Hasat Zamanı

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Son bir ay boyunca yazdığımız yazılarda 2009 yılında faiz oranlarının hızla gerilemesini beklediğimizi yazdık. Ekonominin daraldığı ve enflasyonun gerilediği bir ortamda faiz oranlarının hızla gerilemesi gerektiğini savunduk.  Bankaların kredi hacmi küçülürken mevduatın hızla yükselmeye devam etmesini faiz oranlarının yüksek olduğunun bir işareti olarak okuduk. Dünyaya göre çok yüksek olan Türk lirası faiz oranlarının süratle indirilmesi gerektiğini iddia ettik.

Kısa vadeli faizler daha yüksek diye mevduatta kalan yatırımcıları uyardık. Enflasyonun gerilediği ve faizlerin düştüğü bir ortamda yatırım vadelerini uzatmalarını önerdik. Tahvil faizlerinde %15 seviyesini hedef olarak gösterdik. Faiz oranlarındaki düşüş beklediğimizden daha da hızlı bir şekilde gerçekleşti.

Merkez Bankasının gecelik faizleri 200 baz puan indirerek %13'e çekmesi hisse senedi ve bono piyasasında hızlı bir alım dalgasına yol açarken, mevduat faizlerinde şok düşüşlere yol açtı. Faiz oranlarındaki hızlı düşüş bizim de  2009 yılı için  belirlediğimiz tahvil stratejimizi gözden geçirmemize ve kar realizasonu  önermemize yol açtı. 

Öneri değişikliğimizin arkasında iki temel neden var. Merkez Bankası'nın hızlı faiz indirimleri piyasalarda normalin üzerinde beklentiler oluşmasına yol açtı. Geçtiğimiz aylarda Merkez Bankası'nı faiz indirdiği için eleştiren "piyasa profesyonelleri"  politika faizi beklentilerini %11 civarına çektiler. Biz ise beklentimizi %12-12.5 bandında tutuyoruz.

 Beklentilerin bu civarda oluşması Türk lirası cinsi tahvil yatırımcılarının işini zorlaştırıyor. Faiz indirimlerinin beklentilerin altında kalması tahvil piyasasında satış yaşanmasına neden olabilir. Yok eğer Merkez Bankası beklentilere uygun davranırsa bu defa kurlardaki artış eğilimi hızlanabilir.

Dünya piyasalarında riskli enstrümanlardan kaçışların artması nedeniyle geçtiğimiz aylarda gelişmekte olan ülke tahvil ve bono piyasalarından çıkışlar yaşandığını gözlemledik. Merkez Bankasının faiz indirimleri ve IMF anlaşması beklentisi nedeniyle Türkiye son dönemde dünya piyasalarının çok üzerinde performans gösterdi.  Yüksek faizlerden pozisyon alan yabancı yatırımcıların satışları bono piyasasındaki olumlu gidişatı tersine çevirebilir.

Türk lirasına ve hazine bonolarına olan güvenimizde bir değişiklik yok. Ama Mevcut seviyelerden (%15) yapılan kar satışlarının Şubat ayı itfaları öncesinde daha iyi bir oranlardan yerine konulabileceğine inanıyoruz.

Not: Yatırımcılardan gelen sorular nedeniyle son haftalarda piyasalara odaklandık. Haftaya yeniden ekonomiye dönüyoruz. Bankacılık sektöründeki büyük resmi incelemeye çalışacağız.

Tüm yazılarını göster