Fiyatlama denkleminde Trump etkisi

ABD’de, 47. Başkanı seçmek için Kasım ayın­da seçim yapılacak. Hâlihazırda Demokrat Parti adayı ve mevcut başkan Biden ile Cumhu­riyetçi Parti adayı ve eski başkan Trump seçim yarışındalar. Hafta sonu seçim propagandala­rı sırasında Trump’a yönelik bir suikast girişimi gerçekleştirildi.

Çağlar KİMENÇE PİYASA PERSPEKTİFİ caglar.kimence@gmail.com

ABD’de, 47. Başkanı seçmek için Kasım ayın­da seçim yapılacak. Hâlihazırda Demokrat Parti adayı ve mevcut başkan Biden ile Cumhu­riyetçi Parti adayı ve eski başkan Trump seçim yarışındalar. Hafta sonu seçim propagandala­rı sırasında Trump’a yönelik bir suikast girişimi gerçekleştirildi.

Sonucun başarısız olması, gerek ABD siyaseti ve ekonomisi gerek ise global siya­si ve ekonomik ajandanın belirsiz-olumsuz hale dönüşmesine engel oldu. Ancak Trump’a yönelik bu teşebbüsün, ABD siyasetinde önemli bir eşik olduğunu ifade etmek gerekir. Olay, ülkede siya­si bölünme ve kutuplaşma olduğu sinyalini verir­ken bireysel silahlanmanın sorgulanmasına da sebep oldu. Tüm bunların yanında Trump’ın se­çim yarışında öne geçmesi gibi bir sonuca da yol açtığını söyleyebiliriz.

Trump’ın seçim yarışında avantaj sağlaması­nın piyasaları etkileyeceğini düşünüyoruz. Mev­cut durumda piyasalar, makro veriler-Fed düz­leminde ilerliyor. Son ABD verileri, ülke eko­nomisinin yavaşladığını da ortaya koyuyor. Bu yavaşlamaya Fed, “şahinlikten biraz uzaklaşma” şeklinde reaksiyon veriyor. O yüzden piyasalar; son birkaç haftadır riskli varlıklara yönelme ve ılımlı fiyatlama yapma halinde ilerliyor. ABD pa­ra birimi değer kaybederken; hisse, tahvil, kıy­metli madenler ve euro, sterlin gibi diğer para­lar primleniyor.

ABD’de sadece enflasyon aşağı gelmiyor, söz konusu yavaşlama istihdamda da erozyona yol açıyor. Hal böyle olunca Fed, artık sadece enflasyon düşüyor demenin dışında istih­dama da dikkat çekmek durumunda kalıyor. İş­sizlik oranı, son veri ile yüzde 4,1 seviyesine çı­karak 2024 için yüzde 4 olan Fed tahminini aştı. Şu anda karşımızda istihdamda olası kırılma ris­kinden çekinen bir Fed var. Mevcut durumda sü­reç; ekonominin yavaşladığı, enflasyonun düştü­ğü gayet “ideal” bir trendde ilerliyor.

Parasal sıkı­laşma “yolunda” gidiyor dersek çok da abartmış olmayız. Bu yapı, Fed için de piyasalar için de ga­yet makul durumda. Fed’in ne zaman ilk faiz in­dirimini yapacağı sorusuna Fed yetkilileri net bir cevap vermekten kaçınıyor. Paralelinde piya­sa ise Eylül ayında ilk indirimin olabileceği görü­şüne yoğunlaşmış durumda. CME verisine göre yüzde 90 ihtimalle Eylül’de ilk faiz indirimi ola­bilir. Yine de bu tahminin bağlayıcı olmadığını, Eylül toplantısına kadar karşılanacak yeni veri­ler olduğunu da akılda tutmak gerekiyor.

Fiyatlama düzlemi değişiyor

Suikast girişimi ile Trump’ın seçilme ihtima­li, rakibine göre artış kaydetti. Bu olayın etkisi, Pazartesi gününden itibaren piyasalarda görül­meye başlandı. Etkinin geniş çerçevede, olum­lu ve olumsuz sonuçları olduğunu söyleyebiliriz.

Olumlu tarafa, risk iştahının artmasını yazabi­liriz. Zira, Trump ABD ekonomisini önceliklen­diren bir ajandaya yakın. Ekonominin destek bulması, ekonominin canlanma umutlarını da beraberinde getirebilir. Resesyon ihtimalinin azalması ise Fed’i; olası resesyon ve istihdamda kırılma gibi istenmeyen risklerden uzak tutabilir. Sıkılaşmada, vaktinden evvel ve zaruri gevşeme kararına engel olabilir. Ancak belirttiğimiz gibi olumsuz etkiler de ortaya çıkabilir.

Destek bulan ekonomi, enflasyonla mücadeleye zarar verebi­lir. Örneğin; ABD para birimi ve tahvil faizleri, suikast olayından sonra yukarı tepki verdi. Arka planda az önce ifade ettiğimiz “ekonomide can­lanma spekülasyonunun” yer aldığını söyleye­biliriz. Saldırı, Trump faktörünün fiyatlanması­nı kristalize etti ve öne çıkardı. Özetle; piyasala­ra makro veriler tarafından baktığımızda ‘makro veriler - Fed’ fiyatlama düzleminden, ABD’nin seçim tarihi yaklaştıkça ve Trump’ın kazanma ihtimali artıkça makro veriler-Fed-Trump düz­leminde fiyatlama yapmaya geçiş yapabilir.

İğneden ipliğe Trump etkisi

Trump fiyatlaması, sadece ABD ekonomisi ile sınırlı olmayabilir. Önceki başkanlık dönemin­de Trump, ABD’nin siyasi konumunu değiştirme yönünde kararlar almıştı. Bu sefer de benzer ka­rarlara imza atabilir. Bu nedenle iklim krizi, krip­to paralar, siyasi bloklar, Rusya ve Çin ile ilişki­ler, NATO gibi ekonomik ve siyasi başlıklar gün­demde öne çıkabilir. Piyasalar da Trump’ı salt ABD ekonomisi çerçevesinde değil daha geniş çerçevede fiyatlamak durumunda kalabilir.

Bu hafta fiyatlamada bilanço etkisi: 500 - 7 = 493

Fed ve Trump üzerinden makro veriler, finan­sal araçların yeni denge noktalarına ilerlemesi­ne neden oluyor. ABD şirketlerinin, 2. çeyrek fi­nansalları açıklanmaya başladı. Genel beklenti, sonuçların iyi olacağı şeklinde. Beklentiler kar­şılandığında ve sonuçlar, beklentilerden daha iyi olduğunda, şirket bazlı veya sektör bazlı his­se talep artışı görebiliriz.

Özellikle büyük şirket­lerden küçük şirketlere yönelik rotasyona, bü­yük şirketlerin iyi bilançoları ara verdirebilir. S&P500 endeksindeki 7 büyük şirketin sürükle­diği yükseliş, söz konusu şirketlerde iyi bilanço­lar görülmesi halinde sürebilir. Aksi halde ro­tasyon isteği öne çıkabilir. Bu halde ise ABD en­deksleri biraz daha karışık seyir izleyebilir, tarihi zirve seviyeleri sorgulanabilir.

Tüm yazılarını göster