Hakemlere güveniyorlarmış

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Bilindiği üzere son yapılan Kulüpler Birliği toplantısı sonrası basın mensuplarına açıklama yapan başkan yardımcısı Göksel Gümüşdağ, kulüp temsilcileri adına, 2008-2009 sezonunun mevcut 34 hakemle tamamlanacağını ve her birine güvenlerinin tam olduğunu açıkladı. Açıklamasına açıkladı ama bu açıklamaya bizatihi kulüp başkanlarının bile inandığı şüpheli.

"Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin" görüşünü şiar edinmiş bir milletiz biz. Daha birkaç gün önce ciyak ciyak hak arayan kulüp başkanları ilk yarı bitip de sular durulunca sağduyu abidesi kesiliverdiler. Bir yandan "Turkcell Süper Lig hiç bitmesin" diye ara nağme yaparken öte yandan "Bu hakemlerle bu lig bitmez" diye demeçler vermeyi herhangi bir mantık temeline oturtabilmek mümkün değil. 16. haftada canı ciddi biçimde yakılan Beşiktaş son toplantıya katılmayınca mahallenin "kötü çocuğu" da o oldu. Hatırlayacaksınız, Galatasaray-Beşiktaş derbisinden yaklaşık 48 saat önce de Konya'da hep birlikte "yemekteydik." Adına "kol böreği" mi dersiniz yoksa "pazu dolması" mı bilmem ama Konyaspor'un Önder'den yediği gol hem tatsız tuzsuzdu, hem de damak zevkimize hiç mi hiç hitap etmiyordu. Hazmı kolay olsun diye "Kol göğüs karışımı" diyenler de oldu "Kardeşim bariz ter bezlerinden sekiyor top, gol nizami" diyenler de. Gören gözleri kandırabilmek mümkün müydü ki?

Tüm bu olanları düşünürken bir yandan da merak edip araştırdım. Ama itiraf etmek gerekir ki, arşivin tozlu sayfalarına girince bu hakem meselesini anlamak daha da güçleşiyor. Alın size birkaç örnek:

Beşiktaş Teknik Direktörü John Toshack, Bursaspor yenilgisi sonrasında adeta sinir küpüydü. Maçın hakemlerinin, ev sahibi ekip lehine taraflı yönetim gösterdiğini iddia eden Galli hoca, "Hakemin aleyhimize verdiği penaltı şaibeli. Buna karşın Letchkov'un ceza sahasında düşürülmesini es geçti. Bu hakemlerle ligin kolay biteceğini sanmıyorum'' dedi, 9 Kasım 1997 Pazar.

Trabzonspor, kendi saha ve seyircisi önünde oynadığı Malatyaspor maçından 0-0'lık beraberlikle ayrılırken, bordo-mavililerin cephesinde maçın hakemi Ünsal Çimen'e büyük tepki vardı. Trabzonspor Genel Sekreteri Yusuf Ziya Yılmaz maç sonrası yaptığı açıklamada, "Bu maçı gelsin Bülent Yavuz izlesin. Bu sahada yapılan şerefsizliktir, onursuzluktur. Hakemler hakkında konuşmayacaktık ama bundan vazgeçtik. Bu hakemlerle bu lig bitmez" dedi, 26 Ekim 2003 Pazar.

Kayserispor ve Kayseri Erciyesspor Onursal Başkanı Mehmet Özhaseki basın mensuplarının soruları üzerine Fenerbahçe-Kayserispor maçıyla ilgili çarpıcı ifadeler kullandı. Özhaseki, "Önce tecavüz ediyorlar, ardından sesinizi çıkartmayın diyorlar, böyle bir terbiyesizlik olamaz" dedi, 9 Nisan 2008 Çarşamba.

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, takımının şampiyonluğunu engellemek için her şeyin yapıldığını ileri sürerek, ''Biz çifte standarttan vazgeçtik, oynanan oyunlar artık birkaç standardı geçti. Daha İlhami Kaplan'ın Bursaspor maçında açtığı yaraların dertleri bitmeden, Kocaelispor maçında yenileri başladı. İlhami Kaplan'ın yaptıkları yanında Metin Tokat'ı suçlamak haksızlık olur. Galatasaray'ın şampiyonluk yolunda ilerlemesini engellemek için her şey yapılıyor'' dedi, 4 Şubat 1998 Çarşamba.

Konyaspor Futbol Şubesi Sorumlusu ve Basın Sözcüsü İbrahim Kaplan, Akçaabat Sebatspor beraberliği sonrası yaptığı açıklamada, "Hakemler taraflı yaklaşıyor. Geçen hafta da rakibe verilen haksız bir penaltı ile 3 puanımız elimizden alındı. Hakemler, bizim üzerimize gelmekten artık vazgeçsinler" diye konuştu, 27 Ekim 2003 Pazartesi.

