Hazıra dağ, bu döviz girişine TL dayanmaz!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türk parası değerli seyrediyor ve kritik eşik olarak görülen sınırlar aşılıyor. Reel efektif döviz kuru endeksi, Merkez Bankası’nın “TL’nin aşırı değerli bölge” saydığı 120’yi çoktan aşmış durumda. Reel kur endeksi, bu yılın dört ayının üçünde 120’nin üstünde gerçekleşti. Üstelik nisanda 121.10 ile son 27 ayın en yüksek düzeyine çıkıldı.

Artık, “Merkez Bankası faizi düşürmeli” diyenlerin sesi daha gür çıkacak; Merkez Bankası’nın eli de faizi düşürme konusunda daha güçlü olacak. Dün de yazdık; “Negatif reel faize alışmalıyız” açıklamasıyla faizin daha da düşürüleceğinin mesajını çok önce veren Merkez Bankası, muhtemeldir ki mayıs toplantısında faizleri biraz daha aşağı çekecek.

Ama nereye kadar ve bu operasyon ne kadar işe yarayacak? Faiz biraz daha düşürülünce yabancı fonların Türkiye’ye olan ilgileri sona mı erecek?

Zor; çünkü bizde faiz hala çok ama çok yüksek. Politika faiz oranları ABD’de yüzde 0.25, Euro bölgesi ve İngiltere’de yüzde 0.50, Japonya’da yüzde 0.10 düzeyinde. Türkiye ile kıyaslanabilecek bir tek ülkede, Brezilya’da ise bizden daha yüksek faiz uygulanıyor. Bu ülkedeki politika faiz oranı yüzde 7.50 düzeyinde bulunuyor.

Ama sorunun bir başka boyutu var. Türkiye’ye böylesine fazla döviz girmesinin “sorumlusu”, yalnızca yabancılar mı, yoksa daha çok bizim bankalarımız ve şirketlerimiz mi? Rakamlar, yabancıların giderek ikinci planda kaldığını gösteriyor. Yani, Türkiye ile kaynak sağlanabilecek ülkeler arasındaki faiz farkı, Türk banka ve şirketlerini yurtdışından borçlanmaya giderek daha fazla itiyor.

Açık 11, gelen döviz 17 milyar

İki ayda 10.9 milyar dolar cari açık verildi. Finans hesabından gelen tutar ise yaklaşık 17 milyar dolar. Yani 6 milyar doların üstünde fazla döviz girişi söz konusu. Bu fazlanın 4.6 milyar doları rezerve eklenmiş. Kalan 1.4 milyar dolar da negatif net hata ve noksan kalemine yazılmış.

Hani geçen yıllarda net hata ve noksan pozitif olduğunda ortaya atılan ve biraz da gülünç kalan bir iddia vardı. Körfez ülkelerinden valizlerle milyar dolarlar getiriliyordu ya, demek ki şimdi de valizlerle dışarı döviz çıkarılıyor. Negatif net hata ve noksan başka nasıl açıklanır ki!

Bir kez daha vurgulayalım. Net hata ve noksan, ödemeler dengesinin denkleştirme kalemidir. Ödemeler dengesi bir bilanço olduğuna ve toplamının sıfır sonucu vermesi gerektiğine göre, cari denge ya da finansman kalemlerindeki hatalar, bu kaleme ters yönlü yazılarak toplam sıfırlanır. Bu yılın ilk iki ayında net hata ve noksan negatif olduğuna göre, ya cari açık olduğundan az yazılmış, ya finans kalemindeki döviz girişi olduğundan büyük gösterilmiş demektir. Tabii ki bu hatanın yeri bilinemediği için de 1.4 milyar, net hata ve noksana yazılmıştır.

Borç senetlerinde 20 kat artış

Finans hesabından bu yıl iki ayda 17 milyara yakın döviz girişi oldu. Geçen yılki tutar 4.9 milyar dolardı. Geçen yılki 4.9 milyar cari açığı kapatmaya, klasik söylemle “cari açığı finanse etmeye” yetmemiş, yani geçen yıl iki ayda “cari açık finans edilememiş” ve açık rezervden kapatılmıştı. Geçen yıl iki ayda 1.6 milyar dolarlık rezerv kullanılmıştı.

Bu yıl finans hesabı kapsamında en dikkati çeken artış kuşkusuz borç senetlerinde yaşandı. Geçen yıl iki ayda yalnızca 223 milyon dolar olan borç senetleri yoluyla döviz girişi, bu yıl 20 kata yakın artarak 4.5 milyar doları aştı.

Bu kapsamda hükümetin geçen yıl iki ayda net olarak 327 milyon dolar azalan borçlanması bu yıl 2.6 milyar dolar artışa döndü. Bankaların borçlanması ise 549 milyondan 1.9 milyara yükseldi.

Diğer yatırımlar 1.3’ten, 11.3’e…

Yılın ilk ayında finans hesabındaki 17 milyar dolarlık döviz girişinin 11.3 milyarı “diğer yatırımlar” kaleminden gerçekleşti. Geçen yıl bu kalemdeki giriş yalnızca 1.3 milyar dolardı. Yani sekiz kata yakın bir artış var.

Bu artışın kaynağı bankalar ve bankacılık kesimi dışında kalan sektörler.

Bankaların varlıkları geçen yıl iki ayda net 574 milyon dolar azalmışken, bu yıl 3 milyar dolar arttı. Aynı şekilde diğer sektörlerin geçen yıl iki ayda 633 milyon dolar azalan varlıkları, bu yıl 922 milyon dolarlık artış gösterdi.

Bankaların yükümlülükleri geçen yıl iki ayda 3.5 milyar, bu yıl 5.2 milyar dolar artış gösterdi. Diğer sektörlerin yükümlülüklerinde geçen yıl 439 milyon dolar azalma varken, bu yıl 3.4 milyar dolarlık artış oldu.

Böylece, Merkez Bankası ve hükümetin rakamlarıyla birlikte diğer varlıklar 1.3 milyar dolardan 11.3 milyar dolara çıktı.

***

Görülüyor ki, dövizi getiren yalnızca yabancılar değil. Bizim bankalarımız da, reel sektörümüz de yoğun bir şekilde döviz getiriyor.

Gelen her bir dolar, iç dengeleri biraz daha bozuyor. Dikkatli olmak gerekir de, bunu kim yapacak. Hem, bir koro “Bize bir şey olmaz”ı söylemeye devam ediyor.

Biz de bir hatırlatmada bulunalım; “Hiçbir uçak havada kalmaz” diyerek…

Tüm yazılarını göster