Hadi gel ligimize geri dönelim

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Sağolsun Bosna-Hersek milli takımı, Belçika maçından önce "imkânsızı umut ettiğimizi" bize bir güzel hatırlatarak, gerçek dünyaya dönmemizi sağladı. Grupta sadece Ermenistan (4) ve bizden (1) puan toplayabilmiş, 9 maçta 24 gol yemiş Estonya'nın, tarihinde ilk kez Dünya Kupası'na katılmak için var gücüyle çabalayan Bosna'ya çelme takacağını umut ederek Pollyanna'yı dahi güldürmüşüz meğer. Bu soğuk duşun etkisiyle King Baudouin Stadı'na çıkınca, Brüksel'in havası biraz çarptı bizi. Böyle bir ortamda maça motive olmak ve gücünü sahaya yansıtabilmek hiç kolay değildi. Bu yüzden Belçika maçının genelindeki futbolu fazlaca ayıplamamak gerekir. Eğer ayıplayacaksak, evimizde 2 puan kaptırdığımız ilk Belçika maçı veya her maç ortalama 3 gol yiyen Estonya ile 0-0 berabere kalışımızı gündeme getirmek lazım. Testi kırıldıktan sonra ne faydası olacaksa?

Maç başlarken millilerimizin yüzlerinden okunan bıkkınlık ifadesi, doğal olarak futbolumuza da yansıdı. Diziliş itibariyle her iki takım da 4-2-3-1 sistemini uyguluyorlardı ama Belçika'nın çiçeği burnunda teknik direktörü Advocaat, on birinde yaptığı değişikliklerle dinamik ve atletik bir takım sürmüştü sahaya. Belli ki, bizdeki "kadrolu milli takım oyunculuğu" mevhumunun tersine Belçika'da seçimler çok daha geniş bir havuzdan çok daha adil kriterler ile yapılıyordu. Advocaat'ın artı puanları bununla da sınırlı kalmadı. Tecrübeli teknik adam hücuma çıkışlarda ısrarla tandemin arkasına adam kaçırarak, ekran başındaki bizlerin de keyfini kaçırdı. Anlaşılan kurt hoca Dick Advocaat, Servet-Önder ikilisini Fatih Terim'den daha iyi tanıyordu. Bizim kalburüstü (!) hocalarımız Mustafa Denizli ve Fatih Terim, 34 yaşından sonra Yusuf Şimşek'ten sol kanat yaratma çabasıyla oyalanadursunlar, Belçika sol kanadına 18'lik Eden Hazard'ı monte etmeye uğraşıyor. Galiba bizim problemimiz en kolay, insanımızın belirli bir noktaya ulaştıktan sonra "avamın doğruları ve benim doğrularım" hezeyanına kapılması şeklinde açıklanabilir. Mustafa Denizli ve Fatih Terim dışındaki herkes Yusuf Şimşek'ten sol açık yaratılamayacağı konusunda birleşirken, 34'lük Yusuf Manchester United önünde ve 2010 macerasında sol kanatta sahne alabiliyor. Ya da tüm futbol kamuoyunun "milli takımda olmalı" dediği bir oyuncu aylarca hatta yıllarca milli takım yüzü göremeyebiliyor. İşin kötüsü, Mustafa Denizli ve Fatih Terim'in varisi olacak bir üst düzey çalıştırıcıyı şu ana kadar çıkarabilmiş değiliz. Bir ara Ersun Yanal'ın ayağına kadar gelen bu fırsat, Yanal tarafından değerlendirilemedi. Bana kalırsa hem Fatih Terim'in hem de milli takımın bir değişikliğe, bir yenilenmeye ihtiyacı vardı. Bu açıdan bakıldığında istifa kararı son derece doğru. Şimdi federasyonun önünde iki seçenek var: Ya dünyaca ünlü yabancı bir hoca ya da gelecek vaat eden genç bir Türk çalıştırıcı. Belçika maçı sonrası oluşan atmosferden "yabancı hoca" ihtimalinin ağırlık kazanabileceği anlaşılıyor. Eğer gençlere değer veren, sisteme ve altyapı eğitimine inanan kariyeri tartışılmaz bir teknik direktör bulunursa sanıyorum buna kimsenin itirazı olmaz. Benzer şekilde genç ve umut vaat eden bir Türk teknik adamla heyecanı yenileme de hepimiz için çok faydalı sonuçlar verebilir. Hem böylelikle üst düzey çalıştırıcılık yolunda bir başka isme de şans verilmiş olur.  Ancak bu iş biraz da cesaret ister. "Lafı eveleyip geveleme, aklındaki ismi söyle" diyenler için adayımın Abdullah Avcı olduğunu da belirteyim. Köpürüp celallenmeden önce genç teknik adamın gerek U17 milli takımında gerekse de İ.B. Belediyespor'un başında takımlarına oynattığı pozitif futbolu dikkate almanızı öneririm. Yazdıklarımın tamamen benim senaryom olduğunu hatırlayarak…

Dünya Kupası maratonunu çarşamba gecesi Bursa'da oynayacağımız Ermanistan maçıyla noktalıyoruz. Lider İspanya'dan 15, ikinci Bosna'dan 7 puan fark yemiş olmanın şoku ve Kaf Dağı'nın ardındaki umutları Uludağ'a, Bursa Atatürk Stadı'na, Ermanistan maçına taşıyamamış olmanın hayal kırıklığıyla. Ligimiz ve onun kısır çekişmeleri bize 2010'u unutturacak mı bakalım?

