G-20 toplantısına katılanlar dünyayı değil kendilerini düşünüyor

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Başbakan Sayın R. T. Erdoğan dün akşam eşi ile İngiliz Kraliçesi'nin davetinde dünya liderleriyle buluştu.

Bugün Türkiye'nin de dahil olduğu G-20 liderleri 8 saatlik bir toplantı yapacak. Sonra da İngiliz Başbakanı Gorden Brown'un yemek davetine katılacak.

(G, kısaca "great/büyük" kelimesinin ilk harfi. 20 sayısı dünyanın önde gelen 20 ülkesini ifade ediyor. G-20'ler "20 Büyükler" demek.)

Türkiye'nin G-20'ler arasında olması iyidir. Başbakanımız'ın (yabancı dil imkanının kısıtlı olmasına rağmen) dünyanın liderleriyle sık sık bir araya gelmesi, tanışması, tercüman aracılığıyla da olsa temas etmesi iyidir.

G-20 toplantısı ile ilgili bolca konuşuluyor, bu toplantının iyilikler getirmesi bekleniyor ama, bu tür toplantıların bugüne kadar büyük ölçüde yararı görülemedi.

G-20'ler 15 Kasım 2008'de Washington'da toplandı. Krizi önlemek için 50 maddelik bir eylem planı kabul edildi. Ama her ülke dünyayı düşünecek yerde kendini düşündü. Her ülke sadece kendi için çalıştı.

Kağıt üzerinde bugüne kadar ülkeler 2 trilyon dolarlık paket açıkladı. Paket demek piyasaya para salmak demek. Ama bugüne kadar dünya ekonomisine bu kadar para girmedi.

Ekonomiler için önemli olan sanal değil, gerçek paradır. Gerçek paranın kaynağı üretimdir. Üretim gerilerken ülkelerin gelecekteki üretimlerini satışa çıkararak, sanal paraları, gerçek para gibi ekonomilerine enjekte etmelerinin bugüne kadar yararı görülemedi.

Eğer bugüne kadar dünya piyasasına 2 trilyon gerçek para çıkmış olsa ekonomiler uçuşa geçerdi.

Londra'da 8 saatlik toplantıda 20 lider ne kadar kendini ifade eder, ortak sorular ne kadar tartışılabilir?

15 Aralık 2009 tarihinde Londra'da G-20 maliye bakanları ile merkez bankası başkanları bir araya gelerek 2 Nisan toplantısı için ön çalışma yapmıştı. Anlaşıldığı kadarı ile 2 Nisan toplantısı sonunda açıklanacak karar taslağı daha önceden belirlenmiş. Bugün bu karar tasarısı, G-20'lerin görüşü olarak açıklanacak.

Açıklanacak karar tasarısında neler olduğu bir haftadır Avrupa ülkeleri gazetelerinde yayınlanıyor.

Anlaşıldığı kadarı ile 5 ana konu var: (1) Üretimin, tüketimin teşviki, (2) finansal sistemin denetimi, (3) IMF'ye daha fazla görev ve kaynak verilmesi, (4) korumacılıktan kaçınılması, (5) uluslararası ticaretin teşvikine dönük finansman sistemlerinin geliştirilmesi.

Bunlara ek olarak Almanya ve Rusya'nın 2 maddeyi gündeme getirmek istedikleri biliniyor: (1) Dolar yerine yeni bir rezerv para olasılığının tartışılması, (2) sürdürülebilir bir küresel ekonomi politikasının ana büyüklüklerinin belirlenmesi.

Önceki gün Türkiye'nin 2008 yılı son 3 ayında krizden nasıl etkilendiğini gösteren milli gelir rakamları açıklandı.

Yılın son 3 aylık dönemi, küresel krizin dünya ülkelerini en fazla sarstığı dönem.

Görülüyor ki son 3 aylık dönemde Türkiy'de ekonomi yüzde 6.2 oranında küçülmüş.

Kriz ABD'de çıktı, ABD'de küçülme aynı dönemde yüzde 0.8 oranında. Türkiye küçülmede dünya ülkeleri arasında 4'üncü sırada.

Burada sorgulanması gereken şudur. Türkiye sadece küresel krizden mi sarsıldı. Yoksa zaten sorunlu idi de küresel kriz sorunların ortaya çıkmasına mı yol açtı?

Özet ile G-20'lerin alacağı tedbirler mi Türkiye'yi kurtarır, yoksa Türkiye kendi sorunlarını kendi başına mı çözecek? Burada tabii ki önemli bir nokta var. Dünya ekonomisindeki iyileşme olmadan Türkiye kendi sorunlarını çözmekte zorlanır. Çünkü Türkiye ekonomisi dünya finans sektöründeki ve reel talebindeki rahatlamaya büyük ölçüde bağlı. Bu rahatlama Türkiye'nin kendine özel sorunlarını çözmesine yardımcı olacaktır.

Tüm yazılarını göster