Aylardır piyasalarda strese neden olan seçimler sonlandı. Son bir haftaya kadar seçimlerin sonuçlarına yönelik beklentiler çok geniş bir yelpazede dalgalanırken, son hafta ortaya çıkan anketler beklentilerin daha da netleşmesini sağladı. Bu anketlerde AK Parti’nin %45’e yakın oy alacağı görülüyordu. Piyasadaki oyuncular, seçim sonuçlarının bu şekilde gerçekleşmesi durumunda en azından kısa vadede siyasi belirsizliğin ortadan kalacağını bunun da iyimserlik yaratacağını öngördü. Seçimlerin bu şekilde sonlanması, bu hafta da piyasalarımızdaki iyimserliği devam ettiriyor. Buna karşın bu iyimserlikte seçimle birlikte siyasi belirsizliğin büyük oranda ortadan kalmış olması etkili olsa da gelişmekte olan piyasalara (GOP) olan sermaye girişini de gözden kaçırmamak gerektiğini düşünüyoruz. Mart ayının ortalarından itibaren GOP’lara bariz bir sermaye girişi gözlenirken, siyasi belirsizlik nedeniyle Türkiye bu pastadan yeterince pay alamamıştı. Seçime dair beklentilerin netleşmesiyle birlikte bu akış hız kazandı. Akışın devam etmesi için de siyasi istikrarla birlikte GOP’lara olan bu teveccühün devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle bu haftadan itibaren yurtdışı özellikle de GOP’lar yakından takip edilmeli. En azından birkaç ay Türkiye’nin de bu potaya konulma ihtimali oldukça yüksek. Endeksin 75,000’in üzerine gidişi ya da yeniden 66,000’in altına inişini buralarda olan hareketler belirleyecek. Orta ve uzun vadede konjonktür hala GOP’ların aleyhine olsa da kısa vadede bir trend yakalanmış gibi. Bu da iyimserliği destekliyor. Bu süreçte Türkiye 4 ve 11 Nisan’da değerlendirmelerini açıklayacak olan Fitch ve Moody’s’ten beklenmedik bir gol yemezse GOP’lardaki olası bu iyimserliğe katılmaması için bir neden de görünmüyor. Enfl asyon ve büyüme beklentileri bu yılın ilk çeyreğinde önceki çeyreklere göre bozulmuş olsa da bunun bir not indirimi gerektirecek boyutlara ulaşmadığını düşünüyoruz. Görünümün negatife çekilmesi ise bir olasılık ancak bunun da piyasaya olumsuz etkisi sınırlı olur.