Şurada lojistik kelimesinin hayatımıza gireli ancak dolu dolu 15 yıl olmuşken, lojistik üzerine yayın yapan televizyon kanalları, gazetelerde lojistik köşeleri, dergiler, internet üzerinden yayın yapan siteler, pek çok üniversitede açılan bölümler ve daha da ötesi lojistik adı altında düzenlenen fuarlar; hepsi hayatımızda yer etmiş durumdalar…
Bugün onlardan bir tanesinin daha açılışında idik, Logi Trans Transport Lojistik Fuarı. Fuarın açılışı bir hayli heybetli idi, UTİKAD Başkanı, UND Başkanı, MESSE yetkilileri konuşmalarıyla gündemdeki konuları dile getirdiler. UND Başkanı Çetin Nuhoğlu özellikle Avusturyalı misafirlerin de dinlediği açılış konuşması esnasında, Türk malının Avrupa Birliği’nde serbestçe dolaşmasına rağmen, karayolu taşıma araçlarımızın halen bu serbestiyete sahip olamadıklarının altını çizerek çok doğru bir noktaya işaret etti. Ardından fuar başladı, ziyaretler, eş dost hatır sormalar, özetle klasik bir fuar sohbeti. Pek çok Alman ziyaretçi var gibi görünse de, yine bir çoğunun Türkiye ile ticareti olmayan kişilerden oluştuğuna tanık oldum ki, eğer tümü ile doğruysa bunun pek de sevindirici bir durum olmadığını, kuru bir Alman kalabalığı olduğunu düşüneceğim. Fuar cuma bittiği için, sonuna doğru anlarız bu durumu ancak.
Fuarın bir diğer özelliği, pek çok etkinliğe de aynı zamanda yer veriyor olması. Alman-Türk Lojistik Forumu örneğin dikkat çeken organizasyonlardan bir tanesi bana göre. Gerek en çok ürün ihraç ettiğimiz, gerekse en çok ithalat yaptığımız ülkenin Almanya olduğunu düşündüğümüzde, elbette Alman-Türk lojistik ilişkilerini de gözden geçirmek gerekir. Yine ADR ile ilgili düzenlenen oturum ile bu kavramı ne kadar benimsediğimiz ele alınırken, “Türkiye ve BDT pazarında otomotiv ve tedarik zinciri endüstrisi AB’nin eşiğinde gelecek vaat eden bir bölge” konulu oturum da gayet iyi seçilmiş bir içerik taşıyor. Yanı sıra tekstilde lojistik gereksinimler, Türkiye’nin dış ticaret lojistiğinde riskler ve fırsatlar gibi konular da fuara renk ve farklılık katmış. Bu organizasyonda başından beri benimsemediğim tek yan ise, lojistik ödülleridir nedense. Ölçülebilir değerlerin yanı sıra, sadece büyüklüğün değil, başarının da daha somut veriler ile ölçümlendiği güne dek de benimseyebileceğimi düşünmüyorum.
Böylesine başarılı olabilecek organizasyonlara imza atabiliyor olmamız güzel, ancak yeterli değil. Pek çok açıdan stratejik bir bölgede olan Ülke’mizin artık fuarlar konusunda da özellikle Avrupa ve Ortadoğu’nun lideri konumuna oturması ve çok daha büyük organizasyonları yapabiliyor olması lazım. Bu sadece lojistik değil, her alandaki fuarlar için de böyle olmalı. Bir şeyi kırk kere söylersen olur demiş atalarımız. İki, üç, dört, beş…..