Forum İstanbul'da büyüme ve iç tasarruf tartışmaları önemli idi

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Özgencil Yayıncılık tarafından düzenlenen, Yavuz Canevi ve Şeref Özgencil'in yönetiminde gerçekleştirilen Forum İstanbul buluşmalarının bu yılki başlığı "Dünya Finansal ve Ekonomik Krizinden 2023 Türkiye'sine" idi...

Forum İstanbul'un önemi giderek daha iyi anlaşılıyor. Çünkü toplantılarda Türkiye için önem taşıyan konuları yerli ve yabancı uzmanlar tartışıyor.

Bu nedenle Forum İstanbul toplantılarının stratejik partnerleri de giderek artıyor. Bu yılın toplantısında stratejik partnerler Akbank, Hedef Alliance, Türk İhracatçılar Meclisi ve Hürriyet idi.

Bu yıl ele alınan konular arasında en fazla ilgi uyandıranı Türkiye'de büyümede iç tasarrufun önemi idi.

Prof. Dani Rodrik, Türkiye'de yatırım ve büyümenin aşırı ölçüde dış borçlanmaya bağlı hale geldiğine dikkati çekti. Sağlıklı büyüme için iç tasarrufların artırılması gerektiğini vurguladı.

Kamu tasarruflarının artırılması için faiz dışı fazlanın büyük tutulması gerektiğini belirtti.

Prof. Kemal Derviş de Türkiye'de iç tasarrufların yetersiz olduğunu söyledi. Uzun vadede istikrar için iç tasarrufların yüzde 25-30 oranına yükseltilmesini, bu durumda ancak yüzde 7-8 büyüme sağlanabileceğini anlattı.

İç tasarruf nedir? Bir yıl boyunca üretilen mal ve hizmetlerin parasal (katma) değeri milli geliri oluşturuyor. Milli gelirin bir bölümünü halk ve kamu tüketiyor. Tüketilmeyen bölümüne tasarruf deniliyor. Tasarrufların da tamamının yatırıma gittiği varsayılıyor.

Bizde şimdilerde milli gelirin yüzde 17-18'i tasarrufa ayırabiliyor. Bir zamanlar hedef, tasarrufun yüzde 21'in üzerinde olması idi.

Tasarruf nasıl artırılır? Milli gelirden tüketime giden pay kısılarak aktarılır. Ücret kısılacak, vergiler artırılacak. İnsanlar daha az tüketecek.

Buna normal dönemlerde kemer sıkma deniliyor. Kemer sıkınca tasarruf artıyor ama iç tüketim de daralıyor. Kemer sıkmada varsayılan, iç tüketim daralınca üretimin aynen sürmesi, içeride tüketilmeyen malların dışarıya satılması.

Ama normal dönemde döviz kuru yanlış ise ve üretilen malın dış talebi yok ise bu mümkün olamıyor.

Şimdi kriz dönemindeyiz. Kriz döneminde her ülke durgunluğu aşmak için öncelikle talebi canlandırma arayışında.

Bizde vatandaşı sokağa çıkarma kampanyası yeni başladı. İşte böyle bir ortamda biz iç tasarrufu artırabilir miyiz, konusunu tartışıyoruz.

İç tasarrufu kolaylıkla artıran Asya ülkelerine özeniyoruz ama, o ülkelerde sosyal ve ekonomik yapının özellikleri bize pek benzemiyor.

İç tasarrufları artıramayınca ille de borçlanma alternatifi neden önümüze geliyor. Acaba doğru üretim stratejisi ile, dış talebi olan malları üretir ve doğru kambiyo politikası ile ihracatı teşvik eder isek gene hızlı büyüme imkanı ortaya çıkmaz mı?

Forum İstanbul'un 2009 toplantıları bu tartışmayı açması bakımından yararlı olmuştur.

Tüm yazılarını göster