bulacağa benzemiyor.

Kısaca bu protestoları hatırlayacak olursak, İtalya, Fransa, İsrail, Mısır, Suriye, İsviçre, Almanya, Rusya ve son olarakta Hollanda’yı ekleyebiliriz. Yapılan protesto eylemleri iki ülke ilişkilerini hem siyasi hemde ekonomik olarak etkiliyor. Özellikle askeri amaçlı yüksek teknolojili ürün ithalatımızda sorunlar yaşıyoruz.

Türklerle Hollandalılar arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin geçmişi 400 yıl öncesine, Osmanlı İmparatorluğu’nun daveti üzerine 1612 yılında ilk Hollanda Elçisi’nin İstanbul’a gelmesine kadar uzanıyor. 17’nci yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu Hollanda’ya yün ve pamuk ihraç etmeye başlarken, Hollanda da buna karşılık İstanbul ve İzmir’e pamuklu ve yünlü kumaş satmıştı. 19’uncu yüzyılda ise Hollanda’ya ihraç ettiğimiz en önemli ürün tütün oldu.

Türkiye ile Hollanda arasındaki ticaret hacmi son yıllarda genel olarak artış trendinde bulunuyor. 2005 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi yaklaşık 4,85 milyar dolar’dan 2016 yılında 6,6 milyar dolar yükseldi. Son 12 yıl içinde iki ülkenin ithalat ve ihracat miktarı eşit miktarda dengeli seyretmekte. Ortalamaya baktığımızda 3 milyar dolarlık ihracata karşılık 3 milyar dolarlık ithalat yapmaktayız.

Türk ihracat pazarında Hollanda %2,5 pay ile 10. sırada yer alıyor. İthalat yaptığımız ülkeler içinde ise %1,5 pay ile 16. sırada yer almakta.

Hollanda gıda ve tarım ürünlerinde 100 milyar dolarlık ihracat hacmine sahip olup Avrupa Kıtası’nda 1., dünyada ise ABD’den sonra 2. sıradadır. Hem mal ticareti hemde servis hizmetleri ihracatında fazla vermekte olup 72 milyar dolar dış ticaret fazlası oluşmaktadır. İhracat yaptığı ürünlerin %20 ’si yüksek teknolojili ürünlerden oluşmaktadır.

2010-2016 yıllarında silah ve savunma sanayi ürünleri ihracatı 3,7 milyar dolar ile ülke sıralamasında 10. sırada yer almaktadır.

Son yıllarda gururla bahsettiğimiz insansız hava araçlarının radar sistemlerini Hollanda'dan ithal ettiğimizi de bir kenara not edelim.

Türkiye yapılan doğrudan yatırımlara bakıldığında 2016 yılı sonunda en fazla yatırım yapan ülke 22 milyar dolar ile Hollanda oldu. İkinci sırada bulunan ABD doğrudan yatırımlarının yaklaşık iki katı düzeyinde. AB ülkeleri kökenli şirketlerin %12.5’i Hollanda firmalarından oluşmakta. Ortalama Hollandalı şirketler son 10 yılda yıllık ortalama 2 milyar dolar civarında Türkiye’ye yatırım yapıyor.

Körfez ülkeleri olarak tanımlanan BAE, Kuveyt, Katar ve Suudi Arabistan ülkeleri toplam yatırımı Hollanda’nın tek başına yaptığı yatırımların sadece %41.65’ine karşılık geliyor. Geçtiğimiz günlerde ülkemizin en büyük akaryakıt dağıtım ağı olan Petrol Ofisi’ni bir Hollanda şirketi 1.37 milyar dolar ödeyerek satın alma kararı aldı.

Turizm verilerine baktığımızda ise Hollanda AB ülkeleri içersinde en fazla turist gönderen 4., dünya ölçeğinde bakacak olursak 5. sırada yer almakta. Ülkemize gelen her 100 turistten 3,5’i Hollanda vatandaşlarından oluyor. Son üç yıl içinde ülkemize gelen Hollandalı turist ortalaması 1 milyon 150 bin. Her 100 Hollanda vatandaşının 8’i Türkiye’ye tatile geliyor. Kabaca hesaplayacak olursak Hollanda vatandaşlarından elde ettiğimiz turizm geliri 1 milyar dolar civarında.

Tüm yazılarını göster