Göğe şemsiye açtılar

Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM edip.oymen@outlook.com

Dünyanın en büyük en modern ahşap yapısı İspanya'nın Sevilla kentinde tamamlanıyor. Geçen Cuma günü resmen açılan yapı, bu ay içinde bitirilecek.

Şehrin, Orta Çağ yapıları arasından göğe doğru 30 metre yükselen, 3,500 metreküp ahşaptan bir şemsiye dizisi.

Madrid'den hızlı trenle 2 saat 20 dakika uzaktaki Sevilla, şimdi sırf bu acaip mimari yaratıcılık örneğini görmek isteyenlerin yeni adresi olacak.

Alman mimar "Jürgen Mayer H." ve mühendislik sihirbazı Arup  şunu yaptı: Arı peteği gibi birbirine geçen, geometrik değil organik biçimde ondüla şeklinde ilerleyen, hiç biri ötekinin aynısı olmayan 3 bin ayrı ahşap parça. Bazısı çok büyük. Bazısı küçük. Hepsi mimarın Bavyera'daki merkezinde yapıldı. Sevilla'da takıldı. Ahşabı Finnforest-Merck GmbH sağladı.

Eğer bu ilginç yapı hakkında Google'da arama yaparken "Metropol Parasol" derseniz 308 bin girdi buluyorsunuz. Bu rakam, bu yapılan işin, dünya çapında bir sanat eseri olduğunu gösteriyor. Üstelik, sadece sanatçı ruhlu bir mimarın "şıklığı" değil, daha önce örneği bulunmayan yenilikçi bir iş olduğunu da...

Ahşap parçalar, çelik bir iskelete oturtuldu. Üzerleri poliüretanla kaplandı. Parçalar, birbirine tutkalla tutturuldu.

Halk, yerden göğe mantarlar gibi yükselen ahşap şemsinin altında yazın güneşten, kışın yağmurdan korunacak.

Sevilla, turistik pırıltılarından uzaktaki "Encarnation" (Kutsal Doğum) Meydanı'ndaki bu yeni eserle anılmaya başlanacak. Dev şemsiye, Sevilla'yı, kendisini yenileyen, modern bir ikonik kültür merkezi olarak yeniden tanımlıyor:  "Eskiyi koruyoruz. Bozmuyoruz. Ama yeniliği de benimsiyoruz." 

Burada, "biz"lik epey ibret öyküsü var:

Yeraltı otoparkı yapılacakken kazılarda Roma'dan "çanak çömlek" bulunmuş. Sonra evler çıkmış. Bunun üzerine Belediye, otoparktan vazgeçmiş. Roma dönemi evleri, turizm açısından, otoparktan daha önemli. ("Bizimkilere" bunu tercüme edelim: Daha çok para getirir!).

Müze yapalım demişler. Müze yapmışken, halka yürüme yolları, restoranlar, sebze meyve pazarı, konser alanları da olsun. En üstünde bir de şehre bakış terası olsun. Almanların yenilikçi mimarı Jürgen Mayer H., açılan yarışmayı kazanmış. 45 yaşındaki sıra dışı bu mimar, "orta ismi"ni soyadından sonraya taşıdığı için ismi "H" diye bitiyor. (Yaratıcılıkta sınır yok).

Mimarın, "Duvarı olmayan bir katedral yaptım" dediği eserin maliyeti 30 milyon Euro. Bunu, Türkiye'de henüz tanınmayan (sadece İstanbul Avrupa Kültür Başkenti yapısında örneği olan) kamu-özel-stk ortaklığında bir örgütlenmeyle çözdüler. Parayı devlet, özel sektör ve sivil toplum birlikte sağladılar. Şehirlerine yenilikçi, kalıcı eser kazandırmak adına.

Jürgen Mayer ismini Türkiye'de mimariyle ilgilenen bir kaç kişiden başkası tanımaz her halde. Ama arkadaş, dünyaca biliniyor. Öyle ki, moda tasarımcısı Calvin Klein, Berlin'in eski darphane binasındaki gösterisine, o metrûk mekânı hazırlaması için Mayer'le işbirliği yaptı. Ortaya, bir sanat müzesi tanıtım ortamı çıktı.

Tüm yazılarını göster