Güven endekslerini hesaplama dönemi yönünden gözden geçirmekte yarar var

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Çeşitli güven endeksleri bir süre önce tek endeks kapsamında toplandı. Bir çatı endeks oluşturuldu ve adına ekonomik güven endeksi denildi. Bu endeks kapsamına; tüketici ve reel kesim güven endeksleriyle sektörel güven endeksleri olarak hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endeksleri alındı.

Geçenlerde tüketici güven endeksine değinirken de vurguladığımız gibi darbe girişimi ekonomide dengeleri bozmakla kalmadı, geleceğe dönük güvenin de bozulmasına yol açtı. Ama biz bu etkiyi açıklanan temmuz verilerinde görme şansına sahip değiliz. 

Çünkü tüm güven endekslerinde hesaplama ilgili ayın ilk yarısındaki anket çalışmaları sonucu oluşturuluyor. Böylece ayın ikinci yarısında olan bitenlerin etkisi ya sonraki ayda görülüyor ya da çok derin bir sonuç yaratmamışsa,  o etki hiç görülmüyor.

Türkiye 15 Temmuz'da eşi benzeri kolay kolay görülmeyecek bir kalkışma yaşadı. Hani başınıza kötü bir şey gelir de sıcağı sıcağına neler yaşadığınızı pek anlayamazsınız ya, toplum olarak belki biz de hala o durumdayız. 

Bakmayın aradan on gün geçmiş olmasına... Yaşanan darbe girişimini de sindiremedik, gerçekte neler olup bittiğini de biraz da oluş biçimi yönüyle hala tam olarak anlayamadık.

Bilmecede çok eksik var. Şu istihbarat zafiyeti örneğin... Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan başlayarak herkes istihbarat zafiyetinden söz ediyor etmesine ama, bu zafiyetin kimden ve belki daha önemlisi neden kaynaklandığını çoğumuz bilmiyoruz. Aslında zaten burada "kim ve neden" soruları iç içe geçmiş durumda.

İzleyen ay da açıklanabilir

Temmuz ayının ilk on günü tatille geçti. Beş işgünü sonra da darbe girişimi yaşandı. Şimdi tüketici güven endeksinin, reel kesim güven endeksinin ve sektörel güven endekslerinin temmuz ayında ne gösterdiğini umabiliriz ki? Aslında yalnızca beş işgününde uygulanan endekslerden söz ediyoruz. 

İşte o yüzden bu endekslerin hesaplanmasını aya olabildiğince yaymakta yarar görünüyor. Örneğin fiyat endekslerini ilgili ayın yarısında topladığımız fiyatlarla mı oluşturuyoruz? 

İki gösterge aynı değil tabii ki, fiyat endeksleri çok daha değişken ve bu endeksin olabildiğince geniş bir zamana yayılması normal. Ama güven endekslerine ilişkin anket çalışmalarının da fiyat endeksi gibi olmasa bile en azından ayın yarısında kesilmemesi gerektiği ortada.

Belki bu tür güven endekslerinin ekonomilerin ve toplumsal olayların bizimle kıyaslanmayacak kadar durağan seyrettiği Batı toplumlarında ilgili ayın ilk yarısında elde edilen bilgilerle oluşturulması normal. Ama işte 15 Temmuz darbe girişimi gösterdi ki, daha önce yaşadığımız bazı terör olayları göstermişti ki, bizde bu tür çalışmaların süresini biraz uzatmakta yarar var. 

Ayrıca, bir endeksin sonuçlarının mutlaka o ay bitmeden açıklanması da şart değil ki... Örneğin fiyat endekslerindeki değişikliği bir sonraki ay görüyoruz. Aynı şekilde güven endekslerinin sonuçlarını da izleyen ayın ilk haftalarında görmemizin bir sakıncası olduğu söylenebilir mi...

Bu istatistikler yanıltıcı

Temmuz ayında tüketici güven endeksi azaldı. Bunda belki de endeksin hesaplandığı dönemin üçte ikisinin tatilde ve yüklü masrafla geçmesi etkili oldu.

TÜİK dün sektörel güven endekslerini açıkladı; bu endekslerin temmuzda hazirana göre arttığını gözledik. 

Dün bir başka açıklama Merkez Bankası'ndan geldi. Merkez Bankası'na göre reel sektör güven endeksi temmuz ayında hazirana göre artmıştı. 

15 Temmuz darbe girişimi bu göstergelere kuşkusuz hiçbir şekilde yansımış değil ve dolayısıyla ortaya çıkan tablo çok fazla anlam ifade etmiyor. Bizim darbe girişiminin etkilerini görebilmek için bir ay daha beklememiz gerekiyor. 

Piyasayı, finans piyasalarındaki hareketlerden ibaret saymıyorsak ve gerek tüketicilerin, gerek reel sektörün ne düşündüğünü, geleceğe nasıl baktığını merak ediyorsak tabii ki... 

Tüm yazılarını göster