Güney Afrika pazarı

Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI hilmideveli@gmail.com

Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Başkanı Hüseyin Semerci ile Güney Afrika gezisine çıkmadan sektör hakkında konuşmuş gezi dönüşünden sonra da buluşmak üzere sözleşmiştik.

Sektörlerinin İhracat Potansiyelinin Artırılmasına Yönelik Eğitim ve Gelişim İhtiyaç Analizi Projesi” kapsamında 22-28 Eylül 2013 tarihleri arasında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Johannesburg, Durban ve Cape Town şehirlerinde geziyi gerçekleştirmişlerdi.

Önceki gün birlikte olduk, kendisinden Güney Afrika’ya ilişkin gözlemlerini ve değerlendirmelerini rica ettim.

“Türkiye plastik sektörünü tüm büyüyen ve gelişen pazarlarla buluşturduk, bunlar Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin (BRIC), Suudi Arabistan, Dubai, Almanya ve tüm bu ülkelerin plastik fuarlarına milli katılımlar organize ettik, sektörümüzü taşıdık.

Amacımız sektörümüzü alternatif ihraç pazarlarıyla rekabeti daha az pazarlarla buluşturmak.

Güney Afrika’ya bu düşüncelerle gittik .

Sahra Altı Afrika’nın giriş kapısı, Güney Afrika Birliği (SACU) üyesi, 50 milyon nüfusa ve 2011 rakamlarıyla yaklaşık 410 milyar dolar GSYIH sahip Güney Afrika Cumhuriyeti’ne.

Kişi başı plastik tüketimi 22 kg/yıl olan ülke ki bizde 83 kg/yıl, Batı Avrupa’da 156 kg/yıl olan, 2.4 milyar dolarlık plastik hammadde, plastik makine ve plastik mamul ithal eden ülke sektörümüze ciddi fırsatlar sunuyor.

Maalesef, 1469 farklı GTİP numarası ile Güney Afrika Cumhuriyeti’ne ihracat yapan ülkemiz plastik sektöründeki 134 GTİP’ten 62’si ile pazara girebilmiş ve bu ülkeye ihracat yapan ülkeler arasında 22.sırada yer almış olmakla birlikte, 2.4 milyar dolarlık ithalattan % 0.47’lik pay almıştır.

Sektörümüzden 8 firmanın katılımıyla gerçekleştirdik Ekonomi Bakanlığı destekli bu URGE projesini, ticari fırsatların yakalandığı gezi, ülkenin sunduklarına kıyasla az miktarda sayılabilir.

Ümit ediyorum ki firmalarımız bu kontaklarını ticarete dönüştürürler ve istenen-beklenen fayda sağlanmış olur.

Ben ülkenin sektörümüz için ciddi fırsatlara sahip olduğunu düşünüyorum.

Büyükelçimiz Kaan Esener ve ticari ataşemiz bizleri bu gezi esnasında olabildiğince desteklediler.

Büyükelçimizin ülkenin ekonomik ve sosyal konularına hakimiyeti bizleri kendine hayran bıraktı açıkçası.

Ülkeye mal satmak isteyenlerin konteyner bazında mal satabileceklerini ama yerleşik ticari alışkanlıklar sebebiyle bu durumun süreklilik arz edemeyeceğini iletti.

Piyasada kalıcı olabilmek için ülkede yatırım yapmanın gerekliliğine vurgu yaptı ve “siyahları ekonomik bakımdan güçlendirme programı” kapsamında siyahiler ile ortaklık yapmanın zorunluluk olduğunu bizlerle paylaştı.

Yurtdışı temsilciliklerimiz eskisinden çok farklı, sanayiciye ülke vatandaşına hizmet için ellerinden geleni yapıyorlar.

Maddi manevi destekler ve bu zihniyet değişiminin gerçekleşmesine önayak olan başta Ekonomi Bakanlığı’mız olmak üzere tüm kamu idaresine şükranlarımızı sunarım.

DURBAN Ticaret ve Sanayi Odası Ceo’su Andrew Layman’ ı ziyaret ettik.

1850 yıllarda kurulmuş bir oda, yani sömürge yıllarından.

Başlangıçta ticaret ve sanayi odaları ayrı ayrı imiş sonra birleştirmişler.

Bizde tam tersi olduğunu ve bir şehirde ticaret ve sanayi büyüdükçe ayrışmanın bir gereklilik olarak ortaya çıktığını ve beraberinde geldiğini söyledik.

DURBAN ülkenin büyük kentlerinden biri, Hint Okyanusu kıyısında ve Hintlilerin yoğun olarak ticareti yönlendirdikleri bir şehir olmakla birlikte dünyanın en büyük 8.büyük limanına sahip.

Andrew Layman’a Türkiye plastik sektörünü anlattık ve son 10 yıl plastik sektörünün ülke ekonomisinin üzerinde ve %10’lar mertebesinde büyüdüğünü söyledik ve “neden” sorusu geldi.

Bizde “plastik kap kacak, bardak, tabak ve günlük yaşam içinde kullandığımız plastik eşyalardan ibaret değil, plastik sanayinin ta kendisi, tüm imalat sanayi sektörlerine inşaat, otomotiv, beyaz eşya, elektronik, tarım, tekstil, ambalaj, medikal sektörlerine ara malı veren bir sektör.

Yani sanayileşiyorsanız, yani büyüyorsanız, plastik sektörü büyür” dedik.

“Güney Afrika’da büyüyor ve gelişiyor bu süreçlerİ sizde yaşayacak ve bize göre daha hızlı ve daha büyük büyüme oranları ile yaşanacak, hazırlık yapın” dedik.

Aldığımız cevap bize bu zihinsel devrimleri geride bırakmış bir ülkede yaşadığımız şükrettiren cinstendi.

“Biz Çin ve benzeri ülkelerden zaten alıyor ve satıyoruz, hazırlık yapmamıza gerek yok”.

Başkan Semerci’nin Güney Afrika’ya ilişkin gözlemleri ve değerlendirmeleri özetle bunlar.

İnşallah Türk firmaları bu yeni pazardan çok pay alırlar..

Tüm yazılarını göster