Dün başlayan G20 toplantılarında, dünyanın en güçlü ekonomilerinin temsilcileri, ekonomik gelişmeyi konuşuyorlar.
Küresel finans krizinin üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen, dünya ekonomisi hala kendini toparlayamadı.
ABD’de büyüme yeterince canlı değil. AB ülkelerinde talep zayıf, işsizlik ve borçluluk yüksek.
Kriz sonrasında küresel ekonomiye umut olan yükselen piyasalarda da durum iyi görünmüyor. Emtia fiyatlarında son yıllarda görülen sert düşüşler Rusya, Brezilya ve
Suudi Arabistan gibi ülkelerin ekonomilerini zora soktu.
Para politikalarıyla talep ayarlamaları artık işe yaramıyor.
Bu koşullar altında, küresel ekonomide toparlanma yavaşladı, güç hale geldi.
Küresel ekonomi finans odaklı olarak son 20 yılda parlak bir dönem geçirdi. Bugün ise yapısal düzeltme içindeler.
Eskisi gibi, para ve maliye politikalarında gevşemeye gitmek, bu yolla talep ayarlaması yapmak artık işe yaramıyor. Dünya ekonomisi çıkmazdan kurtulamıyor. Çünkü, sorun yapısal.
Yapısal sorunlara ek olarak dönemsel sorunlar da var. Mülteci sorunu, terör saldırıları gibi sorunlar ekonomik talebin canlanmasını önlüyor.
Toplantının önemi şurada: Toplantı gündemini 20 büyük ekonominin uzmanları belirliyorlar. Gündemdeki konular (1) Küresel, her ülkeyi ilgilendiren konular (2) Çözüm arayışı her ülkeyi ilgilendiriyor.
Çin’deki toplantının gündemi (1) İnovasyona (Yenilikçiliğe) dayalı büyümenin alt yapısının oluşturulması; (2)Sürdürülebilir kalkınma için 2030 yılı hedeflerine dönük eylem planının yapılması (3) Yapısal reformlar için ilkelerin ve önceliklerin belirlenmesi; (4) Küresel ticarette büyüme stratejisinin benimsenmesi; (5) Yatırım politikaları için yol gösterici ilkelerin planlanması; (6) Uluslararası finansal reformun derinleştirilmesi; (7) Girişimcilik eylem planının şekillendirilmesi; (8) Dünyanın en az gelişmiş ülkelerinin ve Afrika’nın sanayileştirilmesi için işbirliğinin başlatılması; (9) İklim değişikliğine ilişkin Paris Anlaşması’nın, erken uygulamaya konulmasının sağlanması; (10) Yolsuzlukla mücadele için işbirliğinin başlatılması gibi farklı konuları içeriyor.
Farklı başlıklar altında toplanan sorunların çözüm reçetesi ise inovatif (yenilikçi), canlı, bağlantılı ve kapsayıcı büyüme olarak belirlenmiş.
Dün Çin’de başlayan G20 toplantısına katılan Sayın Cumhurbaşkanının yabancı devlet adamlarıyla yaptığı ikili görüşmeler öne çıkınca, toplantıda nelerin konuşulduğu, nelerin olup bittiği dikkatlerden kaçtı.
Çin’de yapılan toplantının gündemi ve de toplantıya katılanların tartışmaya açtıkları konular, bizim de bir parçası olduğumuz dünya ekonomisinin bugünkü durumunu ortaya koyuyor.
Çin’de gündeme gelen konuların ve tartışmaların neler olduğunu bilmezsek, nasıl bir dünyada yaşadığımızdan, küresel ekonominin durumundan haberimiz olmaz.
Çin’deki toplantı ile ilgili bu haberleri ve değerlemeleri ajansların haber bültenlerinden aktarıyorum.
Tekrarda yarar var. Bu tür toplantılar ikili temaslar, siyasi sorunların konuşulması için fırsat yaratıyor ama, ikili temaslarla ilgili haberler kamuoyunu daha fazla ilgilendirdiği için, toplantının gündemi, tartışmalar dikkatlerden kaçıyor.
Dünya ticaretindeki yavaşlama bizi de rahatsız ediyor. Bizi de büyümede zorlar hale geldi. Korumacı tedbirler bizi de sınırlıyor.
G20 toplantılarında karar alınmıyor. Gündeme gelen konularda yaptırım gücü mevcut değil.
Ne var ki, 20 büyük ülkenin sorunlar ve çözüm yolları konusundaki görüş birlikleri, uygulamalara rehber oluyor. Ülkelerim küresel piyasaları daha iyi değerlendirmelerine imkan veriyor.