Futbolda vergi meselesi

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com


 

Son günlerde "futbolculardan alınan/alınmayan vergi" konusu yoğunlukla sportif gündemi meşgul ediyor. Reel ekonominin bu alandaki yüküne kıyasla ve vergi adaleti çerçevesinde bakıldığında futbolcuların vergi mevzuundaki rahatlıklarının göze batıyor oluşu yadsınamaz bir gerçek.

Ülkemizde oyuncuların kazançları üzerinden yatırmaları gereken vergi oranı yalnızca yüzde 15. Bu oran Süper Lig kulüplerinde forma giyen oyuncular için geçerli. Bir alt ligde yüzde 10'a düşen vergi, diğer ligler için ise yüzde 5 olarak düzenlenmiş. Pratikte bu vergilerin çoğunlukla borç batağındaki kulüpler tarafından üstlenilmesi de işin ayrı boyutu. Buna mukabil İngiltere'de yüzde 50, Almanya'da 45, İspanya ve İtalya'da yüzde 43'lere ulaşan vergi oranları zahiri düzlemde "çok kazanandan çok vergi alınması" prensibini doğruluyor gibi. Neden "zahiri düzlem" dedik? Çünkü görünen tablo ile işin gerçeği arasında kayda değer farklar var. Biz futbolseverler bu konu her açıldığında "Yabancı liglerde vergi oranları ne kadar haberin var mı?" demeyi çok seviyoruz ama söz konusu oranlardan kesilen vergiler acaba bahsedilen ülkelerin hazinelerine gelir olarak giriyor mu? Örneğin geçtiğimiz aylarda İspanyol hükümeti vergi oranlarını liglere göre değil futbolcuların kazançlarına göre dilimlere ayırmayı ve gelir piramidinin tepesindeki oyuncular için oranı yüzde 56'ya çıkarmayı tartıştı. Bu tartışmanın başlamasıyla birlikte de deyim yerindeyse kıyamet koptu. Çünkü böyle bir düzenlemenin yürürlüğe girmesi halinde birçok yıldızın La Liga'yı terk edebileceğini dile getiren futbol çevreleri, kısa sürede tasarı önünde güçlü bir direnç noktası oluşturdular. İşin aslı; Cristiano Ronaldo, Lionel Messi, Radamel Falcao gibi yıldızların varlığıyla övünen La Liga'da vergi konusu uzun zamandır tartışmalı. Bu tartışmanın nedeni ise İspanyol kulüplerinin (Primera ve Segunda División) geçmişten günümüze biriken vergi borçlarının tam 988 milyon dolara dayanmış olmasıydı. Bu borcun yaklaşık 200 milyon dolarlık kısmı son 4 yılda oluşmuş. Bu borç yüküne karşı yetkili makamların herhangi bir cezai müeyyideyi hayata geçiremiyor oluşları da tamamen Real Madrid, Barcelona, Atletico Madrid gibi kulüplerin İspanya markasına hizmet ediyor oluşlarından. Bugün İspanya'nın en büyük tanıtım gücü futbol kulüpleri. Şayet bu vergi borçlarının kısa sürede tahsili ya da oranların düzenlenerek yükseltilmesi ve kaynağında kesilmesinin başarılması söz konusu olsaydı Xavi'siz Barcelona, Ronaldo'suz Real Madrid, Arda'sız Atletico izlememiz gündeme gelebilirdi. Bu da İspanyol futbolunun küçülmesi demekti. Geçtiğimiz aylarda İspanya'da karara bağlanan "vergi affı" tam olarak bu endişelerle yürürlüğe alınmış bir uygulama. Bundan sonra İspanyol Maliye Bakanlığı gerekirse kulüplerin yayın gelirlerine kaynağında el koyabilecek. Bu konuda kararlı olduklarını açıkladılar bile. Bu agresif politika uygulanabilecek mi, onu hep birlikte göreceğiz.

