Kriz rüzgarında ekonomideki talep gerilemesi karşısında, işletmelerin finansman sorunları arttı. Bankalar ekonomiye yeni kaynak aktarmada beklenen ölçüde etkin olamayınca, alternatif kaynak arayışları başladı.
Bu arayışlar nedeniyle işçi ve işveren sendikalarının ve de meslek kuruluşlarının (özellikle TOBB ile büyük ticaret ve sanayi odalarının) birikimlerinin bu dönemde nasıl değerlendirilebileceği konusunda tartışmalar başladı.
Bu konuda tartışmaların sağlıklı olabilmesi için bilinmesi gereken 2 konu var:
(1) Hangi kuruluşların ne miktarda birikimi var? (2) Bu birikimler, (harcanmadan, yok olma riski ile karşılaşmadan) nasıl değerlendirilebilir?
TTSİS Başkanı, işçi ve işveren örgütlenmesinin yıllardır içinde olan deneyimli işadamı Halit Narin, 20 milyar dolarlık bir fondan söz ediyor. Hürriyet'te Halit Narin'in Nurten Erk Tosuner ile bir söyleşisi yayınlandı. Nurten Erk Tosuner, Halit Narin'in değerlendirmelerini şöyle aktarıyor:
Halit Narin, mesleki kuruluşların ve kamunun elinde tahminen kullanılmayan en az 20 milyar dolarlık fon olduğuna işaret ederek, bu fonların piyasaya enjekte edilmesi halinde Türkiye ekonomisinin rahatlayacağını söyledi. Narin, sadece kendi sendikasının elindeki fon miktarının 400-500 milyon dolar arasında olduğunu belirtti ve "Sendikalar Kanunu'ndaki değişiklik bir an önce yapılarak, mesleki kuruluşlara bu paraları üye şirketlere dağıtabilme imkanı sağlanmalı" diyor. Ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Tahmin ediyorum, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) elinde 5 milyar doları geçen bir fon var. Bunun 4-5 mislinden fazlası İşsizlik Fonu'nda var. Türkiye'nin elinde kullanılmayan böyle fonlardan oluşan 20 milyar dolar para var. Bilmediğimiz daha birçok fon var. Bu fonların önü açılırsa, üyelere dağıtma imkanı verilirse, piyasaya para enjekte edilirse, şirketler rahatlar, Türkiye ekonomisi üç ay içinde krizden çıkar."
Narin, Sendikalar Kanunu'nda da tadilat yapılmasını önerdi ve 'grev lokavt' konusunun düzenlenmesini sendikaların da her türlü fonları kendi mensuplarına verebilme imkanının sağlanmasını istiyor. Kullanılmayan fonlardaki paraların piyasaya enjekte edilmesi durumunda Türkiye ekonomisi ve Türk vatandaşlarının borçtan kurtarılabileceğini belirten Halit Narin: "Vatandaşa artık bundan sonra faiz yüklemek mümkün değil. Faizleri geriye çekip, müesseseleri ve vatandaşları rahatlatmak ve yatırım yaparak geleceğe umutla bakmak lazım. Bu fonların kullanılması bu dönemde düşünülmezse ne zaman kullanılacak sorusu akla gelir" diyor
Hükümet mensuplarının, "Kriz iki yıl sürer" diye konuşmalar yapmasını da çok yanlış bulan Halit Narin, görüş ve önerilerini şöyle sürdürüyor: "Hükümetin bu tür laflara artık bir dur demesinde fayda var diye düşünüyorum. Böyle bir şey olabilir mi? Dünyanın bütün liderleri kriz ortamını kabul ediyorlar ama bu krizin kalkması için de elbirliği ile çalışıyorlar. Kimse derinliği konusunda 2-3 yıl sürer gibi konuşmalar yapmıyor. Yakında dünyaya 6 trilyon dolar para çıkacak. Bu para ne için kullanılırsa kullanılsın piyasaya çıkacak. Bunu görmemek mümkün mü? Dünya ülkeleri halkın sosyal dengesi bozulmasın, refah seviyesi düşmesin diye bu 6 trilyon doları piyasaya sürüyor.
Vatandaşın ödeme kabiliyetini ileri tarihe bırakan bir plana ihtiyaç var. SSK ödemesini faizsiz 12 aya yayacaksınız. Elektrik, su, doğalgaz taksitlerini taksite bağlayacaksınız. Merkez Bankası kaynaklarını sonuna kadar halkın üretim ve katma değer yaratması için sisteme enjekte edeceksiniz. Hükümetin bütün kaynakları seferber etmesini istiyoruz."
Halit Narin'in Nurten Erk Tosuner ile söyleşisinde belirttiği görüş ve öneriler tartışılmalıdır. Şeffaflığın esas olduğu günümüzde öncelikle sendikalarının ve meslek kuruluşlarının sahip oldukları fonların miktarının açıklığa kavuşturulmasında zorunluluk vardır.