Muhsin Ertuğral Sivasspor'da

Turkcell Süper Lig takımlarından Sivasspor, anlaşma sağladığı yeni teknik direktörü Muhsin Ertuğral ile kulüpte düzenlenen törenle 2,5 yıllık sözleşme imzaladı. Sivasspor'da Bülent Uygun'un istifası sonrasında Güney Afrika'nın Ajax Cape Town takımını çalıştıran Muhsin Ertuğral ile görüşülmüş ve anlaşma sağlanmıştı. Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz düzenlenen imza töreninde "Yeni bir dönem başlıyor. Sevgili Muhsin hocamızla önümüzdeki dönem için sözleşme imzalıyoruz. Hocamızı tercihin sebebi, futbol mantalitemize ve yapımıza uygun olması ve gençlere önem vermesi. Geleceğin Sivasspor'unu en uygun maliyetlerde gerçekleştirecek olmasıdır. Bizim gibi Anadolu kulüplerinin maddi imkanlarını düşünürseniz hocamızın, elindeki portföy ile iyi bir takım kuracağına inanıyoruz. Kendisinden ümitliyiz. Sivasspor'u güzel günler beklediğine inanıyoruz. Hem Sivas hem de hocamızın kariyeri için hayırlı olur diye umut ediyoruz" şeklinde konuştu. Öncelikle elindeki kadroyu görmek istediğini belirten Muhsin Ertuğral ise, "Kendim takımı görmek istiyorum. Bu dönemde sıkıntı yaşıyorlar ve psikolojik bir baskı ortamı var. Şu anda zaten transfer olmaz. Boş kalan oyuncular belki olabilir. Geçen sezon başarılı olan takımın psikolojik baskı sonucu ümitlerini yitirdiği gözleniyor. Birlikte çalışarak bunu ortadan kaldırabilirsek, ara transferde eksiklerimizi yönetimle görüşeceğiz. Oynamayanlar ve yabancılar var. Afrikalılar var. Onların ruhunu tanıyan bir teknik direktörüm. Onlarla kaynaşıp Türk futboluna kazandırmayı istiyorum" diyerek sözlerine son verdi.

Antalyaspor Tita'nın peşinde

Antalyaspor, geçtiğimiz sezon kadrosunda kiralık olarak oynayan Tita'yı renklerine katmak için temaslara başladı. Kulübe yakın kaynaklara göre Antalyaspor, küme düşürülen Ankaraspor'un Brezilyalı golcüsü Tita'yı transfer etmek için girişimlerini hızlandırıyor. Konu hakkında konuşan kulüp başkanı Akıncıoğlu, "Henüz net bir şey yok. Şimdilik konuşmak istemiyorum" dedi. Teknik direktör Mehmet Özdilek ise, "Tita alınırsa takıma yararı olur. O da Antalyaspor'da oynamak istiyor" diye konuştu.

Hasan Akıncıoğlu, Brezilyalı oyuncuyu almak için çalıştıklarını ve başarılı oyuncunun da transfere sıcak baktığını söylerken, "Antalyaspor'un iyiliği için çalışıyoruz. Bu konuda iyi düşüneceğiz" dedi. Antalyaspor milli maç arasında idmanlarına hız kesmeden devam ederken, Kırmızı Beyazlılar dün gol pozisyonlarındaki başarısızlığı ortadan kaldırmak için çalıştı. Antrenmana ülkelerinde bulunan Ali Zitouni, Batak, Jedinak ve sakatlığı bulunan Fatih Ceylan ile Kerim Zengin katılmadı. Kırmızı-Beyazlılar, cumartesi günü özel maçta Azerbaycan 1. Ligi'nde mücadele eden Hazar Lenkoran ile karşılaşacak.

Batuhan umut oldu

Nobre, Bobo, Holosko ve Nihat gibi forvet oyuncularına sahip olmasına rağmen hücum hattında henüz istediği verimi alamayan siyah-beyazlı takım, problemi çözmek üzere genç golcüsü Batuhan'ı hazırlıyor. Beşiktaş altyapısında yetişen ve oynadığı her kulvardaki maçlarda kolay gol bulmasıyla birçok kulübün dikkatini çeken Batuhan, resmi ve özel maçlarda skorer kimliğini ön plana çıkardı. Turkcell Süper Lig'de 28 maçta şu ana dek 10 gol atan, ancak omzundaki sakatlık nedeniyle bu sezon henüz forma şansı bulamayan Batuhan, resmi ve özel toplam 103 maçta rakip fileleri 66 kez havalandırdı.

Altyapı takımlarında attığı gollerle İngiliz kulüplerinin takibine de giren siyah-beyazlı oyuncu, özellikle geçen sezon Eskişehirspor'da kiralık oynadığı dönemde Turkcell Süper Lig'de attığı 8 golle kale önünde ne kadar tehlikeli bir forvet oyuncusu olduğunu gösterdi. Özel turnuvalar ve kupalardaki 19 maçta 16 gol atan, yine özel karşılaşmalarda 27 kez sahaya çıkan ve 23 gol kaydeden genç oyuncu, milli takımların farklı kategorilerinde de savunmaların korkulu rüyası oldu. 18 yaşındaki oyuncu, sakatlık sıkıntısı yaşamadığı dönemlerde Terim tarafından (A) Milli Takım'a davet edilirken, milli takımın 2010 Dünya Kupası grup elemelerinde İspanya ve Bosna-Hersek ile yaptığı maçlarda da forma giymişti.

Tüm yazılarını göster