Fenerbahçe Asbaşkanı Ali Koç, Beşiktaş maçından sonra maçın hakemi Selçuk Dereli ve Futbol Federasyonu'nu bombardımana tuttu. Camia olarak yüzlerinin asık olduğunu vurgulayan Koç, şöyle konuştu: "Ama elendiğimiz için değil. Beşiktaş'ı 2 maçta da ezdik. Ama futbola girdiğimden beri makul olmaya çalışmama rağmen, bugün şerefsizler, hırsızlar emeğimizi çaldı. Film senaryosu gibi. Baki'nin 3 kez atılması gerekiyordu. Yan hakem 'Atabilirsin' dedi, atmadı. Bu şartlarda ne yapacağız bilmiyorum", 27 Nisan 2007 Cuma.

Mircea Lucescu'dan Türk basınına bomba açıklamalar: "Yanlış hatırlamıyorsam bir gazeteciyi 5 kurşunla vurulduğu için evinde ziyaret ettim (Ahmet Çakar). Türkiye'de bir milli futbolcu bahis şikesi yaptığı için ceza aldı. Benim dönemimde yapılan bir teşvik primi devlet tarafından ortaya çıkartıldı. Benim dönemimdeki hakemlerin çoğuna meslekten el çektirildi. Buradan bir kez daha söylüyorum. Benim Türkiye'de iki şampiyonluğum çalındı. Siz bu şartları Türkiye'ye yakıştırıyorsanız o zaman başka..."  7 Aralık 2008 Pazar.

Elbette yukarıdaki örnekleri çoğaltmak mümkün ama bizim yerimiz kısıtlı. Verilen bu demeçleri, federasyon ve hakemler üzerine yapılan bu çıkışları okuduktan sonra Türk futbolunda bir güven ortamından bahsetmek ne derece samimidir onu Kulüpler Birliği temsilcilerine sormak lazım. Ne de olsa ligin ikinci yarısındaki ilk hakem hatasından sonra "hak arama" demeçleri verecek olanlar onlar.

Açık olmak gerekirse yukarıdaki demeçleri okuduktan sonra insanın kafasında iki temel düşünce beliriyor. Birinci düşünce "Hakemler ne İsa'ya ne Musa'ya yaranabiliyor." cümlesinde açığa çıkan optimist yaklaşım ki, futbolseverler arasında maalesef bu görüşe hak verenler sayıca az. İkinci düşünce ise "Demek ki hakemler ve MHK Türk futbolunun aktörlerinde güven temin edemiyor" şeklinde özetlenebilir ve bu yorumun hakemleri "kara gömlekliler" olarak betimlemeye kadar uzanan ürkütücü sonuçları var. Üstelik bu ikinci görüşü savunanların elinde "Türk hakemliğinin uluslararası arenadaki performansı" başlıklı çok da destekleyici bir delil var. 2002 Dünya Kupasında Mısır'dan Essam Abd el Fatah, Benin'den Coffi Codjia, Singapur'dan Shamsul Maidin ülkeleri adına düdük çalarlarken bizimkiler televizyon başında çene çalmıyorlar mıydı? Türk hakemliğinin geleceği denilen Cüneyt Çakır'ı daha birkaç gün önce Galatasaray-Beşiktaş derbisinde izledik. İzledikten sonra da en az 2018'e kadar "Dünya Kupası'nda görev alan Türk hakem" rüyamızı erteledik. Umalım ki, yanılalım.

Evet evet belki de yanılıyoruz. Belki Süper Lig kulüpleri hakemlere gerçekten güven duyuyorlardır. Belki ligin ikinci yarısında gerilimin yükselmemesi için ellerinden geleni yapacaklardır. Hatta belki "Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin" sözü dilimize Urduca'dan falan geçmiştir. Ne dersiniz? Şahsen ben ligin ikinci yarısı sonuna kadar kulüplerimiz bu güven telkinini devam ettirir ve mağlubiyetlerden sonra hakemlere veryansın etmeyi bırakırlarsa bu yazıyı bir bardak su eşliğinde afiyetle yemeye hazırım. Sözüm söz!

Dünyada transfer

· Real Madrid Liverpool'un başarılı sağ kanat oyuncusu Jermaine Pennant için girişimde bulunmasına rağmen futbolcunun yüksek maaşı sebebiyle transferi askıya aldı. Premier Lig cephesinden Pennant için girişimde bulunan kulüpler ise; Wigan, Bolton, Blackburn ve Portsmouth.

. Arsenal Teknik Direktörü Arsene Wenger sakatlığı sebebiyle 4 ay sahalardan uzak kalacak Cesc Fabregas'ın yerini Marcos Senna (Villareal), Yaya Toure (Barcelona), Mark Noble (West Ham), Gökhan İnler (Udinese) dörtlüsünden biriyle doldurmayı planlıyor.

