İş hayatında yıllar içinde yükselen ya da yıldızı sönen çalışma alanlarını takip etmek ve gelecek öngörülerinin farkında olmak kişisel kariyer yolculuğu planlayabilmek açısından çok önemli.
Uzun zamandır teknoloji, yazılım, yapay zekâ gibi alanlardaki kariyerlerde bir parlamaya ve istihdam talebine şahitlik ediyorduk ancak teknoloji tarafı özellikle büyük şirketler bazında ciddi oranlara varan işten çıkarmalar nedeniyle sıkıntılı günler yaşıyor ve çalışanlar açısından o parlaklık yerini zor günlere bırakma eğiliminde. Kariyer yolu parlayan uzmanlık alanlarının neler olacağına göz attığımızda ise sürdürülebilirlik alanında uzmanlaşan çalışanların lehine bir ivmelenme olduğunu görüyoruz.
Küresel Yeşil Beceriler Raporu’na göre “yeşil beceriler” gerektiren iş ilanları 2015'ten bu yana yılda yaklaşık %8 arttı ancak aynı dönemde yeşil yeteneklerin pay artışı yılda yaklaşık %6 olarak gerçekleşti. Yani bu becerilerini ve uzmanlıklarını geliştiren çalışanlar için önemli bir boşluk fırsatı bulunuyor.
PWC'nin "Empowered Chief Sustainability Officers" raporunun sonuçlarına göre ise 2011-2019 yılları arasında "Chief Sustatinability Officer" yani C-seviye bir sürdürülebilirlik yöneticisi atayan kurum sayısı 414 iken, 2020'den raporun yayınlandığı 2022 yılına kadar atanan üst düzey sürdürülebilirlik yöneticisi sayısı 394. Rapor, sürdürülebilirliği yönetici düzeyinde ele alma eğiliminin, iklim, ırk ve cinsiyet eşitliği gibi konuların yatırımcı ve CEO'nun karar alma sürecini etkilemeye başladığı 2017'de başladığını ve giderek hızlandığını ifade ediyor.
Şirketler, sürdürülebilirlik uzmanlığı oluşturarak işlerini yaklaşan ESG (çevresel-sosyal-yönetişim) zorluklarına hazırlamaya başlamış ve pandemi bu eğilimi körüklemiş. Sürdürülebilirlik yöneticisi atanma sayısı 2021'de bir önceki yıla göre 3 kat artış göstermiş durumda.
Konu ile ilgili liderliği ise FMSG (hızlı tüketim ürünleri) sektörü üstleniyor. Atanan sürdürülebilirlik yöneticilerinin önceki iş tecrübeleri analiz edildiğinde ise 11 ayrı kategori oluşmuş. En öne çıkan önceki iş tecrübesi alanları, iş stratejisi, pazarlama, iletişim, KSS tecrübeleri olarak şekillenmiş. Sonuç olarak hem çalışan hem de yönetici düzeyinde sürdürülebilirlik alanındaki yeteneklere duyulan ihtiyaç ve iş dünyası talebi giderek artıyor.
Eğitim hayatında hangi yeteneklerimi geliştirmeliyim ki istihdam sorunu yaşamayayım diye düşünen gençler ve kariyerine farklı bir yön çizmek isteyip hangi uzmanlığın peşine düşmeliyim şeklinde bir arayışta olanlar için sürdürülebilirlik alanı önemli fırsatları barındırıyor. Hem gezegen ve topluma hem de kariyerine iyi gelecek bir adım atmak isteyenler bu meseleyi bir düşünsünler derim.
Gelmez yola mı gidiyoruz?
Bu hafta, Salim Kadıbeşegil’in Aşık Veysel’in ölümünden kısa süre önce yazdığı şiirine atıf yaparak kaleme aldığı “Gelmez Yola Gidiyoruz” kitabını okudum. Kadıbeşegil’in kaleme aldığı konular, insanın bencil yönünü, sonsuz güç arayışı için kötülüğün sınırlarında nasıl dolaşıp hatta o sınırları nasıl aşabildiğini, sahip olma ve tüketmenin hazzı için bugünü ve geleceği nasıl hunharca olumsuz etkileyebildiği tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriyor.
Kitabı okurken, Covid süreci boyunca evden dışarı çıkamıyorken kapıdaki en lüks arabanın nasıl anlamsızlaştığından ulus devletlerin yaptıkları hatalara, adaletsiz adaletten ahlaksız bilimi dışlamaya, iklim krizinden yaşamın neden yeniden formatlanması gerekliliğine kadar çok geniş ve tarihsel bir çerçevede film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti tüm yaşadığımız süreç. Ve bu hale getirdiysek çözümü de biz olmak zorundayız ve bunu hiç vakit kaybetmeden yapmak zorundayız duygusuyla bitirdim kitabı...
Gerçekten de gelmez yola gitmemek için gerçek anlamda sosyal ve çevresel sürdürülebilirliğe ve gerçekten her alanda “iyi” yönetişime ihtiyacımız var; hem de hemen…