Galibi belli olan bu kavga bitmez!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu önceki gün aldığı kararlarla ne demiş oldu?
- Türk Lirası'nın hızlı bir şekilde değer yitirmesine olduğu gibi aşırı değerlenmesine de izin vermem. 
 
- Kredilerin aşırı artmasına göz yummam.
 
- Ekonominin fazla ısınması gibi bir riski hiçbir zaman göze alamam.
Merkez Bankası, bunları söylerken hangi kararları uygulamaya koydu peki?
 
- Bankalara; "Elinizdeki fazla parayı bana getirdiğinizde gecelik olarak daha az faiz veririm, yani bana gelmeyin" dedi. Moody's'in ilk açıklamasının yarattığı daha fazla döviz gelebileceğine dönük beklenti faiz indirimini tetikledi. Zaten şimdi bile fazla fazla döviz gelirken, bir de not artsa ve döviz girişi hızlansa, TL'nin hali nice olurdu? İşte buna karşı önlem olarak faiz düşürüldü.
 
- Kredilerde artışın hızlandığı dikkate alınarak bankaların topladıkları mevduatın bir kısmına daha el konuldu; krediye dönüştürülebilir kaynak azaltıldı. Böyle yapılarak mevduat faizi yerinde sayarken ya da düşerken, kredi faizinin yukarı dönmesine zemin hazırlanmış oldu. Bu yolla ekonominin ısınması riskinin önüne geçmek amaçlandı. Kredi faizlerinin düşmesini önleyecek bu adımla birlikte, tüketimi tetikleyecek kredi ucuzlaması hayal oldu; zaten amaç da buydu.
 
Merkez bildiğinden şaşmıyor! 
 
Merkez Bankası ekonominin makro hedefler doğrultusunda gelişmesi için çaba gösteriyor. Örneğin yüzde 4 öngörülen büyümenin önceki yıllarda olduğu gibi ciddi bir sapma göstererek bir kat yukarıda oluşmasını istemiyor; enflasyonun yüzde 5'lik hedefin dışına çıkmasını arzulamıyor. Tüm çabasını da bu çerçevede sarf ediyor. Özünde, fiyat istikrarını sağlamaya ve sürdürmeye çalışıyor. 
 
Ama ekonomiye Merkez Bankası penceresinden bakmayan kesimler ve kişiler de var. Başta Ekonomi Bakanlığı, daha doğrusu Bakan Zafer Çağlayan ve bir anlamda Çağlayan'ın temsil ettiği reel kesim. 
 
Yeri gelmişken vurgulamakta yarar var; aslında, devlet bakanlıklarının kaldırılması ve
yerlerine icracı bakanlıkların oluşturulması sırasında nasıl isim yanlışına düşüldüğü zaman içinde çok daha iyi anlaşıldı. Ekonomi Bakanlığı, bir şemsiye bakanlık görüntüsü çiziyor. Ekonomiyle ilgili tüm birimlerin bu bakanlık bünyesinde toplandığı ya da toplanması gerektiği gibi bir görüntü. Ama gerçeğin bu görüntüyle hiç ilgisi olmadığı da ortada. Ekonomi Bakanlığı'nın, ağırlıkla dış ticaret ve teşviklerle ilgili olduğu biliniyor. 
 
Ekonomideki tüm gelişmelerde söz sahibi olması gerekirmiş gibi düşünülen bu bakanlık, Merkez Bankası ile çoğu kez çatışma yaşıyor. Merkez Bankası bağımsızlığı da yeri geldiğinde hükümetle çatışmayı gerektirir zaten. Aslında bu çatışma daha önce de zaman zaman gündeme geldiği gibi pek su yüzüne çıkmasa da Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan arasında. Merkez Bankası yönetimi ise, Çağlayan'ın eleştirileri hatırlatıldığında, "Biz yasanın bize verdiği görevi yapıyoruz" demekle yetiniyor ve susmayı tercih ediyor.
 
Galip belli 
 
Merkez Bankası, önceki gün verdiği kararlarla, öncülüğünü Zafer Çağlayan'ın yaptığı reel kesimin eleştirilerine defalarca konu olan tutumundan milim sapmayacağını bir kez daha ortaya koymuş oldu. Yani bu bilek güreşinin galibi belli...
 
2014 gibi siyasi dönemeç açısından Türkiye'de ilklerin yaşanacağı bir yıl öncesinde temel politikalarda değişiklik yapılmak istenir ve Merkez Bankası da bir şekilde bu değişikliğe ayak uydurmak durumunda hisseder mi kendini bilinmez. Öyle bir durum yaşanana kadar, yaşanırsa eğer, mevcut politikalar değişmeden sürecek demektir.
 
Son karar kısmen mutlu etti 
 
Aslında önceki günkü karar, reel sektörün öyle çok da karşı çıkacağı kararlar değil. Faiz aşağı çekilmek suretiyle kurların daha da gerilemesi önlendi. Hatta kurlar bir miktar arttı. Ama zorunlu karşılık operasyonu kredi faizlerinin gerilemesine, dolayısıyla piyasanın görece canlanmasına set çekmiş oldu. 
 
Reel kesimin önemli bir kısmı, "Merkez Bankası öyle adımlar atsın ki, kur biraz yukarıda oluşsun, öyle bir faiz politikası güdülsün ki iç piyasa canlansın, ama enflasyon da düşük seyretsin" istiyor. Bunların hepsinin bir arada olmayacağını bile bile istiyor işte...
 
Tüm yazılarını göster