· Red Bull Salzburg'un bu sezon 20 maçta 30 gol atan 1.96'lık dev golcüsü Marc Janko Avrupa transfer piyasasını karıştırmaya devam ediyor. Bugüne kadar 20'den fazla kulübün talip olduğu 25 yaşındaki Avusturyalı golcünün son talipleri Stuttgart, Celtic, Tottenham ve Middlesbrough.

· Olympic Lyon, Bundesliga'da parlak bir sezon geçiren Hoffenheim'ın 21 yaşındaki sağ beki Andreas Beck'i transfer etmek için girişimlere başladı. 22 kez Alman Ümit Milli Takımı'nın formasını giyen Beck, bu sezon takımı için 16 maçta görev almış ve 2 asist yapmıştı.

· Avrupa'da ara transferin yıldızlarından biri de Standart Liege'in 19 yaşındaki orta saha oyuncusu Axel Witsel olacak. Genç futbolcuyu kadrosuna katmak için girişimde bulunan kulüpler ise Inter, Marsilya, Chelsea ve Atletico Madrid.

· Sakatlığı yüzünden uzun süredir futboldan ayrı kalan Stephen Appiah Amerikan kulüplerine göz kırpıyor. Washington Post gazetesindeki bir habere göre Appiah, önümüzdeki dönemde DC United veya FC Dallas forması giyebileceğini açıkladı. Haberde ayrıca Milan'ın Ganalı futbolcunun sağlık durumunu araştırdığı da belirtiliyor.

· Efsane golcü kulüp arıyor. 1993-2001 yılları arasında Liverpool formasıyla çıktığı 236 maçta 120 gol atıp efsaneler arsına giren Robbie Fowler Blackburn tarafından serbest bırakıldı. 33 yaşındaki golcü en az iki yıl daha futbol oynamak istediğini ve teklifleri değerlendireceğini açıkladı.

· Twente'nin ofansif orta saha oyuncusu Eljero Elia devlerin takibi altında. 1987 doğumlu genç futbolcu bu sezon ligde oynadığı 16 maçta 5 gol 4 asist gibi bir performans sergileyince Bayern Münih, Schalke 04 ve Monaco scout ekipleri tarafından takibe alındı.

Süper Lig'de transfer

· Devre arası kadrosunu genç yıldızlarla güçlendirmeyi hedefleyen ve transfer görüşmelerini hızlandıran Fenerbahçe'de, gündeme gelen son isim Ankaraspor'un genç futbolcusu Ediz Bahtiyaroğlu oldu. 14 kez Ümit Milli Takım formasını giyen Ediz, 1.90 cm boyu ve güçlü fiziğiyle dikkat çekiyor.

· Gençlerbirliği, Avustralyalı orta saha oyuncusu Mile Jedinak ile anlaşma sağladı. Avustralya takımlarından Central Coast Mariners'te oynayan 24 yaşındaki futbolcu 3 kez ülkesinin milli formasını giyerken, 9 defa da Ümit milli oldu.

· Denizlispor, Brezilya'nın Serie B takımlarından Criciuma'da forma giyen 24 yaşındaki defans oyuncusu Wescley ile 2 yıllık sözleşme imzalayacak. Portekiz pasaportu da bulunan Pina Gonçalves Wescley, 1.85 boyunda ve stoper mevkiinde görev yapıyor.

·  Hacettepespor, sezon başında Güney Kıbrıs Rum Kesimi ekiplerinden Anorthosis Famagusta takımından transfer ettiği Amir Azmi ile yollarını ayırma kararı aldı. 25 yaşındaki stoper Osman Özdemir döneminde sürekli olarak ilk 11'de forma giyerken, Erdoğan Arıca'nın göreve gelmesiyle forma yüzü görememişti.

· Fransa ikinci liginde FC Tours forması giyen gurbetçi futbolcu Fatih Atik 17 maçta 5 gol 4 asistlik bir performans sergileyince dikkatleri üzerine çekti. Geçen sezon Sivasspor ile antrenmanlara çıkan, ancak daha sonra Fransa'ya dönen 24 yaşındaki futbolcuyu Bursaspor, Gençlerbirliği ve Konyaspor yakından izliyor.

· Ankaragücü'nün ara transferde öncelikli hedefi Dinamo Zagreb'in Hırvat golcüsü Bosko Balaban. 35 kez Hırvat Milli Takımı'nın formasını giyen 30 yaşındaki Balaban bu sezon ligde 13 maç forma giyip 6 gol kaydetti. Tecrübeli futbolcu forma giydiği kulüplerde sezonda 10-15 gol ortalaması ile oynuyor.

· Alman üçüncü liginde mücadele eden Bayern Münih II forması giyen 18 yaşındaki genç yetenek Mehmet Ekici performansıyla parmak ısırtıyor. Defansif orta saha oyuncusu olan Mehmet bu sezon 19 maçta 4 gol atıp 3 de asist yapınca başta Galatasaray ve Beşiktaş olmak üzere tüm kulüplerin dikkatini çekti.

Tüm yazılarını göster