Yurt dışı piyasalarda dalgalı seyir devam ediyor. ABD tarafında enflasyonda gerileme, istihdam piyasasında soğuma ve Nvidia başta olmak üzere teknoloji şirket bilançoları ile yapay zeka temasının geleceği küresel risk iştahını etkiliyor.
Yurt dışı piyasalarda dalgalı seyir devam ediyor. ABD tarafında enflasyonda gerileme, istihdam piyasasında soğuma ve Nvidia başta olmak üzere teknoloji şirket bilançoları ile yapay zeka temasının geleceği küresel risk iştahını etkiliyor.
Buna ek olarak Avrupa tarafında otomobil şirketlerinden gelen üretime dair negatif haber akışı da risk iştahını törpülüyor. Japonya ve Çin’e de yatırımcılar kulak kabartmalı, zira Carry Trade adı verilen düşük faizli ekonomilerde borçlanarak, yüksek faiz/getiri arayışının terse dönme ihtimali de negatif seyri güçlendirebilir.
Tüm bu başlıklara bir de yakınlaşan ABD başkanlık seçimlerini eklememiz gerekiyor. Başkan adayları Trump ve Harris arasında geçecek yarış çok ortada ve son döneme kadar da bir adayın öne çıkması beklentiler dahilinde değil. Bu noktada bu hafta takip ettiğimiz iki aday arasındaki münazara ve bundan sonrakiler önemli hale geliyor.
Peki yatırım teması anlamında iki başkan adayı özelinde farklılık var mı? İki başkan da ABD’yi en iyi yapma sloganı ile ortaya çıksa da desteklediği temalar farklılık arz ediyor. Bunun farkında olarak yurt dışı yatırımları şekillendirmek önemli. Bu kapsamda uluslararası yatırım bankası UBS’in yaptığı çalışmayı da baz alarak iki başkan adayının muhtemel ekonomi politikası ve öne çıkabilecek sektörleri inceleyelim.
Diğer tarafta Harris, yeşil enerjiye ve sürdürülebilir kalkınmaya öncelik veren bir yaklaşım sunuyor. Ayrıca, altyapı ve temiz enerjiye yapılacak yatırımlarla ABD ekonomisini dönüştürmeyi hedefliyor. Bu doğrultuda Harris başkanlığı durumunda yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik ederek güneş ve rüzgâr enerjisine yapılan yatırımların artmasına ve elektrikli araç üretiminin hızlanmasına neden olabilir.
Aynı zamanda enerji verimliliği sağlayan teknoloji şirketleri, Harris’in enerji verimliliği projelerinden faydalanarak büyüme gösterebilir. Harris’in enerji politikaları, daha temiz ve daha verimli teknolojilere yapılan yatırımları teşvik ederek bu firmaların pazar payını genişletebilir. Harris’in bu politikaları doğrultusunda yurt dışına yatırım yapan fonlarda şu temalar öne çıkıyor;
-Temiz/ Yenilenebilir Enerji
-Sürdürülebilirlik
-Elektrikli Araçlar
Önce Trump üzerinden gidelim. Önceki başkanlık döneminde de uygulamalarına dair ipuçlarına hakim olduğumuz Trump’ın ekonomi politikaları düşük vergiler, enerji üretimini artırma ve finansal regülasyonları azaltma üzerine kurulu.
Buna ek olarak bir de dış ticaret tarafında da korumacılık öne çıkıyor, özellikle Çin’den gelen rekabete karşı içerdeki endüstrileri öne çıkarma yönünde aksiyon almayı tercih ediyor. Trump’ın geleneksel enerji politikaları doğrultusunda büyük enerji firmaları öne çıkabilir. Fosil yakıtların teşvik edilmesi, petrol ve doğalgaz üretiminde artışa yol açacaktır. Trump yönetimi, enerji bağımsızlığını hedefleyerek bu sektör için daha az regülasyon vaat ediyor. Benzer şekilde finansal regülasyonların gevşetilmesiyle büyük finansal kuruluşlar için daha serbest bir piyasa yapısı, bankaların kârlılıklarını artırabilecektir.
Deregülasyonun etkileri sağlık tarafında sigorta şirketlerinde de görülebilir ki bunu Trump’a suikast girişimi ve sonrasında güçlenen başkanlık bahisleri ile artan sağlık hisselerinde deneyimlemiştik. Korumacılık tarafında da özellikle yarı iletken/çip üretimini desteklemesi bekleniyor, bu da Intel/ Texas Instruments gibi şirketler için olumlu değerlendiriliyor. Trump’ın kripto paralara verdiği önemi de kattığımızda yurt dışına yatırım yapan fonlarda şu temalar öne çıkıyor; l Finans Sektörü
-Amerika Yabancı Hisse
-Yarı İletkenler
-Sağlık
- Blok Zincir
ABD seçimleri, ekonomik politikaların yönünü büyük ölçüde şekillendirecek. Trump’ın iş adamı geçmişiyle bağlantılı enerji ve finans odaklı politikaları, bu sektörlerde büyümeyi desteklerken, Harris’in yeşil enerji ve sürdürülebilir kalkınmaya verdiği öncelik, çevre dostu teknoloji ve altyapı sektörlerini ön plana çıkaracak. Bu iki senaryo, yatırımcıların portföylerini yönetirken göz önünde bulundurması gereken önemli unsurları ortaya koyuyor.