Bu gün size pek yakından tanıdığınız bir ülkeden söz etmek istiyorum. Bu ülkenin yöneticileri, ülkelerini geçmişte dünyada ulaştığı büyük yere yeniden kavuşturma hayalleri kurmakta, vatandaşlarına bir dünya imparatorluğu vaat ederek onları heyecanlandırmakta, buna karşılık toplumlarından fedakarlık istemekte. Bu ülkenin liderleri, hiç hata yapmadıklarını, ancak başkalarının komploları, kıskançlıktan beslenen kötü niyetleri, bir türlü gem vuramadıkları aç gözlülükleri, hiç çekinmeden sergiledikleri ikiyüzlülüklerinden kaynaklanan güçlükleri yeneceklerini, kimsenin önlerinde duramayacağını, çıkarılan bütün engelleri aşacaklarını iddia etmekte; işin ilginç tarafı, seçmenlerinin ihmal edilemeyecek bir bölümünü bu açıklamalara inandırmakta. Dış güçler ülkeyi karışıklığa sürüklemek, ülkeyi bölmek, itibarsızlaştırmak, böyle yüce amaçlar peşinde koşan hükümeti görevinden etmek için birbiri ile yarış halinde olabilirler ama korkulacak bir şey yoktur, ülke emin ellerdedir.
Bu ülkenin ekonomisinin durumu parlak değildir. İhracattan kaynaklanan gelirleri azalmıştır, azalmaktadır. İşsizlik artmaktadır. Ülkeye yabancı sermaye girişleri hissedilebilir derecede azalmış, ülkeden başka ülkelere sermaye çıkışı hızlanmıştır. Ülkenin savunma harcamaları artış göstermekte, bu harcamalarda görülen artışın daha fazla güvenlik sağlayabileceği ise kuşkulu gözükmektedir. Fiyat artışları hızlanmaktadır, gündelik ihtiyaç kalemlerindeki fiyat artışları, fiyatların genel artış seviyesinin de üzerindedir. Halkta bu gelişmeler karşısında uyanabilecek memnuniyetsizlikleri gidermek için de yeni hedefler bulunmakta, ticaret erbabı karaborsacı, kaçakçı gibi sıfatlarla hedef gösterilmektedir.
Bu ülkenin komşularıyla arasında ihtilafları boldur. Komşularının iç işlerine karışmakta, bazılarına gizlice askeri malzeme hatta asker göndermekte, komşu ülkelerden gelen bir kısım muhalife askeri eğitim ve donatım vermektedir. Ülkenin dünya devletleriyle de arası yoktur. Onların hepsi aslında düşmandır ama menfaat mecburiyetleri onlarla geçinmeyi, çoğu zaman işbirliğini dahi da zorunlu kılmaktadır. Ama kamuoyunda ülkenin düşmanlarla çevrili olduğu, herkesin liderin etrafında kenetlenmesi gerektiği temaları işlenmekte, eleştiriler bozgunculuk, ihanet olarak nitelenmektedir. Buna karşılık, ülkenin uluslararası itibarı tükenmektedir.
Bu ülkede halkın bağımsız bilgi edinme olanakları kısıtlıdır. Çoğu gazete, radyo ve televizyon hükümetin denetimi altındadır ve sadece onu yüceltecek nitelikte haberler vermektedir. Bu çerçevenin dışında kalmaya çalışanlar tehdit edilmekte, kurumlara müfettişler gönderilerek açıklar bulunmasına çalışılmakta, muhabirleri yargıya sevk edilmekte, zorbalar üzerlerine salınmakta, susturulmalarına, etkisizleştirilmelerine çalışılmaktadır.
Size bu ülke çok mu tanıdık geldi? Galiba yanıldınız, Rusya’dan bahsediyordum.