Hani faiz indirimi sinyalinden sonra yabancılar akın edecekti!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı 30 Nisan’da yılın enfl asyon raporunu açıklarken faizde indirim olabileceğine dönük mesajlar verdi ya ve bu açıklamayı izleyen günlerde dolar bir miktar değer yitirdi ya, sandık ki yabancı yatırımcı akın akın Türkiye’ye geliyor ve hisse senedine, devlet iç borçlanma senedine yatırım yapıyor. Bu algı, dövizin daha da değer yitireceği gibi bir yargıya da götürdü geniş bir kitleyi. Hele hele Merkez Bankası günlük döviz satımıyla ilgili tutarda değişiklik yapınca, “Tamam” denildi, “Artık kur yönünü aşağı çevirdi, Merkez Bankası da döviz daha fazla değer yitirmesin diye önlem alıyor”. Ama Merkez Bankası’nın kararını iyi okumak gerek. Merkez Bankası, günlük döviz satımında ihale tutarını “En az 40 milyon dolardan, en az 20 milyon dolara” indirdi. Yani Merkez, “En az 20 milyon satacağım” derken, tutarın 50-100-500 olmayacağını söylemiyor ki. “En az tutar” aşağı çekiliyor, “en fazla tutar” değil! 

Ama sonuçta bu karar ve döviz kurundaki sınırlı düşüş bir araya getirildi ve “Demek ki yabancıların çok yoğun bir girişi var” gibi bir yargıya varıldı. 

Ne var ki, ezbere yapılan yorumların dayanaksız olduğu, resmi rakamlarla ortaya çıkıverdi. Merkez Bankası’nın kur artışı ve fiyat değişiminden arındırılmış verileri, Başkan Başçı’nın faiz indirimi sinyali verdiği 30 Nisan’ı içine alan hafta içinde yabancıların kayda değer bir alım yapmadığını ortaya koydu. Hatta yabancılar, hisse senedinde net satış gerçekleştirmişlerdi. 

Merkez Bankası verilerine göre, yabancı yatırımcılar 25 Nisan ile 2 Mayıs arasındaki hafta içinde devlet iç borçlanma senedinde yalnızca ama yalnızca 1.3 milyon dolarlık alım yaptılar. Yabancılar, hisse senedinde ise 178.2 milyon dolarlık satış gerçekleştirdiler. 

Nerede kaldı “Faizin ineceğini gören yabancılar akın akın geliyor, oluk gibi döviz akıtıyor” türü yorumlar! 

Kur belli ediyordu 

Geçen haftaki yazımızda yabancıların gelişi konusunun biraz abartıldığına dikkat çekmiş ve faiz sinyaliyle birlikte çok yoğun giriş yaşanmış olsaydı kurun çok daha hızlı bir şekilde aşağı gideceğini belirtmiştik. Nitekim kur, sınırlı bir gerilemeden sonra durdu.

 Çoğu zaman olduğu gibi bu kez de, gönülden geçenler “oluyormuş” ya da “olacakmış” gibi gösterilmeye çalışıldı, o kadar. 

Daha az riskli ülkeler dururken… 

Bir gerçeği kabullenmekte hala zorlanıyoruz. Türkiye’nin önünde önemli siyasi riskler uzanıyor. Cumhurbaşkanı seçimi ve o seçimin sonucuna göre oluşacak siyasi tablodan ve o tabloyla gidilecek 2015 genel seçiminden söz ediyoruz elbette. Biz sanıyor ya da umuyoruz ki, faizde bir miktar indirime gidilebileceği açıklandı, diye yabancılar Türkiye’ye hücum edecek, birkaç günde milyarlarca dolarlık menkul kıymet alacaklar. Ama sonuç ortada, yabancı değil alım yapmak, toplamda satışı tercih etmiş.

 Bu siyasi riskleri geride bırakmadan bizim çok yoğun bir portföy yatırımı çekme şansımız neredeyse hiç yok. Kuşkusuz kimi dönemlerde bir miktar giriş olacaktır, bu doğal; ama 2015 seçimi geride kalana kadarki dönem toplamında net bir giriş beklemek pek gerçekçi olmaz. 
Faizimiz yüksek, hele hele faiz gerilediği takdirde şimdiki oran üzerinden, yani şimdiki fiyattan kağıt almak çok karlı, doğru. Ancak, acaba kağıdın getirisinin oluşacağı dönemde kur nereye gidecek, bunu öngörebilen var mı?

 Yabancıyı korkutan da bu zaten. Faizin düzeyi yatırım için tek etken değil ki, hele hele şimdi hiç olamaz ki… Temel soru, kurun ne olacağı. Peki bu konuda, üç ay, beş ay, bir yıl sonrası için bir tahminde bulunma olanağına sahip miyiz?

Tüm yazılarını göster