Aslında sorun İspanya'ya has değil. 230 milyon dolara yaklaşan borcu nedeniyle önce İskoç ligine veda eden sonrasında ise kapısına kilit vurması gündeme gelen Rangers'ın toplum borcu içindeki vergi yükü yaklaşık 125 milyon dolardı. Rangers'ın lige dönüşü için İskoç kulüpleri arasında yapılan oylamada olumlu yönde oy kullanan tek kulübün Celtic olması acaba ezeli dostluktan mı yoksa "bugün ona yarın bana" endişesinden mi kaynaklanıyordu? Futbol ekonomisi üzerine çalışan İngiliz uzman Chris Brady, "Glasgow Rangers olayı buzdağının görünen kısmı. Premier Lig'de de en az sekiz kulübün benzer vergi müeyyidelerine tabi tutulması söz konusu olabilir" şeklinde görüş bildiriyor. Hatırlanacağı gibi İtalya'nın köklü kulüplerinden Lazio da 140 milyon euroyu bulan vergi borçları yüzünden bir dönem çok sıkıntılı günler yaşamış ve bu borcu 2005'te 23 yıllık bir vadeye yayarak ödemeye başlamıştı. Anlayacağınız UEFA'nın "finansal fair-play" ile önüne geçmek istediği bu batakta vergi borçları da hiç azımsanmayacak bir yer kaplıyor. Vergi barışı modeli ile borçların uzun vadeye yayılması söz konusu olabilir ancak bizim kulüplerimiz de dâhil olmak üzere tüm takımların özel ve tüzel kişilere olan borçlarını da ödemesi gerekecek.

Ligimize dönecek olursak, ilk olarak 2011'de kulüplerimize getirilen vergi affını hatırlıyoruz. O dönem dört büyük kulübün ödemeleri gereken 195 milyon liralık vergi borcu meclisten çıkan torba yasa ile affedilmişti. Sanıyorum bu önemli veriden hareketle şu tespiti yapmak yerinde olacak; "futbol ve vergi" konusunda kağıt üzerindeki oranlardan ziyade tahsil edilebilen tutarları dikkate almak gerekiyor. Vergi oranlarını arttırmaktan ziyade kaynağında ve futbolcudan alınması yönünde çözümler getirilmesi daha yerinde olmaz mı?

Dünya liglerinden haberler

·Chelsea'nin serbest bıraktığı Salomon Kalou, Fransız ekibi Lille ile 2016 yılına kadar sürecek resmi sözleşme imzaladı. Kulübün resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, "Bugün sağlık kontrollerinden geçen Salomon Kalou ile resmi sözleşme imzalandı. 26 yaşındaki futbolcu, önümüzdeki 4 sezon boyunca Lille forması giyecek. Başkan Michel Seydoux, bu seviyede bir oyuncuyu kadroya kattığından dolayı oldukça memnun" ifadeleri kullanıldı.

·Barcelona yönetimi resmi internet sitesi aracılığıyla yaptığı açıklamada Malili orta saha oyuncusu Seydou Keita'nın ayrılığını doğruladı. Katalan devinden yapılan açıklamada, "Seydou Keita, Barcelona'da kariyerine devam etmeme kararı aldı. Kulüp olarak Keita'ya katkılarından dolayı teşekkür ederiz" ifadelerine yer verildi. 2008 yılında Sevilla'dan 14 milyon euro bonservis bedeli karşılığında transfer edilen Keita, 168 maçta 22 gol atma başarısı gösterdi.

·Milan CEO'su Adriano Galliani, transfere ihtiyaç duymadıklarını dile getirirken, Robinho için herhangi bir kulüpten teklif almadıklarını da söyledi. Kulübün resmi internet sitesine konuşan Galliani, transferle ilgili açıklamalarda bulunurken "Transferi kapattık. Tüm bölgelerimiz de yeterli oyunculara sahibiz. Robinho için de kimseden bir teklif almadık. Kadromuzda beş forvet oyuncusu var. Eğer bunlardan biri giderse, yerine bir oyuncu transfer etmeyeceğiz" şeklinde konuştu.

·Borussia Dortmund Teknik Direktörü Jürgen Klopp, Borussia Mönchengladbach'tan transfer ettikleri Marco Reus'un kendilerini hayal kırıklığına uğratmayacağına inanıyor. Marco Reus, Euro 2012'de ülkesi adına ilk golünü Yunanistan'a karşı çeyrek finalde atmış ve yarı finaldeki İtalya maçında oyuna sonradan girmişti. Dortmund'la 2017'ye kadar sözleşme imzalayan Reus geçen sezon takımıyla çıktığı 32 maçta 18 gol atıp 12 asist yapmıştı.

