Hizmet tespiti davasının işçilik alacakları davası için bekletici mesele

Ali YÜKSEL YARGITAY KARARLARI aliyuksel@aliyuksel-hilmiozalp.av.tr

YARGITAY KARARLARI / Av. Ali Yüksel - Av. Cihan AVCI

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2007/ 35299 E. ve 2009/ 1731 K. sayılı 22.01.2009 tarihli ilamında aynı zamanda açılan hizmet tespit ve işçilik alacakları davasının bulunması halinde, işçilik alacağına ilişkin davanın, hizmet tespit talepli davayı beklemesi gerektiğine ilişkin bir karar vermiştir. Karar özellikle, iş akdinin sona ermesinden sonra işçilerce açılan hizmet tespit ve alacak davalarının görülmesi usulüne ilişkin önemli bilgiler içermektedir. Uygulamada çoğu zaman iş akdinin sona ermesinden sonra işçilerin işçilik alacaklarının yanı sıra, sigortasız geçen hizmetlerinin tespiti için hizmet tespit davası ikame ettiği görülmektedir. Hizmet tespit davaları hakimin kendiliğinden delil toplama ve re'sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu kamusal yönü bulunan, davalılarının birisi mutlaka SGK olması gereken bir tespit davasıdır. Öte yandan işçilik alacakları davası, tarafların getirdiği deliller çerçevesinde yürütülen, hakimin re'sen araştırması prensibinin geçerli olmadığı, kamusal yönü olmayan, davalısı işveren veya işverenler olan davalardır. Bu itibarla her iki talebin aynı anda aynı dosya üzerinden ikamesi mümkün kılınmamıştır. İşte aynı anda açılması hukuken ve teknik olarak mümkün olmayan bu iki davanın birbirlerini hangi açılardan etkileyeceği ve safahatlarına ne şekilde müdahale edeceği hususu bu Yargıtay kararı ile duraksamaya yer bırakmayacak surette ortaya konulmuştur.

İncelememize konu kararda davacı, kıdem, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı, yıllık izin ücreti, giyim, yemek yardımı, bayram ikramiyesi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Talep yerel mahkemece kısmen hüküm altına alınmıştır.

Yargıtay dosyayı temyizen incelemiş ve yerel mahkemenin kararını tamamen bozmuştur. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bahse konu kararında, davacı tarafından aynı davalılar aleyhine hizmet tespit davası açıldığının dosya içeriğinden anlaşıldığını, ancak yerel mahkemenin açılan bu hizmet tespiti davasını bekletici mesele yapmadığını tespit etmiştir. Bu kabulden bahisle Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, hizmet tespit davası sonucu verilen kararın alacak davasını etkileyeceğini vurgulayarak, hizmet tespitine dair kararın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğine hükmetmiştir.

Burada önem arz eden hususların başında hizmet tespit davalarının, işçilik alacağı davalarını ne şekilde etkileyeceğidir. Yukarıda da izah edildiği üzere hizmet tespit davaları sigorta kayıtlarında görünmeyen ancak fiilen, iş akdi ile, 5510 sayılı yasa kapsamında geçtiği iddia edilen çalışmaların tespitine ilişkindir. Dolayısıyla bu yapılacak bu hizmet tespiti bir diğer ifade ile kıdem tespiti olmaktadır. Şu halde işçi alacağı davasında hesaplanacak başta kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, bayram tatili alacağı ve bilumum alacak kalemlerinin varlığı ve miktarı bu karardan etkilenecektir. Eğer işçinin sigorta kayıtlarındaki kıdemi 1 seneden az ise, ancak işçi o işyerinde 1 seneden çok çalıştığını iddia ediyorsa, kıdem tazminatına ve yıllık ücretli izne hak kazanabilmesi tamamen hizmet tespit davasının sonucuna bağlı olacaktır. Bununla birlikte hizmet tespit davalarında işçinin gerçek ücreti de tespit edilmektedir. İşçi gerçek ücretinin sigortaya bildirilenden çok olduğu iddiasında ise açtığı hizmet tespit davasında bu iddiasını da ispatlayabilmektedir. Bu hususta hiç şüphesiz işçilik alacaklarının tahsiline dair davaya esas teşkil edecektir. İşçinin gerçek kıdemi kurum kayıtlarında gösterilmemiş olup, kurum kayıtlarında görünen kıdemi 6 aydan az ise, bu işçinin açtığı işe iade davası da hizmet tespit davasını bekleyecektir.

Tüm yazılarını göster