·Porto Kulübü, Jaguares'de forma giyen golcü futbolcu Jackson Martinez'i 8,9 milyon euroluk bir bonservis bedeli karşılığında renklerine bağladı. Portekiz kulübüyle 4 yıllık sözleşme imzalayan Kolombiyalı oyuncunun kontratına 40 milyon euroluk bir serbest kalma maddesi konulduğu açıklandı. Jaguares'de son iki sezonda çıktığı 64 lig maçında 33 gole imza atan futbolcu 14 kez de milli formayı giydi ve 5 kez fileleri havalandırdı.

Türkiye liglerinden haberler

·Orduspor'un Fildişili yıldızı Jean-Jacques Gosso'nun Premier Lig ekiplerinden Everton ile anlaşma aşamasına geldiği iddia edildi. Sky Sports'ta yer alan haberde 29 yaşındaki oyuncunun Premier Lig'de oynama fırsatını elde edeceği için çok mutlu olduğu kaydedildi. Gosso'nun ismi daha önce de Premier Lig ekiplerinden Manchester City ile anılmıştı.

·Geride bıraktığımız sezonda küme düşen ve gelecek yıl Bank Asya 1. Lig'de mücadele edecek olan Manisaspor, Fenerbahçe'nin 19 yaşındaki orta saha oyuncusu Gökay İravul'u 1 yıllığına kiralık olarak kadrosuna kattı. 2007 yılından bu yana Fenerbahçe forması giyen Gökay İravul'u tecrübe kazanması için Manisaspor'a gönderdiği öğrenilen teknik direktör Aykut Kocaman, bu kararını futbolcusuna Topuk Yaylası'nda iletti.

·Forvet hattını güçlendirmek isteyen Beşiktaş'ta gündeme gelen son isim Belçika'nın Oud-Heverlee Leuven takımında forma giyen 22 yaşındaki Nijeryalı golcü Derick Ogbu oldu. Belçika liginde hem "en iyi çıkış yapan oyuncu" seçilen hem de Altın Karma'da yer almayı başaran Ogbu'nun gelecek yıl sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle 1 milyon euro civarında bir bedelle satın alınabileceği kaydediliyor.

·Bursaspor'un yıldız futbolcusu Ozan İpek, yeni sezon hedefleri ve transfer söylentileri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Ozan, "Şu an sadece Bursaspor'u düşünüyorum" dedi. Bu yıl UEFA Avrupa Ligi'nde gruplara kalmak istediklerini ifade eden İpek, "Artık Avrupa'da daha tecrübeliyiz. Tecrübemiz de fark ettirecektir. Bursaspor her yıl Avrupa kupalarında mücadele edecek seviyeye daha yaklaştı" diye konuştu.

·Mersin İdmanyurdu, 2015 yılına kadar sözleşmesi devam etmesine rağmen kampa katılmayan oyuncusu Spas Delev ile yollarını ayırıyor. Kulüp Başkanı Ali Kahramanlı, ''2015 yılına kadar sözleşmesi devam eden Delev, henüz kampımıza katılmadı. Katılıp katılmayacağına ilişkin de yönetim kurulumuza herhangi bir açıklama yapmadı. Bu kapsamda biz de bu saatten sonra Delev'in takımımızda yer almaması gerektiğine karar verdik" şeklinde konuştu.

·TFF 1. Lig'in yeni takımlarından Adana Demirspor, teknik direktör Güvenç Kurtar ile 3 yıllık sözleşme imzaladı. Aytaç Durak Tesisleri'nde yapılan imza töreninde konuşan Kulüp Başkanı Önder Serin, "Tecrübeli teknik direktör Güvenç Kurtar'la anlaşarak, 3 yıllık sözleşme imzaladık. Kısa sürede iç ve dış transfer çalışmalarını tamamlayacağız" dedi.

Tüm yazılarını göster